• DOLAR 32.558
  • EURO 34.984
  • ALTIN 2422.833
  • ...
Ortadoğu`da Savaş Diplomasisi!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğruhaber / Dışhaber Servisi

"CIA yetkilileri, Suudi kralının Prens Bender bin Sultan el Suud`u istihbarat servisinin başına getirmesinden bu yana Suudi Arabistan`ın Suriye  Başkanı Beşar Esad`ı devirmek konusundaki ciddiyetini biliyor.

 Uzun yıllar Suudi Arabistan`ın Washington büyükelçisi olarak çalışan Prens Bin  Bendar`ın uçaklar dolusu para ve silah, bunun yanında ABD`li bir diplomatın dediği gibi, el atından etkileme ile CIA`in yapamadığını yapabileceğini düşünüyor.

Prens Bandar 20 yıl sürdürdüğü büyükelçilik görevi sırasında Washington`daki etkili isimlerden biri olmasına karşılık uzun zamandan bu yana ortadan kaybolmuştu. Şimdi ise jeopolitik bir operatör olarak gücü yeniden ele alıyor. Bu kez hem Esad hem de müttefikleri İran ile Hizbullah`ı alt ederek Suudi Krallığı`nın en büyük dış politika hedefini daha ileri taşımak istiyor.

Arap, Amerikan ve Avrupalı yetkililere göre Prens Bender Esad rejimini yıkmak için, Suriye`deki ön cephelerin ardındaki gizli komuta merkezlerinden Paris`teki Élysée Sarayı`na ve Moskova`da Kremlin`e, oradan ortaya koşturuyor.

Diğer taraftan şu an görevdeki Suudi Arabistan Washington Büyükelçisi Adel el Zubeyr  Kongre ve tereddütleri olan Obama yönetimini ABD`nin Suriye`deki rolünün arttırılmasına ikna etmek için benzer bir kampanya yürütüyor.

Ülkedeki savaş Orta Doğu`daki fraksiyonların  savaşı haline geldi ve Suudi Arabistan`ın Suriye ile ilgili çabaları bölgedeki etkisini arttırma girişiminin yalnızca bir kısmı. Suudiler, Müslüman Kardeşler`i bastırmak için verdiği mücadelede darbeci Mısır ordusuna da destek veriyor ve Mısır`a büyük maddi yardım sağlıyor.

ABD geçen hafta yapıldığı iddia edilen kimyasal saldırının ardından seçeneklerini değerlendirirken Suudiler`in lobi faaliyeti de bu hesabın bir parçası. Saldırıların gerçekleştiği Şam banliyöleri, Suudiler`in başkentin doğu ve güneyinde muhalifleri güçlendirmek için "güney stratejileri" olarak isimlendirdikleri bölgelerin kalbinde bulunuyor.

ABD ve Orta Doğulu yetkililere göre, Suudi Arabistan, ABD, Ürdün ve Türkiye diğer müttefik ülkeler bunun bir parçası olarak, özel olarak seçilmiş Suriyeli muhaliflerin daha iyi savaşmak üzere eğitimine yardımcı olmak için Ürdün`deki gizli bir müşterek operasyon merkezinde birlikte çalışıyor.

 Prens Bender  kendine göre Amerika`ya yakın geçmişiyle de ABD`li yetkililerin güvenini kazandı. Diğer taraftan, babası veliaht prensi olsa da annesi  tabandan gelen Prens Bender`ın kalabalık kraliyet mevkilerini azmiyle tırmandığı biliniyor.

Görüşmelerde yer alan ABD`li yetkililer, Prens Bender ve Suudi Arabistan Washington Büyükelçisi El Zubeir`in ABD`ye Suriyeli muhaliflerin yakında zafer kazanmasını beklemediklerini ancak savaşı kademeli olarak onların lehine çevirmek istediklerini söylediğini belirtti.

Suudiler`in planı, İslamcı  olmayan, dikkatle seçilmiş muhalif gruplarının günün birinde Şam`da yönetimi alması hedefiyle düzenli olarak güçlendirilmesi. Suudiler bu ne kadar zor olsa dahi denenmemesi halinde Suriye`deki yönetimin ya muhalifler arasındaki  İslamcılar ya da Riyad`ın bölgesel güç olma konusundaki ezeli rakibi İran`ın eline geçme riski olduğunu düşünüyor.

Annesi ve iki karısı Suriye`de etkili olan sınır ötesi bir aşiretten gelen Suudi Kralı Abdullah on yıl boyunca Esad`ı İran`ın etkisinden uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak başarısız oldu.  ABD`li ve Arap diplomatlar Kral`ın bu dönemde Esad`ın devrilmesi için ne gerekiyorsa yapılmasına karar verdiğini belirtti.

Suudiler 2012`nin başında muhaliflere verilen desteği attırdı. İlk olarak dönemin ana muhalefet grubu Suriye Ulusal Konseyi`ne finansman sağlanmasında Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri`nin yanında yer aldı.

Diplomatlar, Suudi Arabistan`ın kısa süre sonra bundan vazgeçtiğini çünkü Konsey`in gelen parayla silah almadığını, bunun yerine direnişçilerin direkt olarak silahlandırılmasını seçtiğini belirtti. Ayrıca Türkiye`deki bir komuta merkezinden silah alım ve sevkiyatı için Katar ile çalışmaya başladı.

Ancak bu kez hangi muhalif grubun silahlandırılacağı konusunda anlaşmazlık doğdu. Hem Suudi hem de Amerikalı yetkililer Katar ve Türkiye`nin Müslüman Kardeşler`in Suriye`deki koluna silah sağladığından endişelendi.

Suudi Kralı Basra Körfezi`ndeki rakibi Katar ile de kontrolü paylaşmaktan rahatsızdı. Geçen yaz silah sevkiyatının koordine edilmesi konusunda yapılan bir toplantıda Prens Bender, küçük bir ülke olmasına karşılık bölgedeki en büyük yayın (El Cezire) kuruluşuna sahip Katar`a çattı.

Suudi Prensi`nin Katar için "sadece 300 kişi bir de televizyon kanalı. Buna ülke denmez." dediği belirtildi. Suudi yetkililer konu hakkında yorumda bulunmadı.

Bu prens Bender açısından yeni,  agresif bir dönemin başlangıcı olurken Suudiler faaliyetlerini Türkiye yerine Ürdün`den yönetmeye başladı. Amcası Suudi Kralı Haziran 2012`de Prens`in görevlerini iki katına çıkardı. Suudi Arabistan Savunma Bakanı olan prens Bender istihbarat şefliğine getirildi.

Suudi yönetimiyle yakın ilişkileri olan Lübnanlı parlamenter Nuhad Manok  "Prens Bender`ın istihbarat şefliğine getirilmesi Suudi politikasında yeni bir dönemin başlangıcı oldu," dedi.

Suudi Arabistan Washington Büyükelçisi el Zubeir uzun zamandan bu yana Suriye`ye daha fazla müdahil olunmasını sağlayabilecek Kongre üyelerine kur yapıyor. Cumhuriyetçi senatörler John McCain (Arizona) ve Lindsey Graham`dan (Güney Carolina) destek bulmuş durumda.

ABD`li üst düzey bir yetkili Suudiler`in  "elzem ortakları" olduğunu ,  ABD`nin düşünme şeklini etkilediğini belirtti.

Prens Bender  üs konusunda  Ürdünlüler ile görüşmeler yaptı. Ürdün Kralı Abdullah ile yaptığı görüşmeler  sekiz saate kadar uzadı.

Petraeus 2012 ortalarında Suriyeli muhaliflere üs`te istihbarat ve sınırlı eğitim vermek için Beyaz Saray`ın onayını aldı. Arap diplomatlar ve eski bir ABD askeriye yetkilisi Suudi ve Ürdünlü ajanların eğitilecek muhalifleri seçmek için güvenlik incelemesi başlattığını belirtti.

Prens Bender bu aralar  Washington`dan  uzak dursada  bölgede ABD`li yetkililerle toplantılar gerçekleştirdi. Bunlardan biri, İstanbul`da boğaza bakan gösterişli bir otel odasında Cumhuriyetçi senatörler McCain ve Graham ile yaptığı görüşmeydi.

McCain , Bender`e muhaliflerin ihtiyacı olan türden silahları bulamadıklarını söylerken Prens krallığın planlarını açıkladı. Senatör, Bender`ın el atmasıyla ilerleyen aylarda Suudiler`in çok daha müdahil olacağını düşündüğünü belirtti.

Kongre yetkilileri Petraeus`un Kasım ayında istifa etmesinin ardından görevinin yardımcısı Michael Morell`e geçtiğini ve Morell`in özel konuşmalarda, CIA`in gönderilen silahların  İslamcılar`ın eline geçmeyeceğinden nasıl emin olacağı konusundaki endişelerini dile getirdiğini belirtti.

Şu anki CIA Başkanı John Brennan ise göreve gelmesinden bu yana Prens Bandar ile düzenli olarak telefon görüşmeleri yapıyor.

ABD`li yetkililer Suudi Kralı`nın Nisan ayında Obama`ya sert üslupla yazılmış bir mektup göndererek Amerika`nın Esad ve İran`ın egemenliğini korumasına izin vermesi halinde güvenilirliğinin tehlikede olduğunu belirtti.

Obama Haziran ayında CIA`in Ürdün`deki üsse bol miktarda ve ateş gücünde silah göndermesi için onay verdi.

Prens Bender kısa süre sonra Fransız yetkililerle görüşmek üzere Paris`e uçtu. Temmuz ayında ise Esad`ın en büyük destekçilerinden Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelmek üzere Moskova`ya gitti.

Arap diplomatlar bu yaz Rus yetkililerle yaptıkları toplantıda Prens`in 25 yıl önce Sovyetler`e verdiği mesajın aynısını getirdiğini belirtti: krallığın baskın gelmek için harcamaya hazır trilyon dolarlarla olduğu yüklü miktarda parası vardı.

 Suudi Arabistan yetkili bakanı  mesajla , "Başkan olarak bir çizgi çekip sonra ona saygısızlık edemezsiniz." şeklinde Obama`ya veryansın da etmiş olduğunu belirtti.

THE WALL STEET JURNAL

Bu haberler de ilginizi çekebilir