HABER MERKEZİ – HAMAS Siyasi Büro Üyesi ve Gazze Sorumlusu Dr. Halil El-Hayye, Gazze’de devam eden katliam ve ablukaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Telegram hesabından yayınladığı video mesajında, işgalcilerin başarısızlığını soykırım, açlık ve çocuk katliamlarıyla gizlemeye çalıştığını vurguladı.
DİRENİŞİN KARARLILIĞI VE HALKIN FEDAKÂRLIĞI
El-Hayye, Gazze halkının büyük bir sabır ve direniş içinde olduğunu belirterek, “Halkımız öldürülse, aç kalsa da Allah bize yeter dedi. Bu onur ve gururun simgesidir” ifadelerini kullandı. Kassam Tugayları ve diğer direniş güçlerinin kahramanca operasyonlarla işgalcileri engellediğini aktardı.
MÜZAKERELER ANLAMSIZ, SOYKIRIM DEVAM EDİYOR
Dr. El-Hayye, “Abluka, açlık ve soykırım sürerken müzakerelerin bir anlamı yok” diyerek, müzakerelerde kayda değer ilerleme sağlanmasına rağmen işgalcilerin müzakereleri terk ettiğini ve süreci geciktirip halkı yok etmeye çalıştığını söyledi. Yardım dağıtımının bir “ölüm tuzağına” dönüştürüldüğünü ifade etti.
AÇLIK, KATLİAM VE TERK EDİLMİŞLİK
Gazze’de açlık ve insani kriz derinleşirken, kadınların, çocukların ve sivillerin maruz kaldığı insanlık dışı muamelelere dikkat çekti. “Açlıktan ölen çocuklar, ağlayan kadınlar ve ayakta duramayan erkekler görüyoruz. Tüm dünya halkımızı terk etti” diye konuştu.
ARAP VE İSLAM ÜLKELERİNE ÇAĞRI
El-Hayye, Arap ve İslam ülkelerini vahşi siyonist rejimle siyasi ve ticari ilişkileri kesmeye çağırdı. Gazze’de yaşananlar karşısında “Öfkemizi her yolla ifade etmeliyiz” dedi. Halkın onurlu biçimde gıda, su ve ilaç almasının artık engellenmemesi gerektiğini vurguladı.
DR. HALİL EL-HAYYE'NIN, MESAJI:
Fedakârlıklarınız, çektiğiniz acılar ve haykırışlarınız boynumuzda birer emanettir. Allah'ın izniyle, yaşadığımız sürece onlardan vazgeçmeyeceğiz. Tüm bunlara rağmen, hiçbir umutsuzluğa kapılmayacaksınız ve Allah sizinledir ve yaptıklarınızın karşılığını verecektir.
Öldürüldüğünüzde “Allah bize yeter”, yerinden edildiğinizde “Allah bize yeter”, aç kaldığınızda “Allah bize yeter”, dediniz. Siz Allah'a aitsiniz, ne kadar yücesiniz! Başımızdaki taçlar, gurur ve onurun simgesisiniz.
Kassam Tugayları'nın, Kudüs Tugayları'nın ve direniş gruplarının evlatları, yürüttüğünüz kahramanca operasyonlar tüm hayallerin ötesinde ve dünya bunları anlamaktan aciz. Bu cani düşmana, terörizminin ve saldırganlığının cezasını tattırıyorsunuz. Cesaretiniz ve ateşinizin lavlarıyla, ‘Davut'un Taşları’ operasyonları serisinde, siyonist düşman ve onun suçlu ordusu tarafından şimdiye kadar tasarlanmış en büyük askeri operasyon olan sözde ‘Gideon'un Arabaları’nı engellemeyi başardınız.
Düşmanın Genelkurmay Başkanı, Gazze Şeridi'nden güçlerini çekmek için siyasi liderlerinden izin istemeye başladı ve başarısızlığını soykırımla, halkımızı aç bırakarak ve çocuklarımızı öldürerek örtbas etmeye çalışıyor.
Sevgili ve cömert halkımız, sabrınıza ve direnişinizin cesaretine ek olarak, direniş liderliği Gazze'ye ve halkına yönelik saldırıyı durdurmak için 22 ay boyunca tüm araçlarını ve ilişkilerini seferber etti.
Halkımızın çıkarlarını ve kan dökülmesinin önlenmesini ön planda tutarak zorlu müzakereler yürüttük. Bunu başarmak için halkımızın ilkeleriyle çelişmeyen her türlü esnekliği gösterdik ve arabulucuların bize sunduğu önerilere her aşamada yanıt verdik.
Son müzakere turunda net bir ilerleme kaydettik ve arabulucuların bize sundukları, özellikle geri çekilme, esirler ve yardımların girişi konularındaki tekliflerine büyük ölçüde katıldık. Siyonist işgalcilerden olumlu yanıtlar aldık, ancak işgalcilerin müzakerelerden çekildiğini ve ABD Başkanı'nın Orta Doğu temsilcisi Witkoff'un da onlarla işbirliği yaptığını görünce şaşırdık.
Bu, zaman kaybetmeyi ve halkımıza karşı daha fazla soykırım yapmayı amaçlayan açık ve teşhir edilmiş bir hamleydi. Daha sonra, yardım dağıtımının yönetimi nedeniyle uluslararası ve yerel kurumların rolü zayıfladı.
Düşman, binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına yol açan bir ölüm tuzağına dönüştürdüğü yardım mekanizmasını sürdürmekte ısrar ediyor. Ayrıca, yerinden edilmiş kişiler için bir izolasyon bölgesi oluşturmak amacıyla Refah'ın geniş bir alanını ele geçirmekte ısrar ediyor ve bu da Filistinli halkımızın Mısır veya deniz yoluyla yerinden edilmesinin yolunu açıyor. Bu, davamızın tasfiyesinin önünü açan açık ve apaçık bir plan.
Düşmanın son müzakere turunun sonuçlarını inkâr etmesi, şantaj ve oyalama girişimlerini sürdürmesi, müzakereleri açlığa mahkûm etmek için bir bahane ve araç olarak kullanması ve üzerimizdeki imha ve baskı savaşını sürdürmesi karşısında, biz de sahada elimizden geleni başarmaya çalışıyoruz.
Açıkça söylüyoruz: Gazze Şeridi'ndeki çocuklarımızın, kadınlarımızın ve halkımızın kuşatma, yok edilme ve açlığa mahkûm edildiği bir ortamda müzakerelere devam etmenin bir anlamı yok. Halkımıza derhal ve onurlu bir şekilde gıda ve ilaç sağlanması, devam eden müzakerelerin etkinliğinin ciddi ve gerçek bir ifadesidir. Halkımızın, acılarının ve evlatlarının kanının, işgalin müzakere hilelerinin ve siyasi hedeflerine ulaşmasının kurbanı olmasını kabul etmeyeceğiz.
Suçu örtbas etmek için propagandadan başka bir şey olmayan, "havadan yardım" adı verilen saçma oyunları reddediyoruz. Bunun en açık kanıtı, her beş hava yardımının bir küçük kamyona eşit olmasıdır.
Asıl adım, geçiş yollarını açmak ve halkımıza onurlu bir şekilde yardımların ulaşmasına izin vermektir. Bu, savaş zamanlarında bile uluslararası hukuk tarafından garanti altına alınmıştır.
Arap ve İslam ülkeleri, Filistin halkımız, hayal bile edilemeyecek dehşetler, katliamlar ve açlıkla karşı karşıya kaldıkça büyük bir terk edilmişlik duygusu hissediyor. Açlıktan ölen çocukları, ayakta duramayan erkekleri ve zayıflıktan ağlayan kadınları görüyoruz. Tüm bunlar karşısında, halkımızdan hiç kimse, bu kadar çok yetenek ve potansiyele sahip olan büyük milletimizin, imha ve açlık savaşı ve Gazze'nin onurlu halkına yardım, su ve ilaç ulaştırılmasının engellenmesi karşısında aciz kaldığını anlamıyor.
Halkımız, modern zamanların en korkunç Nazi soykırımında, canlı yayında halkımızın katledilmesini, aç bırakılmasını, öldürülmesini ve yok edilmesini izlerken, halkımızın bu terk edilmiş halini kabul edemeyiz.
Gazze'deki ablukayı kırmak, ailelerine ve kardeşlerine yiyecek, su ve ilaç ulaştırmak için pratik adımlar atmasının zamanı gelmedi mi? Suçlu siyonist işgalcinin sınırsız destek alırken, halkımızın yiyecek ve temel ihtiyaç maddeleri konusunda bile hiçbir destek alamaması acı verici, hatta trajik değil mi?
Arap ve İslam ulusunun ülkelerini ve bileşenlerini, siyonist oluşumla her türlü siyasi, diplomatik ve ticari ilişkiyi kesmeye çağırıyoruz. Ayrıca, özgür Gazze'de yaşananlar nedeniyle, halkımızın içinde gizlenen öfkeyi her türlü yolla ifade etmeye çağırıyoruz.”
Gazze'deki Filistin hükümeti:
KITLIK VE SOYKIRIM
GİDEREK ŞİDDETLENİYOR
Gazze Hükümeti, insani krizin “organize bir suç” olduğunu açıkladı. ABD ve uluslararası aktörlerin yanıltıcı açıklamalarla gerçekleri gizlediği vurgulanırken, 2,4 milyon nüfuslu bölgede açlık ve kuşatma derinleşiyor. Yardımlar kasıtlı engelleniyor, ölü sayısı hızla artıyor.
FİLİSTİN – Gazze’de yaşanan insani kriz, bölgedeki Filistin Hükümeti Medya Ofisi tarafından “kıtlık ve soykırım” olarak nitelendirildi. Yapılan açıklamada, uluslararası toplumun büyük vaatlerine rağmen önceki gün sadece 73 yardım tırının bölgeye giriş yaptığı, bunların çoğunun ya yağmalandığı ya da dağıtımının engellendiği bildirildi. Yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasının bilinçli biçimde engellendiği vurgulandı.
DERİNLEŞEN AÇLIK VE ÖLÜMLER
Gazze’de yaklaşık 2,4 milyon kişi, bunların 1,1 milyonu çocuk olmak üzere, ciddi gıda krizinin etkisi altında. Açlık nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 133’e yükseldi; ölenlerin 87’si çocuk. Bölgedeki insani durum “alarm verici” boyutlara ulaştı ancak uluslararası toplumdan kayda değer bir ses çıkmıyor.
YETERSİZ HAVA YARDIMLARI GERÇEKLERİ GİZLİYOR
Gazze’ye yapılan üç hava yardımının toplamının, sadece iki tır yardım malzemesine eşdeğer olduğu bildirildi. Ayrıca bu yardımların büyük kısmı çatışma bölgelerine düştüğü için sivillerin erişimine kapalı kalıyor. Medya Ofisi, ABD ve diğer büyük güçlerin yanıltıcı açıklamalarla gerçek durumu gizlediğini, yaşananların insani trajedi değil “organize bir suç” olduğunu belirtti.
SINIR KAPILARININ AÇILMASI TEK ÇÖZÜM
Filistin Hükümeti, krizle mücadelede tek yolun Gazze sınır kapılarının derhal ve şartsız açılması, temel gıda ve bebek mamalarının hızla bölgeye ulaştırılması olduğunu vurguladı. Yardımların engellenmesinin ve gıda krizinin ulaştığı kritik noktada uluslararası toplumun tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya olduğu ifade edildi. (İLKHA)
İşgal rejiminin açlığı dayattığı Gazze'de
BİR BEBEK DAHA AÇLIKTAN CAN VERDİ
Barbar israilin abluka ve kıtlık politikası Gazze’de ağır bir insani krize yol açıyor. Son 24 saatte 1’i bebek 14 Filistinli açlıktan hayatını kaybetti. Bölgede 40 binden fazla bir yaş altı bebek “yavaş ölüm” riski altında. Uluslararası toplumun sessizliği, yaşanan trajediyi derinleştiriyor.
GAZZE – Filistin haber ajansı WAFA’nın aktardığına göre, Gazze Şeridi’nde 7 aylık Muhammed İbrahim Ades adlı bebek, şiddetli açlık ve bebek mamasının bulunamaması nedeniyle yaşamını yitirdi. Son 24 saatte 1’i çocuk olmak üzere toplam 14 Filistinlinin açlıktan hayatını kaybettiği bildirildi. Böylece açlık nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 147’ye yükseldi.
FİLİSTİN SAĞLIK BAKANLIĞI UYARDI
Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir el-Burş, bölgedeki açlık krizinin devam ettiğini belirtti. Burş, “Gazze’de açlık can almaya devam ediyor” diyerek son 24 saatte yaşanan ölümleri paylaştı. Açlık nedeniyle ölenlerin 88’i çocuk olmak üzere toplam 147 kişi olduğu açıklandı. Burş, bu verilerin sadece istatistik olmadığını, vicdan sahibi herkes için yardım çağrısı olduğunu vurguladı.
KATİL İSRAİL ABLUKA UYGULAMALARINA DEVAM EDİYOR
Burş, katil israilin yardım girişini engellemesine dikkat çekerek, “Açlık, Gazzeli çocukları dünyanın gözü önünde katlederken; bebek maması ve yiyecek ise kilometrelerce uzakta. Bu sessizlik ne kadar sürecek?” diye sordu. Vahşi israil ablukasının tam bir soykırıma dönüştüğüne dikkat çekerek, Gazze’de kalan canların kurtarılması çağrısı yaptı.
40 BİNDEN FAZLA BEBEK “YAVAŞ ÖLÜM” RİSKİ ALTINDA
Gazze Hükümeti Medya Ofisi’nin açıklamasında, işgalci israilin 150 gündür bebek maması girişini engellediği belirtildi. Bölgedeki 40 binden fazla bir yaş altı bebeğin “yavaş ölüm” riskiyle karşı karşıya olduğu ifade edildi. İsrail’in sınır kapılarını derhal açması ve insani yardımların acilen ulaştırılması gerektiği vurgulandı.
BM’DEN KRİTİK UYARI
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher, Gazze’de her üç kişiden birinin günlerdir yemek yemediğini açıkladı. Fletcher, yardımların engellenmemesi, geciktirilmemesi gerektiğini belirtti. Kalıcı ateşkesin sağlanmasının zorunlu olduğunu hatırlattı.
GAZZE’DE İNSANİ FELAKET DERİNLEŞİYOR
İşgal ordusunun abluka ve saldırıları altında, Gazze Şeridi’nde açlık, susuzluk, ilaç ve temel hijyen malzemesi kıtlığı nedeniyle insani felaket yaşanıyor. Sivil altyapının büyük oranda tahrip edilmesi, yerinden edilenlerin barındığı çadırların hedef alınması, durumu daha da kritik hale getiriyor.
Barbar israilin Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda en az 59 bin 821 Filistinli şehid oldu, 144 bin 851 kişi de yaralandı. (AA)