İçine Fethullah Kaçmış

Abone Ol

“Bizi bu kadar perişanlığa sürükleyenler, çoluk çocuğunun ciğerinden et yiyerek iyileşmeye uğraşsın ve iyileşemesin”

Tövbe, tövbe!..

Katil Netanyahu, Siyonist hahamlarla bir araya gelseydi, MOSSAD da onlara destek brifingi verseydi ancak böyle bir beddua metni yazabilirlerdi.

Sakin ol dayı, bir bayram sabahı cami avlusundasın.

Bu cümlelerinizi okuyunca Pensilvanya beddua orkestrasının Trabzon şubesini açtınız zanneder insanlar, zaten oğlunuzun STV programları da hafızalarda tazeliğini koruyor.

Hem öyle beddua deyip de geçmemek lazım.

Her cümlesinde tüylerimiz diken diken olmakla kalmıyor ok fırlatan kirpinin dikenleri gibi yerinden fırlıyor.

Beyninde işkence fantezin tavan yapmış dayı!..

İlkel Roma işkencecileri, Myanmar’daki vahşi Budistler, Uygurlara her türlü işkenceyi uygulamaktan imtina etmeyen kuduz Çinliler bile bu sözleriniz karşısında küçük dillerini yutarlar.

Müsebbipler sadece cezalandırılmayacak, sebep olanlarının çocuklarının ciğerleri iyileşme umudu olacak ancak yine de iyileşemeyecekler. Baba da masum çocuğunun ciğerini iyileşme umudu ile yiyecek..!

Sanırsınız ki oğlunuzu cami avlusundan alma zulmünü işlemişler.

Sanırsınız ki hakkıyla İstanbul Üniversitesini kazanan oğlunuza haksızlık yapılarak Kıbrıs’ta denkliği bile olmayan Girne Üniversitesine kaydırmışlar.

Sanırsınız ki oğlunuzla beraber yola çıkanlar, para kuleleriyle delege satın alıp oğlunuza ihanet etmişler.

Sanırsınız ki oğlunuzla ilgili MASAK raporlarındaki kırk sekiz sayfalık belgelerin hiçbirinin aslı astarı yok. Oğlunuza satış bedeli olarak “bağış” yazılan villaların bağış olduğuna inandık.

Sanırsınız ki oğlunuzun 121 sayfalık ifadesindeki soruların yüzde doksanı itirafçı ifadeleri değil.

Sahi, bütün bir halkın boğazından kısılanlar, sizin boğazınızdan nasıl geçiyor?

Hem bir bayram namazı sonrası cami avlusunda cani ifadeler masumluğunuza değil suçlu olduğunuza kanaat getirtir.

Hele sicilinizde tehdit ettiğiniz gazeteci bir gün sonra ölmüşse, tehdit ettiğiniz gazetecinin yedi sülalesine sövmüşseniz, tehdit ettiğiniz gazetecinin tek suçu kirli işlerinizi ifşa etmek ise…

***

Mehmet Öcalan 4 Nisan gününde genelde Avrupa ve Türkiye, özelde de Amara’da Abdullah Öcalan’ın doğum gününü kutlamak ve etkinlik yapmak için bir çağrıda bulundu.

Tapınağın yeni sunaklara ihtiyaç duyduğu gün gibi aşikâr...

Ancak Mehmet Öcalan’ın çağrısının karşılık bulması durumunda İmralı Notları’nı okuyanlar etkinlikte görev alsalar herhalde bir büyük karpuzun ortasına bir yaş pasta yerleştirirler, onun da ortasına yetmiş beş mum koyarlar. Öcalan, yaş pastadan bir dilim kestikçe bir dilim karpuz da kesilmiş olur. Böylelikle İmralı Cezaevi’nde Öcalan’a küçük bir dilim karpuz verenlere nispet yapılmış olur.

Cezaevi koşulları iyileştirilsin diye insanlar ölüm orucunda iken bir dilim karpuz için isyan eden, pardon Öcalan Türkiye’ye getirildikten sonra gömleğini hep son düğmesine kadar ilikledi, ‘inanmadıysanız 27 Şubat resmine bakın’ Öcalan için de o karpuzun bir hikmeti olur.

Önünde de biraz kültüralist olacak ancak “Bê zebeş jîyan nabe” sözü cuk diye oturur.