İİT.. Gün, birlik olma günüdür!..

Abone Ol

İnsan, savaş istemez ancak Tel Aviv, Hayfa, Yafa; terörist israilin Gazze’ye yaşattıklarını yaşamadan İran füzeleri durmamalı!..

Neden mi?

Çünkü siyonist teröristler, İran’a odaklanmışken bile Gazze halkından her gün yüz civarında insanı katlediyor.

Siyonist işgalcinin 13 Haziran’da İran’a yönelik başlattığı saldırının (Perşembe günü itibariyle) yedinci günündeyiz.

Siyonistler, vurulan stratejik noktalarını, ölü sayılarını gizliyor, fareler gibi sığınaklardan çıkamıyorlar. Kaçabilenler Güney Kıbrıs’a yelken açıyor.

Siyonist saldırının sebebi; İran'ın sözde nükleer silah üretmesini engellemek...

İyi de israil kim ki, dediğinizi duyar gibiyim.

Batının jandarmalığını yapıyor ya, ondan!

ABD de katılım sinyali verdi ancak kararsız. ABD’nin emlakçı başkanı Trump "Bunu yapabilirim. Yapamayabilirim. Yani, ne yapacağımı kimse bilmiyor" şeklindeki şizofrenik açıklaması Amerikan halkını utandırmaya devam ediyor.

İran, ABD’yi müdahil olması halinde bölgedeki tüm üslerinin hedef olacağı konusunda uyardı.

İran’a saldırı gerekçesi olarak hazırlanan ve 16 hayır oyuna karşılık 19 batılı ülkenin kabul ettiği UAEA raporu, “Minareyi çalan kılıfını hazırlar” sözünün gereğini yerine getirdi.

Sputnik'e konuşan eski Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Kıdemli Müfettişi Yousri Abu Shady, "UAEA raporu politize edildi ve yayınlandıktan 12 saat sonra İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının resmi bahanesi haline geldi. UAEA Genel Direktörü, Ajans'ın karakterine uymayan, gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan abartılı ve asılsız suçlamalarda bulundu. Batılı ülkeler ise bu raporu kullanarak, İran'ı anlaşmayı ihlal eden bir devlet olarak kınayan kararın UAEA Yönetim Kurulu tarafından kabul edilmesini sağladı.” diyerek UAEA raporunun Batılı ülkelerin telkinleri ve UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi'nin çabalarıyla kabul edildiğini belirtti.

İşin ilginç yanı ne, biliyor musunuz?

İran’ın Nükleer silah sahibi olmasını istemeyen ve engellemeye çalışan terörist israil nükleer silah sahibi ve dahası, ‘Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nı(NPT) hiçbir zaman imzalamamış olması... Ama İran NPT anlaşmasını imzalayan ülkeler arasında…

Anlayacağınız, nereden bakarsanız sonuç; Haydutluk!..

Nükleer silahlara sahip küresel siyonizm çetesinin, uluslararası orman kanununu işlettiği bu yerkürede nükleer silahlara sahip olmak bugün her bir İslam ülkesinin hakkı...

Kullanmak için değil elbette caydırıcılık gücünden faydalanma amaçlı… Keşke tüm nükleer güce sahip ülkeler ellerindeki bu insanlık düşmanı silahı yok etseler ama yapmıyorlar işte..

İnanılır mı bilinmez; Güney Afrika'nın apartheid hükümeti elli yıl boyunca kitle imha silahları geliştirdikten sonra 1989'da gönüllü olarak nükleer programını sonlandırdığını ilan etmişti. Apartheid rejimi israil, bunu hiçbir zaman teyit etmese de 1979 yılında Güney Afrika apartheid rejimiyle Güney Atlas Okyanusu'nun Hint Okyanusu'yla buluştuğu bir adada ortak nükleer denemesi yaptığı biliniyor.

Düşünebiliyor musunuz? 1948’de İngilizlerin bir ur gibi Filistin topraklarına yerleştirdiği siyonist rejim iki yıl sonra 1950’lerin ortalarında bu kez Fransa’nın desteğiyle Negev çölünde Dimona nükleer silah üretim tesislerinin temellerini atmıştı.

ABD ve batılı ülkelerin destek verdiği siyonist terör yapılanması yüzyıldır Filistin’e kan kusturuyor. Batının taşeronu bu çetenin Gazze’ye, İran’a yönelik saldırılarının önlenmesi ve İslam ülkelerini tehdit boyutundan çıkarılması için acil önlemlerin alınması gerekir.

Gün; farklı görüşler, mezhebi ayrılıkları konuşmanın günü değil. Aynı Peygamberin(SAV) ümmeti ehli kıble olarak ortak düşmana karşı birlik olma günüdür.

Cumartesi günü İstanbul’da toplanacak İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan(İİT) öyle kararlar çıkmalı ki;

İslam Barış Gücü kurulmalı..

Batılı ülkeler uyarılmalı..

Siyonist çete vurulmalı..

Başkenti Kudüs olan Filistin Devleti tanınmalı…

Çıkmazsa, bugün kuduz köpek gibi Filistinli çocukları parçalayan terörist israil, İran’la başlattığı saldırılarını Türkiye’ye sıçratmaktan çekinmeyecektir.