• DOLAR 34.704
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.77
  • ...
Irkçı-Kemalist Müfredata Son!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

“Başörtüsü Yasağına, Andımız Saçmalığına, Anadilde Eğitim Yasağına, Milli Güvenlik Despotizmine, Kesintisiz Eğitim Zorbalığına Hayır!”

Bugün Fatih Postanesi önünden Saraçhane Parkı`na yürüyen Müslümanlar eğitim-öğretimdeki ırkçı müfredata son verilmesini istediler.

İlköğretimde çocuklara okutulan andın ve liselerde okutulan Milli Güvenlik Bilgisi dersinin kaldırılmasını; kesintisiz eğitim zulmünün ve başörtüsü yasağının son bulmasını isteyen Müslümanlar, anadilde eğitim özgürlüğü de talep ettiler.

Saat 15.00`te Fatih PTT önünde toplanan Müslümanlar adına Başbakanlığa ve Milli Eğitim Bakanlığına yeni eğitim-öğretim sezonuyla ilgili talepler dile getirildiği bir mektup yollandı. Ardından Saraçhane Parkı`na kadar sloganlarla yürüyen Müslümanlar okullarda okutulan andın kaldırılmasını ve başörtüsü yasağının her kademede son bulmasını istediler.

Yürüyüş boyunca “Okulda Kışla Düzenine Son! Irkçı-Tağuti Ant Dayatmasına Hayır! Her Kademede Başörtüsüne Özgürlük!”, “Başörtüsü Yasağına, Andımız Saçmalığına, Anadilde Eğitim Yasağına, Milli Güvenlik Despotizmine, Kesintisiz Eğitim Zorbalığına HAYIR!” yazılı pankartlar açan Müslümanlar “Kemalist Şoven Ant Dayatmasına Son!” , “Kemalist Şartlandırmaya Hayır! İnanca Saygı Eğitime Özgürlük!”, “Kesintisiz Eğitim = Kesintisiz Zorbalık”, “Anadilde Eğitim Hak; Tartışılması Ayıptır!” vb. yazılı dövizler taşıdılar.

Ayrıca çocukların ellerindeki “Neden İnanmadığım Değerler Üzerine Ant İçmeye Zorlanıyorum?”, “Niçin Okula Başörtümle Gidemiyorum?” yazılı dövizler dikkat çekti.

Yürüyüş sonunda Saraçhane Parkı`nda bir basın açıklaması yapıldı. Açıklama öncesinde eylemin amacını açıklayan Güney Uzun, eylemi düzenleyen İslami kuruluşlar Özgür-Der, Mazlumder ve İHH adına eğitimle ilgili taleplerini Başbakanlığa ve Milli Eğitim Bakanlığına ilettiklerini belirtti.

Resmi ideolojik baskı ve dayatmaların en yoğun hissedildiği alanın eğitim olduğunu belirten Güney Uzun, “Çocuklarımız okuldaki günlerine askerî düzende, adeta emir-komuta anlayışında, tek-tipçi bir ortamda başlıyorlar. Ant töreni ile de tam bir beyin yıkama, inkâr ve asimilasyona tabi tutuluyorlar. Bu ırkçı, varlığını ulusa armağan eden, `ulu önder`i kutsayan, hatta putlaştıran anlayış Müslüman kimliğimiz inancımızla ters düşmektedir. Hamd ve secde edilecek yegâne varlık olarak Allah`ı gören, ırk üstünlüğünü, kişi ve kurumları kutsamayı reddeden inancımız çocuklarımıza söylettirilen `Andımız` adlı yeminle çatışmaktadır.” dedi.

Bu çerçeve üzerinden taleplerini ifade etmek üzere toplandıklarını belirten Uzun, daha önceki dönemlerde bu talepleri defalarca dile getirdiklerini, ancak şu ana kadar ciddi bir karşılık almadıklarını hatırlattı. Yeni eğitim-öğretim sezonu başlamadan bu taleplerin değerlendirilmesi ve yerine getirilmesi gerektiğini belirten Uzun, yok eğer sıralanan talepler meşru görülmüyorsa da bunun kendilerine izah edilmesi gerektiğini söyledi.

İslami kuruluşlar adına taleplerin yer aldığı metni Zehra Çomaklı Türkmen okudu. Açıklamada yer alan talepleri ve açıklamanın tamamını aşağıda dikkatinize sunuyoruz. Ayrıca ilköğretim 5. sınıf öğrencisi Hayrunnisa Sağlam, her sabah kendilerine okutulan andı benimsemediklerini ve “Ey büyük Atatürk! Gösterdiğin amaçta… Varlığım Türk varlığına…” gibi ifadelerin kendi inançlarını yansıtmadığını söyledi.

Yürüyüş ve eylem boyunca “Irkçı-Kemalist Müfredata Son!”, “Çocuklar Bizimdir Devletin Değil!”, “Irkçı Andı Reddediyoruz!”, “Okullarda Başörtü Yasağına Son!”, “Yaşasın Başörtüsü Mücadelemiz!”, “Çocuklar Asker Okul Kışla Değildir!”, “Anadilde Eğitim Hakkı Tanınsın!”, “Milli Güvenlik Dersleri Kaldırılsın!”, “Okullarda Kışla Düzenine Son!”, “Kemalizmin Değil, Rabbimizin Kuluyuz!”, “İslami Kimlik Şerefimizdir!”, “Tevhid, Adalet, Özgürlük!” vb. sloganlar atıldı, sık sık tekbir getirildi.

Özgür-Der, Mazlumder ve İHH`nın çağrıcı olduğu eyleme Anadolu Platformu, Mustazaf-Der, Araştırma ve Kültür Vakfı, Akabe Vakfı, Hikmet Vakfı ve Davet-Der dibi kuruluşlar da destek verdi.

20110723-andimiz-eylemi-01.jpg

20110723-andimiz-eylemi-02.jpg

20110723-andimiz-eylemi-03.jpg

20110723-andimiz-eylemi-04.jpg

20110723-andimiz-eylemi-05.jpg

20110723-andimiz-eylemi-06.jpg

20110723-andimiz-eylemi-07.jpg20110723-andimiz-eylemi-08.jpg

20110723-andimiz-eylemi-09.jpg

20110723-andimiz-eylemi-10.jpg

20110723-andimiz-eylemi-11.jpg

20110723-andimiz-eylemi-12.jpg

20110723-andimiz-eylemi-13.jpg

20110723-andimiz-eylemi-14.jpg

20110723-andimiz-eylemi-15.jpg

20110723-andimiz-eylemi-16.jpg

20110723-andimiz-eylemi-17.jpg

20110723-andimiz-eylemi-17.jpg20110723-andimiz-eylemi-18.jpg

20110723-andimiz-eylemi-19.jpg

20110723-andimiz-eylemi-20.jpg

20110723-andimiz-eylemi-21.jpg

20110723-andimiz-eylemi-22.jpg

20110723-andimiz-eylemi-23.jpg

HAKSÖZ-HABEH

 

BAŞBAKANLIK / MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI`na

Eğitime Özgürlük, İnancımıza Saygı İstiyor;

Okulların Acilen Sistematik Zulüm Mekanları Olmaktan Çıkartılmasını

TALEP EDİYORUZ!

Türkiye`nin gündeminde yeni anayasa tartışmaları var. Yeni anayasa tartışmalarının özünde ise halkın iradesini, ihtiyaçlarını ve taleplerini görmezden gelen bürokratik oligarşik iktidar yapılanmasının tahakkümünü kırma ve özgürlük alanını genişletme vaadleri ve beklentileri yer almakta. Meşruiyetini resmi ideolojiden, gücünü ise hukuk dışı darbeci kültürden alan bu yapılanma bugüne dek halka kesintisiz biçimde ve çeşitli baskı aygıtlarıyla seküler-ulusal temelde bir makbul vatandaşlık projesi dayattı. Bu mantıktan hareketle bu ülke insanlarının en temel haklarını gaspetti; fikir ve ifade özgürlüğünü yok saydı; inançlarına, onurlarına uygun bir kimlik ve kişilik geliştirebilme haklarını sistematik biçimde çiğnedi.

