HAMAS'ın yurtdışı sorumlusu Halid Meşal, Al Jazeera'de yayımlanan Mavazin programına yaptığı açıklamalarda, Gazze'nin geleceğine dair belirleyici olanın yalnızca Filistin halkı olduğunu vurguladı. Meşal, Gazze'deki yönetimin hiçbir dış müdahale olmaksızın Filistinliler tarafından yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
Meşal, hareketin siyonist rejim tarafına yönelik yeni bir saldırının yaşanmamasını garanti altına alacak "gerçekçi ve uygulanabilir güvenlik yaklaşımları" sunduğunu belirterek, bunun silahsızlanma anlamına gelmediğinin altını çizdi. Meşal asıl tehdidin Gazze'den değil, siyonist rejimden kaynaklandığını belirtti.
Gazze'deki insani durumun iyileştirilmesinin, savaşın sona erdirilmesini amaçlayan anlaşmanın ikinci aşamasına geçiş için kritik bir baskı unsuru olduğunu dile getiren Meşal, HAMAS'ın bu sürecin hızlanması için tüm imkanlarıyla çalıştığını söyledi.
Filistin davasının bölgesel arenada yeniden canlandığını kaydeden Meşal, Gazze'nin ağır bedeller ödediğini ve artık toparlanma dönemine girmesi gerektiğini ifade etti. Silahın "Filistinliler için bir varlık meselesi" olduğunu belirten Meşal, "Nihai kararı ulusal çerçevede, bağımsız Filistin devletinin kurumları vermelidir" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın taraflara ikinci aşamaya geçiş için baskı yaptığını hatırlatan Meşal, bu aşamanın en tartışmalı başlığının HAMAS'ın silahları olduğunu, ancak hiçbir koşulda bu silahların "teslim" anlamına gelecek bir yaklaşıma açık olmadıklarını yineledi.
HAMAS, silahların ancak ulusal bir mutabakatla ve bağımsız Filistin devleti kurulduğunda devletin resmi güvenlik kurumlarına devredilebileceğini savunuyor.