HAMAS silah bırakır mı?

Abone Ol

Bugün dünyada ve Türkiye’de en çok sorulan sorulardan biri bu… Kafalar karışık… HAMAS’ın Trump tarafından ilan edilen ve Siyonist rejimin de kabul ettiği sözde barış teklifine HAMAS’ın olumlu gibi görünen bir cevap vermesi sadece düşmanların değil, dostların da zihinlerinde soru işaretleri yaratmış gibi görünüyor. Acaba HAMAS silah bırakacak mı? Böyle bir şey teslim olmak anlamına gelmez mi? HAMAS silah bırakırsa bunca mücadele, direniş, şehitlerin mübarek kanları heder edilmiş olmaz mı? HAMAS silah bırakırsa gerçekten barış gelir mi? İki devletli çözüm Filistin ve Yahudi halkları arasında barış ve huzuru getirir mi? Ortadoğu’ya barış gelir mi? Kudüs’ün, Gazze’nin kaderi ne olacak?

Fotoğrafın büyüğünü görenler için bu soruların pek bir anlamı yok? Çünkü ne HAMAS, HAMAS’tan ibarettir ve ne de Siyonist rejim, Siyonist rejimden ibarettir.

Ortada iki cephe var ve bu iki cephenin de niyetleri, amaçları, hedefleri, idealleri nettir. Her iki tarafın da ulaşmak istediği bir nokta var. Amerika’nın liderliği ve hamiliği altındaki Siyonist cephenin hedefi büyük Yahudi devletini kurmaktır. İslam topraklarında, İslam ümmetinin kalbine saplanmış büyük bir Yahudi devleti… Siyonist cephenin hedefi budur. İki devletli çözüm, barış, birlikte yaşama kültürü ve benzeri argümanlar birer algıdır sadece. Hedefe daha rahat ulaşmak, halkları uyutmak, direnişçileri tuzağa çekmek, etkisiz hale getirmek için piyasaya sürülen ayak oyunlarıdır. Bu argümanları dillendiren İslam ülkelerinin korkak liderleri de aslında bunun sadece bir algı olduğunun farkında ama halklarını uyutmak için bu hayali pazarlamak zorunda hissediyorlar kendilerini.

Siyonist cephe kesinlikle Filistin halkından arındırılmış bir Filistin, Müslümanlardan arındırılmış bir Kudüs idealine sahip. Amerika’nın ve Siyonistlerin yaptıkları gözler önünde… Eğer gerçekten barış gibi bir amaçları olsaydı Lübnan’ı, Suriye’yi işgale kalkışmaz, Yemen ve İran’a saldırmaz, Irak ve Mısır’ı tehdit etmez, Katar’ın başkentini bombalamaz, gözlerini Türkiye’nin topraklarına dikmezlerdi.

HAMAS ve direniş güçleri bunun son derece farkında, Amerika’nın ve Siyonistlerin barış masallarına asla itibar etmiyorlar. Ama harp hiledir. Sinsi düşmana karşı akıllıca, hikmetle mücadele etmek lazım. HAMAS ve diğer direniş güçleri; İslami Cihat, Hizbullah, Ensarullah, İran İslam Cumhuriyeti bir koordinasyon içindedirler ve düşmanla hikmetle mücadele etmektedirler. Direnişin diğer dostları da fikirleriyle ve tecrübeleriyle bu sürece katkı sunmaktadırlar.

HAMAS’ın sözde barış teklifine olumlu yaklaşması, toptan reddetmeyip barışa açık olduğunu ilan etmesi, düşmanın sinsi tuzağını bozan son derece zekice bir davranıştır. HAMAS, kendisine barış tuzağını kurup dünyaya kendisinin barış karşıtı olduğunu lanse etmek isteyen düşmanı kendi tuzağına düşürmüştür.

HAMAS’ın silah bırakması veya direnişten vazgeçmesi mümkün değildir. HAMAS, Amerika ve Siyonist rejime, kesinlikle yapmayacakları sözleri yerine getirmeleri için hodri meydan demiştir. Tuzaklarına tuzakla karşılık vermiştir.

Birçok insanın belki de farkında olmadığı şey şudur; Siyonistlerle Müslümanların arasındaki savaş daha ilk aşamadadır. Savaş ateşi yanmış ve her geçen gün gürleşmektedir. Siyonistlerin hedefinde sadece HAMAS veya İslami Cihat yoktur. Amerika ve Batının destek rüzgarını arkasına alan Siyonistler büyük israili kurmak için en uygun zamanın geldiğini düşünmekte ve Hizbullah’a, Ensarullah’a, Irak’taki direniş güçlerine ve İran İslam Cumhuriyetine saldırmak için ciddi hazırlıklar yapmaktadırlar.

Kısacası Müslümanlarla Siyonistler arası barış ufukta görünmemektedir. Gelecek günler çok daha büyük savaşlara, çatışmalara gebedir…