Hak gasplarının en yoğun yaşandığı alanlardan biri eğitim alanıdır. Gerek 8 yıllık zorunlu eğitim, gerekse de sonraki süreçlerde milyonlarca çocuğumuz ve gencimizin zihinleri resmi ideolojik doktrini esas alan anlayış ve uygulamalarla mütemadiyen kirletilmektedir. İnsan kişiliğini ve inanç bütünlüğünü görmezden gelen; statükoya aykırı fikir ve yaklaşımlar benimseyebilme ve geliştirebilme hakkını yok sayan bir anlayışla çocuklarımız, gençlerimiz resmi ideolojik kalıplar doğrultusunda şekillendirilmeye ve şahsiyetleri öğütülmeye çalışılmıştır. On yıllardır yoğun bir ideolojik bağnazlık ve dayatmacı yöntemlerle düzen ve düzenin kutsalları karşısında pasif, çaresiz, eleştiri ve sorgulama cesaretinden yoksun nesiller yetiştirilmesi hedeflenmiş, “okul” kışlalaştırılmış, öğrenciler askerleştirilmiştir.

Bizler Müslümanlar olarak militarist, seküler ideolojik eğitim anlayışına ve eğitimde merkeziyetçi, tektipçi yaklaşımlara karşı çıkmanın hukuki, ahlaki ve insani bir hak ve sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Eğitim alanında süregelen ulusçu, militarist, laik dayatmacı anlayışın terk edilmesi ve resmi ideolojik kalıpların esareti altında tutulan beyinlerin özgürleştirilmesi için eğitim sisteminin baştan aşağıya yenilenmesi ve sivilleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bu genel tespit ve değerlendirmelerle birlikte, kısa bir süre sonra yeniden başlayacak eğitim döneminde önceki yıllarda yaşanan sıkıntıları da göz önünde bulundurarak acilen bazı düzenlemeler yapılmasını ve kimliğimize, inancımıza karşı büyük bir zulme, haksızlığa dönüşen kimi dayatmalara hiç vakit geçirilmeksizin son verilmesini talep ediyoruz. Bu bağlamda:

1- 28 Şubat darbe sürecinde, İmam Hatip okullarının orta kısımlarının budanması maksadıyla uygulamaya konulan kesintisiz eğitim dayatması terk edilmelidir.

2- İlköğretimden başlayarak bütün öğretim süreçlerinde kız öğrencilerin başörtülü eğitim görme hakları tanınmalı; insan hakları ilkeleriyle çelişen, dünyada da benzeri zor görülen, despotik, zalimane başörtüsü yasağına son verilmelidir.

3- “Andımız” adlı İslam akidesine aykırı öğeler içeren, kişi putlaştırmasına ve kişilik tahribine yönelik ırkçı metnin her sabah çocuklarımıza zorla söylettirilmesi ayıbına, ilkelliğine, zulmüne son verilmelidir.

4- İsteyen vatandaşlara okullarda ana dillerinin öğretilmesi imkanı tanınmalı, Allah`ın ayetlerinden olan ana dillerin eğitim dili olarak kullanılmasına yönelik engeller kaldırılmalıdır. 

5- Okullarda askeri denetim ve vesayet aracı olarak işleyen ve kışla tipi eğitimin simgesi haline gelen Milli Güvenlik Dersleri kaldırılmalıdır.

Talep ettiğimiz bu düzenlemelerin gerçekleştirilebilmesi için Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı`nın iradesi yeterlidir. Kısa bir süre önce halktan adaletin tesisi ve özgürlük alanlarının genişletilmesi vaadleriyle yetki ve iktidar talep etmiş bir hükümetin bu iradeyi ortaya koymaktan kaçınmayacağını düşünüyor, bu zeminde atılacak adımların anayasa tartışmaları hakkında da bir tutarlılık testi işlevi göreceğine inanıyoruz.

Bu haberler de ilginizi çekebilir