Kalın, Milli İstihbarat Akademisi tarafından düzenlenen "Uluslararası İstihbarat Çalışmaları Kongresi"nin açılışındaki konuşmasında, etkinliğin Türkiye'de yapılan ilk uluslararası istihbarat kongresi olduğunu söyledi.
Soğuk savaş dönemi sonrası dünyada artık yeni küresel düzen anlayışının had safhaya çıktığını belirten Kalın, Batı merkezli paradigmanın daha fazla sorgulanır hale geldiğini kaydetti.
"Ateşkesin uygulanması, bundan sonraki en önemli görevimiz olacaktır"
İbrahim Kalın, Gazze'de yapılan ateşkese ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:
"En sıcak gündem maddemiz olan Gazze'de ateşkesin sağlanmasıyla ilgili bildiğiniz gibi bu sabah itibarıyla yakın tarihimizde önemli bir sayfayı, dönemi geride bıraktık. 2 yıldır devam eden Gazze halkına yönelik soykırım politikaları, bugün itibarıyla bir ateşkesle artık sona ermiştir. Bunu derken tabii ki büyük bir ihtiyat ve dikkat içerisinde söylüyorum. Zira ateşkesin uygulanması, bundan sonraki en önemli görevimiz olacaktır. Kırılgan bir ateşkes yapıldı. Uygulaması, sahada denetlenmesi de aynı şekilde büyük bir hassasiyet ve dikkat gerektirmektedir. Bu tür hassas kırılgan ortamlarda ihlaller, sabotajlar her zaman olur ama bugün itibarıyla önümüzde, elimizde artık bir ateşkes var."
Kalın, Gazze'de akan kanın durması, gözyaşlarının dinmesi için tarihi fırsatın önlerinde bulunduğuna dikkati çekerek, bu fırsatı hayata geçirip kalıcı hale getirmek ve ateşkesi barışa dönüştürebilmek için herkesin üzerine büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı.
Sadece arabulucu ülkelerin ya da garantörlerin değil, Avrupa'dan Amerika'ya, Asya'dan Orta Doğu'ya bütün uluslararası toplumun bu ateşkesin kalıcı hale gelmesi için rol alması ve sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirten Kalın, "Bu ateşkes tabii ki sorunun çözümü değil, daha ilk adım. Sorun, ancak ve ancak Filistin Devleti kurulduğunda, Orta Doğu'da iki devletli çözüm hayata geçirildiği zaman gerçek manada çözüme yakın hale gelmiş olacak. Bunun imkansız olmadığına biz inanıyoruz. Evvelsi gün yaptığımız yoğun müzakere maratonunda da açıkça gördük, karşılıklı güvenin olmadığı yerde sorunu çözecek olan şey iradedir, niyettir, kararlılıktır ve bunların ürettiği umuttur." diye konuştu.
"Bunun üzerine barışı inşa etmek mümkün hale gelir"
Kalın, yürütülen müzakerelerde de muhataplarına tarafların birbirlerine güvenmediğini ifade ettiğini aktararak, şöyle konuştu:
"Güvenin olmadığı bir ortamda elimizde ne var? Elimizde bir siyasi irade var. 'Bu sorunu çözmek istiyoruz.' diyen bir siyasi irade var. Elimizde bir iyi niyet beyanı var. 'Evet biz bunu yapmak istiyoruz.' diyen bir niyet var. Eğer bu varsa o zaman umut var demektir. Bu üçü üzerine, yani irade, iyi niyet ve umut üzerine güveni inşa edebiliriz. Güven, bir adım sonra güvencelerle teyit altındadır. Güvenceler dediğimiz de bu ateşkesteki ana maddelerdir. Bu güvenceler üzerinden bir ateşkesi inşa edersiniz ve bunun üzerine bir barışı inşa etmek mümkün hale gelir."
Türkiye'nin bu süreçte akan kanın durması ve soykırımın sona ermesi için gece gündüz çalıştığını dile getiren Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu güçlü iradeyle Birleşmiş Milletler'den uluslararası toplantılara her alanda en yüksek ifadesini bularak bu konudaki kararlılığı ortaya koyduğunu kaydetti.
Kalın, bu konuyu sadece bölge meselesi olarak değil, küresel barışın da anahtar unsurlarından birisi olarak yakın şekilde takip etmeye devam edeceklerini vurguladı.
"Rusya-Ukrayna savaşının müzakere, barış yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz"
Sıcak çatışma alanlarından birisi olan Rusya-Ukrayna savaşında da Türkiye olarak bugüne kadar kritik roller üstlendiklerine değinen Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu savaşın sona erdirilmesi için de Türkiye olarak biz bütün taraflarla aynı anda konuşan, konuşmaya devam eden bir ülke olarak kendimizi konumlandırdık. Cumhurbaşkanımızın liderlik diplomasisi yoluyla hem Rus Devlet Başkanı'yla hem Ukrayna Devlet Başkanı'yla hem diğer ülkelerle yürüttüğü yoğun diplomasi faaliyetleri neticesinde bildiğiniz gibi İstanbul'da geçtiğimiz 3 ay içerisinde 3 toplantı yapıldı. Uzun bir aradan sonra ilk defa Rusya ve Ukrayna heyetleri doğrudan müzakereler yapma imkanı buldular. Türkiye olarak biz bu çalışmalara bundan sonra da ev sahipliği, arabuluculuk yapmaya, kolaylaştırıcı bir rol oynamaya devam edeceğiz. Biz Rusya-Ukrayna savaşının da müzakere, diyalog, barış yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz, inanmak istiyoruz."
"Suriye'nin herkesin yardımına ve desteğine ihtiyacı var"
Suriye'de de Esed rejiminin yıkılmasıyla ülkenin yeni bir aşamaya girdiğini belirten Kalın, toprak bütünlüğünün korunması, siyasi birliğin sağlanması, ekonomik kalkınmanın ve toplumsal bütünlüğün ileri taşınması için yoğun çaba içerisinde olduklarını söyledi.
Kalın, Suriye yönetimini devralan yeni yönetimin büyük meydan okumalarla ve sınamalarla karşı karşıya bulunduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yaklaşık 60 yıllık Baas rejimini yıkan, 14 yıllık iç savaşı sona erdiren bir kritik dönemin ardından Suriye'yi yeniden inşa etmek kolay bir iş değil. Suriye'nin herkesin yardımına ve desteğine ihtiyacı var. Zira yeni Suriye yönetimi çökmüş bir devleti, bölünmüş bir toplumu, iflas etmiş bir ekonomiyi devraldı. Bu yapıyı alıp yeniden tamir etmek, tedavi etmek, yeni bir Suriye inşa etmek sadece Suriyelilerin değil, hepimizin ortak sorumluluğudur."