Hızla yaklaşan büyük savaşa hazır mısınız?
İsmini bizim iyi bildiğimiz ancak Yahudilerin koyduğu ‘Kudüs Savaşı’na hazır mısınız?
Allah (cc) bunu da onlara söyletti.
Ekranlar günlerdir ABD Başkanı Trump’ın Nobel tutkusuyla devreye aldığı ‘Ateşkesi’ konuşup yazarken aniden gündeme siyonist yetkililerin planlanmış açıklamaları geldi
Planlanmış açıklamalar diyorum çünkü söylenenler öyle yenilir yutulur cinsten şeyler değil.
Ortaya birden Kudüs Savaşı söylemi atıldı.
İlk işaret fişeği Siyonistlerin eski bir tümgeneralinden geldi.
Sözde emekli general Gershon Hacohen’e (Kohen’e) hususi olarak söyletilen bir ifadeye göre Yahudiler Kudüs Savaşı’na hazırlanıyormuş.
Kohen; “Yeni bir savaşa, Kudüs Savaşı’na doğru ilerliyoruz. Kudüs Savaşı yakında başlıyor. Artık Kudüs’ün hakimiyeti savaşına giriyoruz. Karşımızda Türkiye var. Bu, tehlikesi iyi anlaşılması gereken varoluşsal bir savaş.” ifadelerini kullanıyor.
İşgal ordusunun emekli generallerinden Kohen, israil merkezli Channel 7’ye verdiği röportajda “yeni ve varoluşsal bir savaşın” başlamak üzere olduğunu belirterek çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. Kohen, bu savaşın artık sadece Gazze ile sınırlı olmadığını, bölgesel ve stratejik olarak “Kudüs odaklı/merkezli” bir mücadeleye dönüştüğünü söyleyerek en büyük tehdit olarak da Türkiye’yi işaret ediyor.
Katil General Kohen, mevcut durumun klasik çatışma dinamiklerinin ötesine geçtiğini vurgulayarak, Yahudi rejiminin karşı karşıya olduğu yeni tehditlerin askeri sınırların ötesinde ideolojik ve stratejik boyutlara sahip olduğunu iddia ediyor.
Kohen ailesi Yahudiler arasında köklü ve önemli bir aile.
Hz. Musa’dan geldiğini iddia ettikleri bu aile onlara göre kutsal Süleyman Mabedi’ni korumak ve gözetmekle görevli.
Yani Kohen Ailesi’nden bu emekli generale Kudüs Savaşı’nın başlamak üzere olduğunu söyletmek öyle sıradan bir olay değil.
Kohen’den sonra Siyonist basında da ‘Kudüs Savaşı’nın yaklaştığı yönünde haberler çıkmaya başladı.
Siyonist Yahudilerle yapılan anlaşmaların hiçbir güvenlik garantisinin olmadığını neredeyse tüm dünya bilmekte. Buna rağmen Ateşkesin uzatılması için HAMAS elinden geleni yapmakta.
Ateşkes kararının uygulanmaya başladığı andan itibaren Gazze’de devşirdikleri Çeteleri harekete geçiren Yahudiler hiçbir anlaşmaya uymayacaklarını ilk andan itibaren göstermiş oldular aslında.
Siyonist rejim, insanlığın aklıyla alay edercesine HAMAS'ın ateşkesi ihlal ettiği iftirasıyla Gazze'yi savaş uçaklarıyla 40’tan fazla kez vurup onlarca insanı katlederken Şarm-ül Şeyh’te imza atan 33 ülkeden ses çıkmaması ayrı bir ilginçlik.
Sırtını emperyal Amerika’ya dayayan soykırımcı Yahudilerin sözde Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir ateşkes ile kastlarının ne olduğunu yani asıl niyetlerini aşikâr eden bir açıklama yaptı.
Terörist Ben Gvir yaptığı skandal açıklamada rehineleri aldıklarını ve savaşmaya devam etmeleri gerektiğini, Gazze’ye Cehennem kapılarını açmaları gerektiğini söylüyor.
Sözde emekli general ve Terörist Ben Gvir’in açıklamaları öyle gösteriyor ki;
Ateşkesin Yahudiler tarafından bozulması an meselesi.
Hatta daha ötesi planlamalarına göre Mescid-i Aksa’nın yıkılmasının ve Süleyman Mabedi’nin kurulması vaktinin geldiğini düşünüyorlar.
Yani; KUDÜS SAVAŞI söylemi öyle rastgele söylenmiş bir söz değil.
Sapkın Yahudi inancına göre bunun vakti gelmiştir.
O halde kendimize soralım:
Biz fert olarak, devlet olarak bu ‘Kudüs Savaşına’ hazır mıyız?