• DOLAR 32.508
  • EURO 34.976
  • ALTIN 2429.921
  • ...
Haksız Uygulamalara Ortak Tavır Alınmalıdır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

GAZİANTEP - Türkiye`nin çeşitli illerinde birçok sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu İnsani Hak ve Özgürlükler Platformu Gaziantep Umut-der binasında son günlerde Türkiye ve Dünyada meydana gelen zülüm ve haksızlıklar konusunda bir basın açıklaması yaptı.

Özellikle Adıyaman ve Şanlıurfa illerinden Gaziantep`e gelen Çeşitli Sivil toplum kuruluşu yönetim kurulu başkanlarının bir araya geldiği basın açıklamasında; İnsani hak ve özgürlüklerin korunması, insanlık içerisinde savunulması ve sahiplenilmesi gereken en yüksek değerler içerisinde olduğuna inanarak ayağa kalkan ve harekete geçen `İnsani hak ve Özgürlükler Platformu`nun; son dönemlerde dünya da ve Türkiye de insanlığa karşı yapılmış haksız uygulamaları tüm dünya halkları ve Türkiye halkı ile paylaşarak, bu haksız uygulamaların karşısında olduğunu ve bu haksız uygulamaların ortadan kalkması için kendisine düşen sorumluluk ve görev noktasında hiçbir mesuliyetten kaçmayacağının altı çizildi.

Platformun dönem sözcüsü Mustazaf-Der Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Kaya tarafından okunan basın açıklamasında; " İnsani hak ve özgürlüklerin korunması hususun da Platformumuz kendisini Peygamber mirasçısı olarak görmekte, tüm haksızlıklara karşı Peygamberlerin takınmış oldukları tavırları kendisi için misyon edinmiştir." İfadelerine yer verildi.

Faaliyetlerini bu minvalde yürüten Platform içerisinde bulunan bazı Derneklerin yönetici ve üyelerine karşı "Terörle Mücadele Ekipleri" tarafından adeta bir Terör kampına yapılır gibi Operasyonlar yapıldığını ve bir takım çevreleri memnun etmek isteyen bu operasyonların tam bir fiyasko ile sonuçlandığını belirten Kaya; "Bu hukuksuz ve saldırgan tutum daha unutulmadan, bu operasyonlar mahkemece sonuçlanmadan Devletin başka bir erki kendisini, karar merciinde görmüş, tamamı ile yasal, ve insanlık mücadelesi veren bu Dernekler hakkında hiç bir hukuki dayanağı olmayan bir tutum ile bu Derneklerin yöneticilerinin falan örgüt ile bağlantısı tespit edilmiştir diyerek hüküm ortaya koymuş ve Derneklerin kapatılmasını talep etmiştir." Sözlerine yer vererek Bir hukuksuzluğun üzerine başka bir hukuksuzluğu bina etmeyi başaran Devletin bu mekanizmasının katmerleşmiş bir hukuksuzluk sürecini başlattığını belirtti.

Son dönemlerde Ortadoğu ve halkı Müslüman ülkelerde bazı dönüşümler yaşanmakta olduğunu da hatırlatan Kaya; " Bu zalim yöneticilere karşı bir halkın kendi onurlarına sahip çıkan mücadelesidir. Bu zorbaların Müslüman olan bu halkların onursuzlaştırma ve değerlerinden uzaklaştırma çabaları, yüzlerine dönen bir şamar olmuştur. Ancak bu tokatı yedikten sonra uyanması gereken kişilerden bazıları bunu kendilerine hakaret ad ederek halkına karşı bir katliama başlamış. İnsan hakları ve demokrasi çığırtkanlığı yapan ABD, İNGİLTRE ve FRANSA gibi bazı çıkarcı devletler, adeta ağızlarının salyaları akarak bir kemik bulmuş gibi bu ülkelerin zenginliklerine saldırıda bulunmuş ve onlarda adeta danışıklı dövüş gibi katliamın diğer ayağını başlatmamışlardır".dedi.

