Açıklamada, yardımın “siyasi şantaj aracı haline getirilemeyeceği” vurgulanırken, Birleşmiş Milletler’in ve uluslararası kuruluşların insani ilkeleri koruyan tutumlarına destek verildi.
Hamas, israilin yardımları kendi askeri ve siyasi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalıştığını belirterek, bu yaklaşımın Cenevre Sözleşmeleri'ne aykırı olduğunu ve bilinçli bir aç bırakma stratejisiyle soykırım suçuna zemin hazırladığını belirtti. Açıklamada, israilin uluslararası hukuktan ve işgal gücü olarak insani yükümlülüklerinden kaçtığı belirtildi.
Hareket ayrıca , Birleşmiş Milletler ve diğer bağımsız kuruluşların, yardımların tarafsızlık, insanlık, bağımsızlık ve adalet ilkelerine uygun şekilde dağıtılması gerektiğini vurgulayan açıklamalarını takdir etti. Hareket, tek yetkili tarafın BM ve uluslararası kuruluşlar olduğunu, israil ya da onun yerel iş birlikçilerinin yardım sürecinde rol alamayacağını ifade etti.
Açıklamada, ''Yardımların bir siyasi şantaj aracına dönüştürülmesini veya işgalci İsrail’in koşullarına bağlanmasını kesin bir şekilde reddediyoruz. Sunulan mekanizmanın uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini ve İsrail’in Cenevre Sözleşmesi’nden doğan yükümlülüklerinden kaçışı olduğunu vurguluyoruz. Bu plan, aç bırakma ve halkı dağıtma politikasının bir devamıdır ve işgale daha fazla zaman kazandırarak soykırım suçlarını işlemeye olanak sağlar.
Uluslararası toplumu, İsrail’in yalana dayalı anlatılarına aldanmamaya çağırıyoruz. Bunun yerine, ablukanın tamamen kaldırılması ve gıda ile tıbbi yardımların BM denetiminde ve herhangi bir askeri veya siyasi müdahaleden uzak şekilde girişine derhal başlanması için harekete geçilmelidir. İsrail’in yardım girişini engellemeye devam etmesi ve insani yardım dağıtım sistemini bozması, onun bilinçli şekilde kıtlık yaratma niyetinde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.'' denildi.