İlginç Kareler; Büyük davanın büyük haini!

Abone Ol

Dönemin iki kutuplu dünyasında ve yükselen Milliyetçi dalgaların eşiğinde Mısır C. Başkanı Abdunnasır’ın diğer Arap Liderlerine karşı daha fazla ön plana çıkmak ve hareketi israile karşı kullanmak amacıyla yardım etmesiyle 1964’te FKÖ (PLO) kurulmuştu.

FKÖ’nün içindeki en güçlü örgüt olan El Fetih örgütü (ve onun askeri kanadı olan El Aksa Şehidleri Tugayı) yıllarca işgalci Siyonistlere karşı yoğun direniş eylemleri gerçekleştirdi.

Yaser Arafat’a farklı komplolarla boca edilen Müteahhit/ işadamı Mahmut Abbas, kısa bir süre sonra FKÖ yönetimine girmiş ve Arafat tarafından başbakan yapıldıktan sonra Filistin bürokrasisinde kadrolaşır ve Muhammed Dahlan isimli hainle birlikte Filistin davasını adım adım israil iç istihbarat servisi Şin Bet’in denetimine sokmaya başlar.

Arafat’ın şüpheli ölümünden sonra 2005 yılında Filistin’de yapılan Başkanlık seçimlerini kazanan Mahmut Abbas o tarihten sonra seçim yaptırmamış ve bir gasıp olarak gayr-i meşru bir şekilde Başkanlık koltuğunu işgal etmekte.

Mahmut Abbas, her ne kadar Filistin’de hiçbir karşılığı kalmayan sembolik bir lider olsa da özellikle Batılı devletler ve Siyonist lobiler tarafından el üstünde tutulmaya devam ediyor.

Bırakın Filistin halkını, El Fetih’ten ayrılan ‘Filistin Mücahid Hareketi’ dahi Mahmut Abbas ve El Fetih gerçeğini içeriden en yalın haliyle bildikleri için “Abbas’ın Direnişi suçlayıp işgalcileri akladığını” belirtiyor.

Birkaç gün önce işgal altındaki Batı Şeria’da Filistin Merkez Konseyi'nin toplantı sonuçlarını açıklamak için ekranların karşısına geçen Abbas, tüm diplomatik nezaket kurallarını çiğneyerek ağız dolusu bir şekilde HAMAS’a hakaret etti.

Asıl can alıcı noktalar ise hakaretlerinin gölgesinde kalan söylemlerdi.

Abbas, “HAMAS, Ulusal çıkarlar doğrultusunda Gaazze’deki kontrolünü mutlaka sona erdirmeli ve Gazze’deki SORUMLULUKLARINI ve SİLAHLARINI Filistin yönetimine devretmelidir. Neden elinizdeki Amerikalı rehineyi serbest bırakmıyorsunuz? Köpeğin Oğulları...! Elinizdekileri bırakın bitsin bu iş! israilin bahanelerini ortadan kaldırın!” diye köpürüyor.

87 yaşında Stockholm sendromundan hala kurtulamayıp kendi halkının çektiği çilelere bigane kalan, düşmanla işbirliği yapmayı gururla sergileyen bu İNSAN SURETLİ ŞEY, HAMAS’IN ESİR DEĞİŞİMİNDE gösterdiği aziz ve olgun duruşuna muhatap oldu.

HAMAS yetkilileri, ülkelerini ve halklarını gerçekten seven vatansever kişiler oldukları için bu hakareti şahsileştirmeyip, üzerlerine (haklı olarak) almadan olgun bir şekilde cevaplamayı tercih ettiler.

Usame Hamdan, Filistin Merkez Konseyi'nin toplantı sonuçlarını eleştirip Mahmud Abbas'a, doğrudan bir mesaj göndererek, “Ey Abbas; biz İzzeddin el Kassam, Abdülkadir el Hüseyni ve Şeyh Ahmed Yasin'in evlatlarıyız ve şehitler Yahya Sinvar ve İsmail Heniye'nin yoldaşlarıyız. Senin dediğin gibi değiliz.” dedi.

Hamdan, “Belki Abbas çocuklarına böyle seslenmeye alışmıştır, ama biz onun çocukları değiliz!” diye ekleyerek başka bir gerçeğe nazikçe parmak bastı.

Oslo Teslimiyet anlaşmasının asıl mimarı olan Abbas, yıllardır işgalcilerin necis postallarını yalamasına rağmen Batı Şeria’nın parsel parsel işgal edilmesinin önüne mi geçebildi? israil bahane mi aradı da işgallerini genişletiyor? gibi sorular bir yana HAMAS’a saldırısı Abbas’ın yaptığı son hainliğin üzerini örtüyor

Bu toplantının gölgesinde kalan diğer önemli bir konu da; Abbas’ın bu toplantıda kendisi gibi bir hain olan Hüseyin Şeyh’i kendinden sonrası için ‘Başkan Yardımcısı’ olarak atayarak Filistin Ulusal davasının tabutuna son bir çivi çakarak büyük Filistin davasının büyük haini olduğunu göstermiş olmasıydı.