İlginç Kareler; Somaliland!

Abone Ol

Terörist Netanyahu önceki gün Somaliland’ı resmen tanımak için karşılıklı bir bildiri imzaladığını duyurdu.
Siyonist Terör Rejiminin, daha kendisinin meşruiyeti sorgulanırken başka bir bölgeyi tanıma çabası tamamıyla beyhude çırpınma çabasıdır.
Somali’de 1991 yılındaki iç savaşta devlet sistemi çökünce Somaliland olarak adlandırılan bölge bağımsızlığını ilan edip bağımsız bir devlet gibi hareket etmeye başlıyor.
BM’deki hiçbir ülke Somaliland’ı tanımazken şimdi Siyonist Rejimin bu girişimi yine İran’a karşı alınmış bir karar kılıfıyla sunuluyor.
“İran’ın vekil güçlerine karşı bir çapa atıyorum!” diyerek Somaliland’ı tanımayla başlattığı bu girişim sadece Ortadoğu’yu etkilemekle kalmayacak; Ön Asya, Afrika ve Avrupa’yı tetikleyecek bir karar.
Bölgedeki azgınlıklarını ve hukuk tanımaz taşkınlıklarını devamlı ‘Terörle mücadele!’ gibi oldukça karmaşık anlamlar taşıyan ve her tarafa çekilebilecek kavramlara sığdıran Siyonistler, Somaliland kararını da İran ve bileşenlerine karşı bir çapa olduğunu söylüyor.
Elbette ki bu mesele sadece İran ve tabir edilen ‘Vekil Güçleri’ ile sınırlı değil.
Afrika Boynuzu olarak tanınan bu bölge Uluslararası Ticaret Geçiş Yolları açısından hayati derecede önemli.
Birçok ülke burada etkilidir ve askeri üsleri bulunmakta.
İnsanlık tarihinin en yüzsüz ve en vahşi terör yapılanması olan Siyonist Rejim, gerçekte bir taşla kuş sürüsü indirmenin hesabında.
-Öncelikle ‘Ben Gurion Kanal Projesi’nin girişini Somaliland’dan başlatıyor.
-Bir ucunda Akabe Körfezi diğer ucunda Babülmendep Boğazı’nın bulunduğu Kızıldeniz’de istediği gibi at koşturmak isteyen Siyonist Rejim, mevcut halleriyle güçsüz olan buradaki ülkeleri daha da güçsüzleştirerek tüm Kızıldeniz’de tam bir Hegemonya kurmak istemekte.
-Siyonist Rejim, Afrika’da süregelmekte olan çekişme alanına dahil olmak için BAE ile birlikte rahatlıkla kullanabileceği, tam kontrol edebilecekleri bir bölge istiyorlar.
Siyonist Rejim Kızıldeniz kıyısına paralel bulunan Doğu Afrika’da Etiyopya ile nötr bir politika izlerken, Eritre ile paralel bir politika yürütüyor. Hatta öyle ki Eritre açıklarındaki takımadalarında MOSSAD’ın bir dizi izleme ve gözleme üslerine izin verildiği biliniyor.
-Afrika tarafında Eritre ve Cibuti’nin bulunduğu karşı kıyıda ise Husi’lerien kontrolündeki Yemen’in olduğu Babülmendep Boğazı’nın kontrolünü tümüyle ele geçirmek için Somaliland’ı askeri bir üsse çevirmek istiyorlar.
-Siyonistler, Somaliland hamlesiyle bir yandan da Hint Okyanusu’na açılmak ve burada etkin olmak istiyorlar.
-İlginçtir; Siyonistlerin Somaliland’ı tanımasının hemen ertesi günü Siyonist Yahudi bayraklarıyla bazı kişilerin sokaklara döküldüğü görülüyor. Haliyle sormak gerekiyor; bu hazırlık önceden mi yapıldı, nereden çıktı bunca bayrak, nereden geldi bu Yahudi hayranlığı?
Dünya basınına verilen görüntüler aslında tüm insanlık tarafından lanetlenip tecrit edilen Siyonist Rejimin ve Yahudilerin bir algı operasyonu ve PR’ıdır.
- Siyaset yönüyle kendini devamlı kamufle etmeyi tercih eden Siyonistler, bu hamle ile kendilerini ifşa etmiş oldular.
-Batı Basınının (özellikle İngilizlerin) hususi olarak vermeye çalıştığı mesaj Yahudi Rejiminin sözüm ona ‘Kabul Gördüğü’ algısıdır.
Oysa sahadaki realite hiç de öyle değil. Yani Somaliland’ın mevcut kabile düzeni Yahudi istilasını kabul etmez.
Türkiye açısından da sıkıntılı bir sürecin yaşanacağı anlaşılıyor.
Hint Okyanusu’na yönelik ciddi düşünceleri olan Türkiye’nin jeopolitik hamlelerine karşı geliştirilen bu girişim (Eritre dışında) neredeyse tüm dünya tarafından reddedildi.
Siyonistlerin özellikle Türkiye karşıtlığı konusunda gündem oluşturma çabaları da dikkatle incelenmelidir. Yani gerçekte bir Türkiye düşmanlığı mı var yoksa olduğundan çok daha büyük mü gösteriliyor?
Basına sızdırdıkları bir diğer mesele de ‘Bir milyon Gazzelinin Somaliland’a tehcir edileceği’ konusudur.
HAMAS tarafından açık bir hezimete uğrayan Yahudiler bu konuyu gündeme bir daha getirip insanlığı yoklamak istiyorlar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar Gazzelilerin iradesi karşısında bir kez daha yenilgiye uğrayacaklar inşallah!
Bununla birlikte hesap etmedikleri en önemli nokta; İslam Dünyası’nda oluşan ORTAK TEPKİ oldu.
Afganistan Emirliği’nden, Lübnan Hizbullahı’na, Somali’deki Eş Şebab’tan Yemen’deki Mücahidlere (HUSİ’LERE) KADAR BİRBİRİNDEN FARKLI VE UZAK Müslümanların aynı noktada bir araya gelmelerine yol açmış oldu.