Hareketten yapılan açıklamada, “Uluslararası güce Gazze Şeridi içinde direnişin silahsızlandırılması da dahil olmak üzere görevler verilmesi, bu gücün tarafsızlık vasfını ortadan kaldırır ve onu çatışmada işgalin lehine taraf haline getirir” ifadeleri yer aldı.

Hamas, bu kararın “Gazze Şeridi’nde, iki yıl boyunca benzeri görülmemiş soykırım savaşları ve terörist işgalin işlediği suçlarla karşı karşıya kalan halkın siyasi ve insani taleplerinin seviyesine ulaşmadığını” belirtti. Açıklamada, “Bu savaşın sona erdiği ilan edilmesine rağmen etkileri ve sonuçları hâlâ devam etmektedir” denildi.

Kararın, “Gazze Şeridi üzerinde uluslararası vesayet mekanizması” kurduğuna işaret eden Hamas, bunun “halk ve direniş güçleri tarafından reddedildiğini” vurguladı. Hamas ayrıca, “Bu karar, işgalin soykırımla gerçekleştiremediği hedefleri başka yollarla gerçekleştirmeyi amaçlamakta ve Gazze’yi Filistin’in geri kalan coğrafyasından koparmaya çalışmaktadır. Bu da halkımızın meşru ulusal haklarından, kendi kaderini tayin hakkı ve Kudüs başkentli Filistin devleti kurma hakkından mahrum bırakılmasına yol açmaktadır” dedi.

Açıklamada, “İşgale karşı direnişin her yolla yapılmasının meşru bir hak olduğunu ve bunun uluslararası hukuk ve sözleşmelerle güvence altına alındığı” vurgulandı. Silahlı direnişin işgalin varlığıyla doğrudan bağlantılı olduğu belirtilerek, “Silah meselesine dair herhangi bir tartışma, sadece iç siyasi bir mesele olarak ele alınmalı ve bu da işgalin sona erdirileceği, devletin kurulacağı ve halkın kendi kaderini tayin edeceği bir siyasi süreçle bağlantılı olmalıdır” denildi. Aynı zamanda, “Uluslararası güce verilen silahsızlandırma görevinin, tarafsızlığı kaldırdığı ve bu gücü işgalin lehine bir aktör haline getirdiği” tekrarlanarak vurgulandı.

Hamas, “Herhangi bir uluslararası gücün kurulması durumunda, bu gücün sadece sınırda konuşlanması gerektiğini, taraflar arasında ateşkesin denetlenmesi ve ateşin kesilmesinin izlenmesi gibi görevleri üstlenmesi, BM denetiminde olması ve yalnızca Filistinli resmi kurumlarla koordinasyon içinde çalışması gerektiğini” belirtti. Ayrıca, “Bu gücün, halka ve direnişe karşı güvenlik gücüne dönüşmemesi gerektiği” ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, “İnsani yardım, mağdurların kurtarılması ve sınır kapılarının açılması Gazze halkının temel hakkıdır. Bu yardımların siyasi pazarlık konusu yapılmaması, karmaşık mekanizmalara bağlı kalmaması gerekir. İşgalin neden olduğu benzeri görülmemiş insani felaket karşısında, BM ve kurumları, başta UNRWA olmak üzere tüm kaynakları seferber etmeli ve sınır kapıları derhal açılmalıdır” denildi.

Muhabir: Muhammed Mahsum Tuna