Sosyal medyanın yan etkileri nelerdir?
Sosyal medyanın gerçek hayata dair olumsuz yansımaları olduğuna vurgu yapan Medya Uzmanı Kurtuluş Kılınç, bilinçsiz sosyal medya kullanımının kişinin sosyal hayatı ve bedeni üzerinde ortaya çıkarabileceği zararlara karşı uyarılarda bulundu.
Teknolojinin hızla geliştiği çağımızda, toplumların ve bireylerin hayatına hızlı bir şekilde giren sosyal medya ağları, kullanıcılarda bedensel ve zihinsel anlamda olumsuz etkiler bırakabiliyor.
Son zamanlarda büyük bir bağımlılık haline gelen, kişileri etkisi altına alan bilinçsiz sosyal medya kullanımı, ciddi tehlikeleri de beraberinde getirmekte; zihni yorgunluk, dikkat dağınıklığı, sağlık problemleri ve yanlış yönlendirmelere sebebiyet verebilmektedir.
Sosyal medya kullanımı ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Medya Uzmanı Kurtuluş Kılınç, bilinçli kullanımla sosyal medyanın zararlarının en aza indirilebileceğini söyledi.
Sosyal medya bağımlılığının hem hayatı hem de insan ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini belirten Kılınç, "Sosyal medyanın yenilikçi medya olarak hayatımıza girmesinden sonra, elbette ki hayatımızdaki birçok şey olumlu anlamda değişti fakat onunla birlikte elbette bazı olumsuzluklar da var. Bu olumsuzlukların başında da bağımlılık geliyor." dedi.
"Yaptığımız bir paylaşımı kaç kişinin beğendiğini çok fazla önemsiyoruz"
Sosyal medya kullanımının olumsuz sonuçlarına dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Kılınç, "Bu bağımlılıktan kurtulmanın bazı şartları var. Kendi düzenimizi kurup sosyal medyaya bağımlı kalmadan, belirli zaman dilimleri aralığında sosyal medya kullanmalıyız. Bunun da ötesinde yine en büyük zararlarından bir tanesi sosyal medyanın mental sağlığımızı olumsuz etkilemesidir. Yaptığımız bir paylaşımı kaç kişinin beğendiğini çok fazla önemsiyoruz ya da olumsuz bir yorum geldiğinde bizi çok fazla etkileyebiliyor. Sosyal medyada özel hayatın ihmali de söz konusudur. Son zamanlarda e-Devlet üzerinden bile birçok bilginin çalındığını ve sosyal medya üzerinden satıldığı iddiaları vardı. Özel bilgilerinizi, özel hayatımızın ihlali ile ilgili bilgiler sosyal medyanın yine en büyük handikaplarından bir tanesidir." diye konuştu.
"Ne kadar çok sosyal medyaya girerseniz, o zaman diğer hayatınızdan o kadar çalmış oluyorsunuz"
Sosyal medyaya ayrılan fazla zamanın gerçek hayata olumsuz yansıdığını kaydeden Kılınç, "Sosyal medya zorluklardan bir tanesi de zaman yönetimidir çünkü ne kadar çok sosyal medyaya girerseniz, o zaman diğer hayatınızdan o kadar çalmış oluyorsunuz. Bunu doğru kullanmadığınız zaman da hem aile ilişkileriniz hem arkadaş ilişkileriniz bundan etkileniyor hem de dışarıdaki birçok güzelliği görmemize engel olabiliyor. Bir olayı bizzat yaşamaktan ziyade başka insanlara yansıtmak yani hepimiz artık bir gazeteci gibi görev yapıyoruz ve başka insanlara bunu yansıtma derdindeyiz. Bir konser alanında o konserin güzelliğini yaşamaktan ziyade, bir tiyatroya, sinemaya gittiğimizde onun güzelliğini yaşamaktan ziyade insanlara burada yaşananları anlatmak derdine düşüyoruz. Bu da işin haz boyutuna geçiyor. Hız ve haz, şu anda bu duygular insanı yanlış ekleyebiliyor." şeklinde konuştu.
"Sosyal medyanın en büyük problemlerinden bir tanesi de yalan haberdir"
Sosyal medya platformlarında kirli bilgi, algı ve dezenformasyona dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Kılınç, "Sosyal medyanın en büyük problemlerinden bir tanesi de yalan haberdir; dezenformasyon, algı yönetimi, kitle yönetimi. Bu da yine kitlelerin yanlış bir şekilde yönelmesine hem insanları ve kitleleri birbirine düşürmesine hem de aynı zamanda farklı problemlerin de ortaya çıkmasına neden oluyor. Kendimizi hayattan dışladığımız için sosyal izalasyona dahi sebebiyet verebiliyor. Bu da sosyal medya handikaplarından bir tanesidir. Evin içine giriyoruz ve artık bireyselleşiyoruz, bencilleşiyoruz. Bunu günlük hayatta da kullanmaya başladığımızda ben dilini kullanmaya başlıyoruz. Bu durum da yine insanı sosyal medyanın olumsuz yönde etkilediği alanlardan biridir." ifadelerini kullandı.
Siber zorbalığa karşı uyarılarda bulunan Kılınç, sözlerine şöyle devam etti:
"Günlük hayatta akran zorbalığı diyoruz ya da fiziksel zorbalık; taciz iddiaları var, sosyal medyada da siber zorbalık ve siber taciz var. Buda sosyal medyanın olumsuzluklarından bir tanesidir ki sizden izin almadan, sizin görüntülerinizin sosyal medyada yayınlanması. Yazıp ya da söylediğiniz bir cümleyi gazeteci olarak takla attırıp farklı bir şekilde insanlara sunarak, aslında olmayan bir şeyi varmış gibi göstererek yine siber bir zorbalık uygulayabiliyor sosyal medya kullanıcılarının bir kısmı. Bu da kitleleri yönetme noktasında önemli adımlardan bir tanesi ama yanlış yollardan bir tanesidir."
"Sosyal medyada paylaştığımız hiçbir şey kaybolmuyor"
Sürekli açık bir ekrana bakmanın insanı olumsuz yönde etkileyebildiğini, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon bozukluğu gibi sağlık sorunlarına yol açtığını kaydeden Kılınç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Olumsuzluklarından korunmak için öncelikle sosyal medya kullanımını sınırlandırmamız, haber aldığımız kaynakları doğru bir şekilde araştırabilmemiz ve dezenformasyona açık bilgileri hemen kabul etmeden acaba doğru mudur, farklı yerlerden teyit etmemiz lazım. Bununla birlikte en önemli şeylerden bir tanesi aklımızın bir köşesinde, bu haberi bize kim getirirse getirsin mutlaka soru işareti olmalı. Acaba böyle olmama ihtimali var mıdır? Sorgulaması hayatımızda olursa, o zaman hayatımız biraz daha az etkilenebilir. Oradan paylaşılanlara, özel hayatımızla ilgili paylaşımlarımıza çok dikkat etmemiz gerekir çünkü sosyal medyada paylaştığımız hiçbir şey kaybolmuyor. Bugün çok gurur duyarak paylaştığımız bir yazı bir fotoğraf bir video, yarın bizim için çok kötü şeylere vesile olabilir. Onun için çok dikkat etmemiz lazım." (İLKHA)