• DOLAR 32.513
  • EURO 34.951
  • ALTIN 2438.846
  • ...
Haklısınız Başbakanım! Haklısınız…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Başbakan yaptığı konuşmasında Dünyanın değişik coğrafyalarında ve Türkiye’de bir dönemler yaşanan zulümlerden bahsetti. İşte Başbakan’ın konuşmasından bir kesit:

“Bakınız Türkiye`deki İmam Hatip Liseleri mücadelesi bir Müslüman`ın, bir müminin hadiseler karşısında nasıl tavır takınması gerektiğine çok güzel bir emsaldir. Çok anlamlı, ibretlik bir hikâyedir. Milletin değerlerinin yok sayıldığı, çiğnendiği, ayaklar altına alındığı süreçlerden geçtik. İbadethanelerimizin ahırlara, depolara, müzelere çevrildiği, kapılarına kilit vurulduğu, yüzyıllardır yurdumuzun üzerinde inleyen ezanın susturulduğu, yerine çirkin bir şarkının minarelerden söylendiği günlerden geçtik. Kur`an-ı öğrenmekte, öğretmekte yasaktı. Çocukların kendi dillerini, kendi kültür ve geleneklerini, hatta tarihlerini, ecdadını öğrenmeleri suçtu. Bırakın öğrenmeyi ve öğretmelerini, evinde belli kitapları bulundurmak dahi suçtu."

Başbakan’ın yaptığı konuşmaya hemen herkes katılır ve hatta ayakta bile alkışlar. Lakin Başbakan’ın bir dönemler diye bahsettiği o dönem henüz kapanmış değildir. Evet, şu an da ibadethanelerimiz ahırlara, depolara çevrilmiyor; ezan da Türkçe okunmuyor, Ama… Ama’sı var işte;

Bir zamanlar ahırlara çevrilmemiş Camilerde ders verenler hala hukuksuz bir şekilde cezaevlerinde tutulmaktadır. Camide ders verdiği için müebbet hapis cezasına çarptırılan birçok İmam Hatipli Sayın Başbakan’ın bahsettiği o zulümleri hala yaşamaktadır.

Başbakan’ın bahsettiği “Çocukların kendi dillerini, kendi kültür ve geleneklerini, hatta tarihlerini, ecdadını öğrenmeleri suçtu. Bırakın öğrenmeyi ve öğretmelerini, evinde belli kitapları bulundurmak dahi suçtu” kısım sizce de devam etmiyor mu?

Hiçbir suç isnat edemedikleri için evlerindeki kitaplar bahane edilerek yüzlerce insana hukuksuz bir şekilde ceza yağdırılmadı mı? Hem de Başbakan’ın döneminde…

En iyisi biz Başbakan’ın konuşması ile devam edelim;

“Bakın bu insanlar, isyan edip sokaklara çıkmadılar, ellerine palaları alıp dolaşmadılar. Ellerinde Molotoflarla dolaşmadılar, ellerinde taş sopalarla dolaşmadılar. Bu insanlar ellerine silah alıp dağa da çıkmadılar. Gayrimeşruluğu akıllarının ucundan dahi geçirmediler. Her tehdide, her hakarete, her baskı ve zulme sabırla tahammülle dayandılar ve ortaya işte bu eserleri çıkardılar.”

( Tırnak içerisinde belirtilen mücadeleyi Başbakan İmam Hatipliler için kullanıyor )

Günümüzde de birileri Molotoflarla, ellerinde de taş ve sopalarla dolaşmadığı ve ellerine silah alıp dağa çıkmadıkları halde ceza yağmuruna tutulmadılar mı? Bütün bunlar Başbakan’ın Başbakanlık yaptığı dönemde olmadı mı? Kanıt mı istiyorsunuz?

Elazığ ve Malatya’da İhya ’der üye ve gönüllüleri ellerinde Molotof, taş, sopa ve silah olmadığı halde ceza almadılar mı?

Adıyaman’da Vahdet- Der üyelerine ceza yağmadı mı?

İstanbul’da STK yönetici ve üyelerine ceza yağmadı mı?

Yoksa bütün bunlar Başbakan’ın döneminde olmadı da bizim mi haberimiz yok?

Başbakan, zulümlerden bahsederken sabır, tahammül ve imanla bulunduğumuz manzarayı değiştirmemizi de tavsiye ediyor.

Haklısınız Başbakanım! Haklısınız…

Bizler sizin döneminizde de gördüğümüz bu baskı ve dayatmalara önce iman sonra sabırla karşılık vereceğiz. Sizin bahsettiğiniz gibi çok büyük hedeflerimiz olacak ve bu hedefleri gerçekleştirmek için gece-gündüz çalışacağız…

Münir Aydın - Doğruhaber
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir