İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Arakcı, ABD Başkanı Barack Obama ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasındaki telefon görüşmesinin ABD’nin talebiyle gerçekleştiğini söyledi.

Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’e New York ziyaretinde eşlik eden Arakcı, Amerikalı bazı yetkililerin görüşme talebinin İran’dan geldiği yönündeki açıklamalarına ilişkin, “Görüşme talebi ABD’den geldi. İki ülkenin temsilcileri aracılığıyla İran’la müzakere etme taleplerini ilettiler ve biz bunu kabul etmedik. Bunun üzerine telefon görüşmesini talep ettiler. Telefon eden taraf Obama idi” dedi.

Arakcı, katıldığı bir televizyon programında sunucunun “Böylesine küçük bir konuda bile dürüst olmayan ABD’ye müzakerelerde ne kadar güvenebilirsiniz?” sorusu üzerine şöyle konuştu:

“Bazı Amerikalı yetkililer yanlış ifadeler kullanmış ve iki ülke arasında ilişkilerin düzeltilmesini istemeyen bazı basın organları da bunu büyütmüştür. Duruma itiraz ettik. Karşı taraf söz konusu açıklamaların konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan kişilerce yapıldığını, ilerideki açıklamalarında durumu düzeltecekleri söylediler. Elbette bu ayrıntılara çok fazla önem vermemeliyiz. Önemli olan İran ile görüşme talebinin ABD tarafından gelmiş olmasıdır. Bu da İran’ın öneminin göstergesidir.”

“Elbette hiçbir zaman karşı tarafa yüzde 100 güvenemeyiz” diyen Arakcı, “Dini liderin ABD`ye olumsuz bakışı tamamen haklı gerekçelere ve geçmişte yaşadığımız birçok tecrübeye dayanmaktadır. ABD içerisinde birbirine muhalif birçok grup ve düşünce var. Bu muhalif gruplar tüm girişimleri başarısızlığa uğratmak için çalışmaya devam edecektir” ifadesini kullandı.

Gerginliklerle dolu bir geçmişin tek bir telefon görüşmesiyle normal bir ilişkiye dönemeyeceğinin altını çizen Arakcı, “ABD ile ilişkilerde değişiklik olması izlenecek doğru siyaset ve atılacak gerçekçi adımlara bağlıdır. Bir telefon görüşmesiyle ilişkilerin normale döneceğini düşünmekle hata edilmiş olunur” diye konuştu.

Henüz uzun bir sürecin başında olduklarına işaret eden Arakcı, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Beklentiler makul çerçevede tutulmalıdır. Önümüzde uzun bir yol var. Bu görüşmelere tam anlamıyla olumlu yaklaşmıyoruz. Geçmişe dayanan olumsuz düşüncelerimiz mevcut. Olumsuzlukları artıya çeviren pratikte atılan adımlar olacaktır.”