Açıklamada, bu işgalcilerin insan hak ve hürriyetleri noktasındaki söylemleri tamamıyla yalan ve tüm müdahalelerin kendi çevrelerinin bir daha semizleştirecek ve Müslüman halkların kanını içen ekonomik haçlı seferinden başka bir şey olmadığı belirtilerek; "Bunun böyle olduğuna dair kör ve sağır olamayanlara yeterli kavi bir delil ise bu emperyalist sömürgecilerin babası konumunda olan bebek katili terörist İsrail bu hengamda yerleşim yerlerini biraz daha genişletmek ve kendisi için engel olarak ve tehdit olarak gördüğü Filistin intifadasını halkı Müslüman ve mustazzaf olan Gazze halkının üzerine her zamanki gibi bombalar yağdırmaya başlamış, bu insan hakları havarileri tam bu süreçte dut yemiş bülbüle dönmüşlerdir. Eğer katliamı yapan İsrail ise ve ortada da paylaşılacak bir kemik yok ise insan hak ve özgürlükleri, demokrasi onlar için rafa kaldırılması gereken tarihi geçmiş bir maddeden başka bir şey değildir." denildi.

Halkı Müslüman olan, ezilmekte olan tüm bu ülke yöneticilerinin (hilful -fudul )faziletliler antlaşmasında olduğu gibi kendi iç dinamiklerini, harekete geçirecek, batı toplumlarının müdahale etmesine imkan vermeyecek bir oluşum içerisine girmek mecburiyetinde olduğu hatırlatılan açıklamada; "Sözü edilen mazlum mustazaf ve Müslüman halklar da, tüm bu oyun ve senaryoların bilincine vararak batıya kukla olacak rejim ve önderleri de kabullenmeyerek barışçı,sivil inisiyatiflerini ortaya koymalıdırlar." denildi.

Halkı Müslüman olan ülkelerin, kendilerine miras kalan değerlerine sahip çıkarak, İslam ümmeti üzerine çöken bu karabasandan büyük bir öze dönüşle uyanmak mecburiyetinde oldukları da ifade edilerek; "Böyle olduğu takdirde, bu Müslüman ve mustaz`af halk, sürecin önderleri olarak tüm dünya toplumlarına hak ve adaleti götüren bir mekanizma olacaktır." denildi.

"Toplumun tüm sosyal dinamiklerine sesleniyoruz" denilen açıklamada; " Bu haksız uygulamalara karşı ortak bir tavır ve çağrıda bulunmak gerekmektedir. Şu bilinmelidir ki bu gün sana dokunmayan bir yılanın yarın bir sevdiğine dokunmayacağı malum değildir. Ve bilinmelidir ki bu hukuk ve insanlık dısı uygulamalara tepkisiz kalanlar veya çanak tutanlar, Peygamber efendimizin ` haksızlıklara karşı susan dilsiz şeytandır.`fermanına müstehak olur."denildi.

Hak ve Özgürlükler Platformu Üyesi STK`lar

İnsan Hak ve Özgürlükler Platformu; Gaziantep Umut-Der Genel merkezi, Gaziantep İlim-Der Genel Merkezi, Gaziantep Rahmet-Der Genel Merkezi, mustazaf-Der Gaziantep Şubesi, Şanlıurfa Mustazaf-Der Şubesi,Şanlıurfa Yar-Der Şubesi,,Viranşehir Cami Der Genel merkezi,Ceylanpınar Ensar-Der Genel merkezi,Ceylanpınar Bil Eğitim-Der Genel Merkezi,Hilvan Selam-Der Genel merkezi,Birecik Uhuvvet-Der Genel Merkezi,Adıyaman Vahdet-Der Genel Merkezi,Kahta Mustazaf-Der şubesinden oluşuyor.

Şefik Mert-İLKHA

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir