İlginç Kareler; ‘Büyük hezeyan!’

Abone Ol

Terörist Netanyahu, geçen hafta eski Milletvekili Sharon Gal'den "vaat edilmiş topraklar" muskasını kabul ederken, bunun "Büyük israil hayaliyle çok fazla uyum sağladığını" kendisinin de bu vizyona karşı güçlü bir bağ hissettiğini söyleyerek bunun için ‘tarihi ve manevi bir misyon üstlendiğini’ vurgulamıştı.

"Büyük israil" kavramı, siyasi Siyonizmin kurucusu olarak kabul edilen Theodor Herzl’in günlüklerinde konu edinmiş ve Yahudi devletinin " Nil Nehri’nden Fırat Nehri'ne kadar" uzanması gerektiği şeklinde yazılmış.

Basına sızdırılan haberlere göre ‘Büyük israil’ söylemi ilk etapta işgal rejiminin etrafındaki 7 ülkeyi direkt etkilemekte.

Bunlar; Filistin, Lübnan ve Ürdün'ün yanı sıra Suriye, Irak, Mısır ve Suudi Arabistan'ın önemli bölümlerini kapsayacak şekilde toprak genişlemesi vizyonu olarak anlaşılıyor.

Bu hedef uzun zamandır sağcı Yahudiler tarafından dile getirilmekte.

Bir de Arz-ı Mev’ud hedefi var ki bu daha geniş topraklara işaret ediyor. Nil’den Fırat’a kadar olarak tanımlanan bu haritanın dini temelleri muharref Tevrat’ta ‘Mısır’dan Çıkış’ bölümü ve Hz. İbrahim’in ayağının değdiği her yer olarak anlatılır.

Buna göre; Mısır’da Nil nehrinin doğusundan güneyde Tebük havzasına doğuda Şattül Arab (Basra Körfezi) kuzeyde Fırat Nehrinden Ceyhan Nehri’ne kadar olan bölümler arasındaki sınırları kapsar.

Nitekim Siyonistlerin terörist ordusunun kollarında bulunan askeri armada Nil’den Fırat’a sınırlarını belirten harita tüm dünyanın gözlerine sokulmakta.

İlginçtir buna rağmen kimse bu konu üzerine gitmemekte.

Bu konudaki en çarpıcı açıklamayı İran Dini Lideri Hamaney’den geldi. Terörist Netanyahu’nun “Büyük İsrail” açıklaması üzerine “Siyonistlerin hedefi Nil’den Fırat’a kadar olan yerleri gasp etmektir. Siyonistlerin eylem planı önce bunun zeminini hazırlamaktır!” yorumuyla çevre ülkeleri bir kez daha uyarmaya çalıştı.

İran, Ortadoğu ülkelerini uyarsa da çevre ülkelerinin bu kıyamet senaryosuna sessiz kalmaları anlaşılır gibi değil. Oysa nicesi ‘Bir karış toprak için kendi ülkesinde gözünü kırpmadan binlerce vatandaşını kıyımdan geçirebilmekte...’

Şimdi Siyonistler; Ürdün, Suriye ve Lübnan’ın tümünü Suudi Arabistan, Irak, Mısır ve Türkiye’nin bir kısmını açıkça hedeflerine koymuşken hiçbir ülkeden dişe dokunur bir karşılık gelmemesi ilginç değil mi?

Bölge ülkeleri ciddi bir tepki göstermezken okyanus ötesinden bu planların ön adımı olarak üst üste yeni hamleler geliyor.

İstihbarat dünyasında "Gölge CIA" olarak bilinen RAND Corporation’un yayınladığı bir rapor çarpıcı sonuçlarıyla terörist Netanyahu’nun hayallerinin ön hazırlığı niteliğinde.

RAND’ın Küresel Riskler ve Güvenlik Merkezi Direktörü Andrew Parasiliti, Ortadoğu’ya dair dikkat çekici değerlendirmeler yapıyor.

İleriye dönük sinsi ve karanlık hedeflerin deklare edildiği yazıda, işgal rejiminin önünü açacak hamleler yapılacağına dikkat çekiliyor.

ABD'nin Lübnan hükümetine Hizbullah'ı silahsızlandırması için Ağustos sonuna kadar süre verdiğini açıklayan Parasiliti,

"Suriye; İsviçre tarzı federal bir yapıya geçmeli" diyerek yerel yönetimlerin güçlendirilmesini ve merkezi ordunun yetkilerinin kısıtlanmasını istiyor.

Yani tam da Siyonist işgalcilerin istediğini söylüyor.

RAND’ın yayımladığı analizde Türkiye ile ilgili olarak da dikkat çekici bir nokta var:

‘Kerkük-Baniyas boru hattının yeniden açılması planı’ yürürlüğe girerse Ceyhan Petrol Boru Hattı’na doğrudan darbe vuracağını belirten analiz, “Bu proje hayata geçerse, Türkiye'nin bölgedeki enerji üstünlüğü sarsılabilir" diyerek bu projenin PYD’nin kontrolündeki Kuzey Suriye’den geçeceğini de özellikle vurguluyor.

Bu noktada CENTCOM’un SDG/PYD’ye dün itibariyle ABD ordusu envanterindeki an ağır silahlardan olan son teknik donanımlı tanksavar ve uçaksavarları acil olarak tedarik edip beklenen saldırılara hazırlanması; siyasi koridorlarda ne söylenirse söylensin aslında Küresel Siyonizmin belirlediği planların sessizce uygulandığını gösteriyor.

Kısacası Küresel Siyonizm’in ‘Büyük İsrail/ Büyük Hezeyan’ hedefi için her şey yapılırken çevre ülkelerin hala saf saf yaşananları seyretmeleri anlaşılır gibi değil!