Yapıcıoğlu: Siyasette sert bir üslup kullanmak zorunda değiliz
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Yola çıktığımız günden beri ısrarla bazı noktaların altını çizdik. Dedik ki siyaset böyle olmak zorunda değil, o kadar sert bir dil, sert bir üslup kullanmak zorunda değiliz." dedi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, Gaziantep'te Şehitkamil İlçe Başkanlığı binasının konferans salonunda seçim öncesi partililere seslendi.
Program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Partililere yönelik seçim sürecine ilişkin bir konuşma gerçekleştiren Yapıcıoğlu, depremzedelerin bu seçim sürecinde unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.
Seçim çalışması yaparken depremzedelerin durumunu unutulmadan yapılması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Malumunuz olduğu üzere 14 Mayıs günü sandık başına gideceğiz. Belki önümüzdeki 5 yılın yöneticisini ama aslında çok daha uzun bir süreyi, uzun bir geleceği etkileyecek seçimimizi yapmak üzere 14 Mayıs günü sandık başına gideceğiz. Toplamda 40 gün gibi bir zaman var. Bu zaman diliminde vaktimizi çok iyi değerlendirerek çok iyi planlayarak mutlaka sahada çalışmalarımızı yürütmemiz lazım ama bu çalışmaları yaparken yaşadığımız o çifte depremin acılarını unutmadan, henüz yaralarını sarmamış, henüz acıları taze olan kardeşlerimizin durumunu unutmadan bu çalışmalarımızı yürütmemiz lazım." dedi.
"Tercihlerimizin sebebini vatandaşa hikmetli bir dil ile izah edeceğiz"
Siyasetteki sert üsluba dikkat çeken Yapıcıoğlu, sert, kavgacı ve ötekileştirici bir dilin kullanılmaması gerektiğini belirterek, "Belki bu konuda bu hassasiyeti gösterme noktasında ilk açıklamamızı yaptık ardından diğer partiler de önemli oranda şarkılı, türkülü, müzikli bir seçim kampanyası yapmayacaklarını söylediler. Evet bir seçime gidiyoruz fakat bazıları sanki seçime değil de savaşa gidiyormuşuz gibi bir izlenim ediniyorum. Üslup çok sert, kavgacı ve ötekileştirici bir dil ve gergin bir ortam var. Yola çıktığımız günden beri ısrarla bazı noktaların altını çizdik. Dedik ki siyaset böyle olmak zorunda değil, o kadar sert bir dil, o kadar sert bir üslup kullanmak zorunda değiliz. Milleti birbirine karşı kışkırtmak, birbirine karşı kinlendirmek, birbirine karşı dolduruşa getirmek bu millete kötülük yapmaktır. Defalarca söyledik, bir kez daha tekrar ediyoruz, biz çalışmalarımızı yapacağız, çalışmalarımızı yaparken de kimseye hakaret etmeden, ortamı germeden, kavgacı bir üslup kullanmadan, nezih bir dil ile ne olduğumuzu ne yapmaya çalıştığımızı, hedeflerimizin ne olduğunu veya tercihlerimizin sebebini vatandaşa hikmetli bir dil ile izah edeceğiz inşallah." ifadelerini kullandı.
"Bir kısım insanlar iftiralarla HÜDA PAR'ı gözden düşürmek için bir çaba içerisinde"
"'Medya neden HÜDA PAR'ı görmüyor?' merhalesini artık geride bıraktık." diyen Yapıcıoğlu, şunları kaydetti: "Şu anda hemen her gün televizyon kanallarındaki tartışma programlarında öyle veya böyle bir şekilde HÜDA PAR gündeme geliyor. Elbette gündeme getirenlerin hepsi iyi niyetle gündeme getirmiyor, bir kısım insanlar iftiralarla, karalamalarla gündeme gelen HÜDA PAR'ı gözden düşürmek için bir çaba içerisindedir. Ama her halükârda HÜDA PAR bu memleketin gündemine girmiştir. Artık sizler, artık bizler herhangi bir yere gittiğimizde selam verip biz HÜDA PAR'dan geliyoruz dediğimizde, kimse 'HÜDA PAR kimdir?' ya da 'HÜDA PAR nedir?' diye sormazlar, 'HÜDA PAR'ı duymadım!' demezler. Herkes duydu zaten. Öyleyse şimdi herkesin duyduğu HÜDA PAR'ın ne olduğunu, o çamur atmaya çalışanların karalamalarının sonuç vermemesi için kendimizi ortaya koymanın zamanıdır.
Kardeşlerimizden her biri vatandaşa gidip dokunduğunda, o sıcaklığını hissettirdiğinde, vatandaşın elini sıkıp gözünün içine baktığında o samimiyeti görenler HÜDA PAR'a iftira atanların kötü niyetli olduğunu sizin samimiyetinizde, sizin sıcaklığınızda görecektir. Ve inşallah bu karalamalar tutmayacaktır, bu iftiralar tutmayacaktır. Evet çarkın eceli fecri yakındır doğar inşallah."
HÜDA PAR'ın misyonunu insanlara gevşeklik göstermeden anlatılması gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, "Şunu unutmamamız lazım nasılsa herkes HÜDA PAR'ı duydu, bizim de çok fazla çalışmamıza gerek yok, biz oturduğumuz yerden de bu işi götürürüz gibi düşünüyorsanız bu çok büyük bir yanılgıdır. Hiçbir şey kendiliğinden olmaz. Eğer siz, eğer biz hepimiz gidip insanlara dokunmazsak HÜDA PAR'ın aslının HÜDA PAR hakikatinin ne olduğunu insanlara gidip göstermezsek o zaman HÜDA PAR ile ilgili kafalarında bir resim oluşturmaya çalışan HÜDA PAR ile ilgili kafalarda bir imaj oluşturmaya çalışan kötü niyetlilerin en azından bir kısım insanlar üzerinde etkili olmaları ve bize dair imajın kötü bir şekilde insanların zihninde oluşması mümkündür. Öyleyse eğer biz seçime gitmemiş olsaydık dahi HÜDA PAR'ın bu kadar yoğun bir şekilde gündemde olduğu bir dönemde her bir HÜDA PAR'lının kendi asli kimliğini ve Allah'ın kendisinden razı olacağı o güzel ahlakı takınarak insanlarla temas kurması lazım. Seçim olsun veya olmasın, hepimiz bunu yaparsak yakın bir gelecekte belki hiçbirimizin hayal bile edemeyeceği kadar güzel daha hayırlı kapılar açılır inşallah." dedi.
"İstişareler sonucunda Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğimizi deklare ettik"
Yaptıkları geniş istişare sonucu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleme kararı aldıklarını ve seçimlere neden AK Parti listelerinden girdiklerini açıklayan Yapıcıoğlu şu ifadeleri kullandı:
"14 Mayıs'ta bir seçim var önümüzde ve zaman daralıyor. Ocak ayında Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmeden sonra 'HÜDA PAR ittifakta yer alacak mı, almayacak mı?' şeklinde yoğun bir şekilde tartışıldı. O görüşmemizde gerek Cumhurbaşkanı adayı Sayın Erdoğan'ı destekleme gerekse de Cumhur İttifakı'nda yer almamız için bir davet aldık. Bunu yetkili kurullarımızda değerlendirdik ve sonuç itibariyle ittifak içerisinde yer alma kararı aldık. Cumhurbaşkanı seçiminde de şu anda mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleme kararı aldık. Bu kararı da tüm teşkilatlarımızla, kanaat önderleriyle yaptığımız geniş istişareler sonucunda aldık. Tabanımızın nabzını ve yine HÜDA PAR'lı olmayıp ama memleket meselelerine kafa yoran ve bazı meselelerde bizimle benzer hassasiyetler taşıyan kanaat önderlerini dinledik ve ortaya aşağı yukarı bir tablo çıktı. Biz istişareler sonucunda bir karar verdik ve dedik ki ittifak içerisinde yer alsak da almasak da cumhurbaşkanı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğimizi deklare ettik. Sonra ittifak ile ilgili detaylar görüşülmeye devam etti. Ve sonuç itibariyle seçim sisteminin de değişmiş olmasının da etkisiyle listelerden girme kararı aldık. Kritik bir seçim, kritik bir dönemeçten geçiyoruz. Biz destek verdiğimiz cumhurbaşkanı adayının kazanmasını istiyoruz. Ama bu sistemde cumhurbaşkanı seçilen kişinin arkasında Meclis çoğunluğu yoksa, Meclis çoğunluğu başkasında ise, özellikle siyasetin üslubunun bu kadar sert ve ayrışmanın bu kadar keskin olduğu bir dönemde sıkıntılı siyasi bir süreç bizi bekler. Bundan dolayı biz dedik ki bir tek oy bile boşa gitmesin. Bunun da tek bir yolu var, o da listelerden seçime girmek. Eğer karar veren merci biz olsaydık ittifak içerisindeki diğer partilerin de ortak listeyle girmesinin daha avantajlı olacağını düşünüyoruz. Eğer böyle olsaydı parlamento aritmetiğinde çok ciddi değişiklikler olurdu. Ama her parti kendi logosuyla girdiğinde eğer diğer ittifak da bunu yaparsa yine bir denge söz konusu olabilir. Fakat bir taraf ortak listelerden girer öbürü girmez ise ortak listelerden girmeyen taraf ciddi bir kayba uğrar."
Yapıcıoğlu'nun program sonrasında Gaziantep'ten ayrılarak depremzedelerle bir araya gelmek üzere Hatay'a geçeceği ve iftarını burada açacağı öğrenildi. (İLKHA)