• DOLAR 32.367
  • EURO 34.961
  • ALTIN 2325.211
  • ...
11 Eylül… Sonun başlangıcı!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 



HABER MERKEZİ - Üzerinden 12 yıl geçti ama 2001`deki 11 Eylül saldırıları ile ilgili ne yapılan tartışmalar bitti, ne de Amerika ile avenelerinin yaptığı tahribat ve işgaller son buldu. ABD hava yollarına ait kaçırılan dört yolcu uçağı ile New York ve Washington`daki Dünya Ticaret Merkezine saldırılar düzenlendi. İkiz kuleler yerle bir oldu. 3 Binden fazla insanın öldüğü olayın iç yüzü hiçbir zaman net bir şekilde açıklanmadı.

AFGANİSTAN`IN İŞGALİ İÇİN "HAÇLI SEFERİ`NE BAŞLIYORUZ"
DİYE SESLENİYORDU BUSH!
Avrupalı ülkelerin katılımıyla Amerikan önderlikli Batılı haçlı orduları açık bir şekilde İslam dünyasını hedef tahtasına oturtmuştu bir kere. İşgalleri gerçekleştirip katliamlar yapmadan, ülkelerin varlıklarını sömürmeden durmak olmazdı. Fırsatlar her zaman ele geçmezdi!.. Aynen de öyle oldu. 2001`de önce Afganistan sonra Irak 2003`te işgal edildi.
Afganistan işgali öncesi televizyonda açıklama yapan o zamanın ABD başkanı George Bush, "Haçlı Seferi`ne başlıyoruz" diye sesleniyordu. Ve ABD 7 Ekim 2001 tarihinde Afganistan`a Sınırsız Özgürlük adını verdiği hava taarruzunu başlattı. Ancak aradan 12 yıl geçmesine rağmen Amerikan önderlikli Batılı Ülkeler ne Afganistan`ı özgürleştirebildi(!) ne de zafer kazanmış olarak ülkeden çıkabilmiş değil. Zaten onlardan da öyle bir şey de beklenmiyordu.

Sovyetler Birliği işgali sonrası yavaş yavaş toparlanma aşamasına giren Afganistan yeni bir işgalle yıkıldı, yakıldı, talan edildi. On binlerce insan, kimi keyfi olmak üzere katledildi. Binlercesi kaçırılarak Guantanamo ve benzer işkencehanelere hapsedildi. Son olarak geçtiğimiz yıl Pakistan`ın başkenti İslamabad`ın kuzeyindeki Abbotabad kentinin Bilal bölgesinde bir evde bulunan Üsame bin Laden, Amerikan askerlerince şehid edildi.

YAPTIKLARI İŞGAL ONLARA DA YARAMADI
Ama direniş Afganistan`da haçlı zihniyetli işgal ordularını adeta bozguna uğrattı. 2001`den bu yana binlerce işgal askerlerini taşıyan tabutlar ülkelerine gönderildi. İşgalci ülkelerce harcanan paralar milyarlarca doları buldu. Bu işgallerin verdiği maliyetlerden olsa gerek Amerika ve Avrupa ekonomisi tepetaklak olmuş bir vaziyette ve düzelmesi için düşünülen hiçbir çare fayda vermiş değil. Kısacası yaptıkları işgal onlara da yaramadı.

BİR DİĞER İŞGAL BÖLGESİ İSE IRAK`TI…
Bir diğer işgal bölgesi ise Irak… Buraya da nükleer silah var bahanesiyle giren Amerika çarçabuk Saddam`ı devirip petrollerine konmak maksadındaydı ancak öyle kolay değildi. Saddam`ı devirmek belki çok kolay oldu ama ülkeden çıkabilmek sekiz yıl sürdü. Gerçi tam da çıkmış değiller ya. İşgalci Amerika`nın bu süre zarfında ülkede yaptığı tahribatın ise haddi hesabı yok!.. İki milyona yakın insanın hayatını kaybettiği ülkede bir milyon kadın dul kalırken, beş milyon çocuk yetim bırakıldı. En önemlisi de ülkede Şii-Sünni karşıtlığı alevlendirilerek halen bitmeyen fitnenin ateşi yakıldı ve hemen hemen hergün pazarlarda, camilerde patlatılan bombalar masum insanların hayatını kaybetmesine devam ediyor.

ABD, BATI VE İŞBİRLİKÇİLERİNİN YENİ HEDEFİ MISIR VE SURİYE
Irak ve Afganistan`da milyonlarca insan katleden ABD ve yandaşı işgalci batılı ülkeler ile yerli işbirlikçileri, bugün ise İslâm dünyası üzerindeki hedeflerini özellikle Mısır ve Suriye üzerinden devam ettiriyor.

ABD NÜFUZUNUN DEVAMINI KÖRFEZ ÜLKELERİ SAĞLIYOR
Sonuç olarak 11 Eylül saldırıları aslında Batı için adeta sonun başlangıcı oldu. Ülkeleri harabeye çeviren, yakıp-yıkan, katleden işgalci güçler, İslam dünyasına ağır faturalar ödetti ve hala çevirdikleri oyun entrikalar sürüyor. En acı olanı ise yapılan işgal ve yıkımların tüm masraflarını da yine İslam beldelerinin hain yöneticilerinden almış olmaları… Geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanı John Kerry`nin Suriye`ye olası müdahalenin masraflarını körfez ülkelerinin karşılamaya hazır olduğunu söylemesi bu acı gerçeği belgelemişti.

Bilinmesi gereken bir gerçek de şu ki; Haçlı zihniyetli Batı`nın on iki yıl önce yükselen ve en üst düzeye çıkan gücünün geldiğimiz bugünlerde ekonomik, siyasi ve askeri anlamda giderek etkisini kaybetmeye başladığı ancak işbirlikçi Suudi ve diğer körfez ülkelerince sağlanan finansla ABD`nin nüfuzunun devam ettirilmeye çalışıldığı artık daha açık-seçik anlaşılabiliyor. (Mehmet Özcan / Analiz - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir