• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2498.11
  • ...
"Organ bağışının önünde din engel değildir"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
KONYA - MÜSİAD Konya Şubesi Üyesi İDOLWİN PVC Kapı Pencere Sistemleri, organ bağışı kampanyası hakkında Konya Müftüsü Şükrü Özbuğday ve Numune Hastanesi Organ Nakil Koordinatörü Dr. Melih Azap'ın katılımıyla MÜSİAD Konya Şubesi binasında bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi.


Konya Şubesi Üyesi İDOLWİN PVC Kapı Pencere Sistemleri Genel Müdürü Osman Başaran, organ nakli ile projeye yaklaşık 1,5 ay önce başladıklarını ifade ederek, bugün Cuma hutbesinde sağlık ve organ nakli bağışı konusunun işleneceğini söyledi.



Numune Hastanesi Organ Nakil Koordinatörü Dr. Melih Azap ise, organ naklini bekleyen binlerce hastanın olduğunu hatırlatarak, "Organın iki tane temin yolu var; biri canlıdan, diğeri kadavradan. Türkiye dünya genelinde ciddi bir organ nakli yapan bir konumdadır. Özellikle kalp, akciğer ve karaciğer nakil bekleyen hastalara organ nakli yapılmasa hayatlarını kaybediyorlar. Bu hastalardan biri bizim en yakınızda olabilirdi. Ve bu hastaların gelecek bir organla yakınlarını ne kadar sevineceklerini düşünün. Tıbben bir hastanın organlarını kullanabilmek için hastane şartlarında yoğun bakımda beyin ölümünün gerçekleşmiş olması lazım. Ülkemizde 2012 yılında 1487 hastanın beyin ölümü gerçekleşmişti. Bu hastaların sadece 345'inin organları bağışlanmıştı. Bir hastanın organlarının 4-5 kişiye hayat vereceğini düşündüğümüzde geçen sene 5000 kişiye hayat verecek kadar organ toprağa verilmiştir. Organ beklerken ölen 6000 hastamızı kaybediyoruz. Beyin ölümü gerçekleşen hasta yakınlarına beyin ölümünün bitkisel hayata benzemediğini, bitkisel hayata olan bir hastanın daha sonra iyileşme şansının olduğunu ama beyin ölümü gerçekleşen iyileşme olasılığının hiç olmadığını izah ediyoruz. Ve bağışlanacak organlarla belki hiç tanımadıkları insanların hayatta kalmalarına vesile olacaklarını izah etmeye çalışıyoruz. Organ nakli ancak Sağlık Bakanlığının kurduğu sistem dahilinde yapılır. Bütün bağışlar bu sistemde toplanır ve bu sistemle hastalara nakli sağlanır. Bu sistemde her şey şeffaf bir şekilde yapılmakta, herkes bunu rahat bir şekilde takip etmektedir. Bugün Türkiye'nin neresinden neresine organ nakli yapılacaksa Sağlık Bakanlığına bağlı uçak, helikopter ve 112 araçlarıyla en kısa zamanda ulaştırılıyor. Bizim şu anda en önemli sorunumuz toplumun organ bağışı konusunda bilinçlenmesi ile ilgilidir" diye konuştu.



Organ bağışının dini yönünü açıklamak için davet edilen Konya İl Müftüsü Şükrü Özbuğday, "Dinimize göre insan en önemli ve en şerefli varlıktır. Dinimiz insan sağlığına çok önem vermiştir. Ondan dolayı vücuda zararlı olan alkol, uyuşturucu gibi maddeler haram kılınmıştır. İnsanlar dikkat etmelerine rağmen hasta olabilir. Hasta olunduğunda tedavi olunması tavsiye edilmiş, hatta Peygamber Efendimiz hasta olduğunda o zamanın uzman hekimi tarafından tedavi edilmiştir. Dolayısıyla tedavi olmak dinimizin bir tavsiyesi, bir emridir. Tedavi olma şekli günümüzde ilerlemiştir, bunların en başında organ nakli bulunmaktadır. Bu işin tıbbi yönünü Dr. Melih Azap bey izah etti. Bunun bir de dini boyutu var. Halkımız her işin dine uygun olup olmaması konusunda çok hasasatır.1950 yıllarında beri organ nakli Diyanet İşleri Başkanlığının gündemindedir. Bende Diyanet Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunda 16 yıl görev yaptım. Yani başkanlığın en yüksek karar ve danışma organı olan ve fetva işlerine bakan kurulda görev yaptım. Bundan dolayı 1950'den bu yana kan bağışı ve kornea nakli konusunda Diyanet İşleri Başkanlığının fetva verdiğini biliyorum. Otopsi konusunda da fetva verilmiştir.1980'de gündeme gelen kalp nakliyle, Din Yüksek Kurulu organ naklinin caiz ve hayırlı olduğuna dair fetva vermiştir. Bu işi istismar etmek isteyenler olabilir. Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı bir şart koyarak organların maddi bir karşılık alınmadan verilmesidir. Çünkü insan şerefli bir varlık olduğu için parayla ölçülmesi söz konusu olamaz. Organ bir canlıdan alınacaksa beyin ölümünün mutlaka gerçekleşmesi şarttır. Çünkü yaşayan bir insanın organını alıp onun ölümüyle başkasının yaşatılması doğru değildir. Diğer bir konu ise beyin ölümü gerçekleşmiş bir insanın organlarının alınması için varislerinin onayı lazım. Diğer İslam ülkelerinde de aynı şartların olduğunu görüyoruz. Ayrıca organlarımı bağışladığım şahıs günah işlerse günahlarına ortak olurum düşüncesi de yanlıştır" dedi. (İlyas Yavuz - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir