Yapılan son müzakerelerle, iki yıldır kesintisiz bir şekilde siyonist Yahudilerin Gazze’de yaptıkları soykırım son buldu. Ateşkes antlaşması yürürlüğe girdi. Siyonistlerin bütün barbarlıklarına, insanlık dışı vahşetlerine, dünyanın en kaypak ve güvenilmez yaratıkları olmalarına rağmen ateşkes antlaşması imzalandı.
Bu antlaşma ile 24 aydır, devam eden siyonist barbarlık son bulmuş olacak. Gazze’ye gıda girişlerinin başlamasıyla açlıktan ölen çocuk görüntüleri de son bulur inşallah. Yüzyılın en büyük soykırımı ve en acımasız bombardımanı da son bulacak. Yahudilerin büyük kibir ve vahşetle, Müslüman çocuklarını katletme canavarlığı da bitmiş olacak.
Antlaşma haberlerinin gelmesiyle, mazlum Gazzelilerin şükür secdesine kapanarak Allah’a hamd ve senada bulunmaları, tekbir getirerek sevinçlerini ortaya koymaları bizleri de buruk da olsa sevince boğdu. Zira bunca şehide, katliama, yıkıma, açlığa ve kimsesizliğe karşılık sevinmeyi, belki de en çok Gazzeli mazlumlar hak ediyor. Belki de bu mazlumların sevinmesine sevinmek bizim hakkımız olabilir, yoksa bu kadar soykırım, yıkım, bombalama, açlık, ambargoya maruz kaldıkları süre içerisinde sadece onları seyretmiş olmamız vebal olarak bize yeter.
İki yıldır, siyonist katiller ve onların kayıtsız şartsız ve sınırsız destekçileri olan batı küfür cephesinin bütün silah, istihbarat, mühimmat desteklerine rağmen HAMAS’a diz çöktüremediler. HAMAS ise bütün imkânsızlık ve yokluğa rağmen, sadece Allah’a dayanarak ve sahip oldukları imanlarıyla bu şedid ve barbar küfür cephesine karşı azim ve kararlılıkla mücadele etti. Geri adım atmadı, umutsuzluğa kapılmadı, vatanlarını ve namuslarını bu alçak düşmana karşı korumak için seve seve canlarını ortaya koyarak cihad ettiler.
Gazze’deki bu soykırım sürecinde ABD ve bütün batı küfür cephesi siyonist katillere akla gelebilecek her türlü desteği sağladı. Bununla yetinmediler, istihbarat servisleri ve özel kuvvetleriyle Gazze’de Müslümanları katletmeye geldiler. Bütün bu katil sürülerinin vahşetleri, siyonist işgalcilerin barbarlıkları Gazze’yi yaktı, yıktı, taş üstünde taş bırakmadı. Yüzyılın en büyük insanlık krizini yaşattılar, ancak amaçlarına ulaşamadılar.
Netice itibariyle bu katiller sürüsü, HAMAS ile ateşkes antlaşması yapmak zorunda kaldı. İşte bu yüzden HAMAS kazandı diyoruz. Evet, HAMAS mücahitleri yokluk, açlık, imkânsızlık ve kimsesizlik girdabında verdikleri bu çetin mücadeleyle, barbar düşmanı antlaşma yapmak mecburiyetinde bıraktılar. Bu antlaşmayla siyonist katiller kaybetti. Ama onlardan önce ABD başta olmak üzere batı küfür cephesi de siyonistlerle beraber kaybetti. Ve siyonistlere destek verme zilletinde bulunun kukla İslam ülkeleri liderleri de efendileriyle beraber kaybettiler.
HAMAS savaş meydanında direndi, mücadele etti, geri adım atmadı, sabretti ve nihayetinde müzakere masasında da kazandı. Sadece HAMAS kazanmadı, aynı zamanda Filistin'e her zeminde, her şekilde destek veren müslim ve gayrimüslim bütün vicdan sahibi insanlar da kazandı. İnsanlık onurunun henüz tamamen yok olmadığını düşünen ve bunun yeniden ayağa kaldırılması gerektiğini dile getiren izzet ve şeref sahibi insanlar kazandı.
Ama HAMAS çok önemli bir şey daha kazandı. Müslümanlara, yokluk içerisinde dahi imanlarının onlara verdiği izzet ve şeref ile bütün küfür cephesine karşı mümince cihad etme bilinç ve şuurunu kazandırdı. Ey Müslümanlar! HAMAS bu izzet ve şerefi size kazandırdı, bari bu şerefe sahip çıkma ve destekleme erdemini ortaya koyun!