• DOLAR 32.504
  • EURO 34.578
  • ALTIN 2476.359
  • ...
BURUK FETİH
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mehmet Emin Özmen / Doğruhaber / Araştırma
 
İSLAMİ FETİHLERİN ESAS AMACI
İslam orduları dört halife dönemi ve sonrasında dünyanın dört bir yanına yayıldılar. Müslümanların İran, Suriye, Anadolu gibi yerlerdeki fetihleri kalıcı oldu. Ancak İspanya’nın fethinin akıbeti yukarıda saydıklarımızın fethi gibi olmadı.İslami fetihler bir amaç uğruna yapılır. Bu amaç fethedilen belde halklarının hidayetine vesile olmaktır. Yoksa gerçek davetçilerin hiçbir zaman coğrafya derdi olmamıştır. Yeni coğrafyaların zenginlikleri için fethedilmesi, bugünkü emperyalist zihniyetli güçlerin işgal politikaları ile örtüşür. İslami fetihler bir işgal hareketi değildir. Bizim derdimiz coğrafya ile değil, o coğrafyayı kullanan insan iledir.

Rahmetli Seyyid Kutup İslam’daki cihadın ruhunu açıklarken bu durumu çok güzel özetliyor: “Küfri devletlerin yöneticileri kendi halklarının İslam’la tanışmalarına izin vermezler. Böylesi bir durumda davetçiler, İslam’ı bir şekilde bu insanlara arz edebilmenin yollarını aramalıdırlar. Çünkü devlet idarecileri davetçi ile avam halk arasına girip ahalinin İslam ile tanışmalarına engel olmaktadırlar. Tam da bu noktada İslam’daki cihad mefhumu devreye girer. Bahsettiğimiz yöneticiler aradan çıkarılır ve halka İslam arz edilir. Kabul ederlerse ne ala. Etmezlerse cizye ödeyip kendi dinlerinde kalmaya devam ederler. İşte İslami fetihlerin esas esprisi budur.”

İSPANYA’NIN FETHİ
Sekizinci yüzyılda Müslüman ordular Avrupa’nın önüne gelecek kadar yayılmış durumdaydılar. İslam orduları, Kuzey Afrika’nın Atlas Okyanusu kıyılarına kadar ilerlemişlerdi. Artık Akdeniz’i Atlas Okyanusuna kavuşturan boğazdan geçerek Avrupa’nın içlerine ilerleyebilirlerdi.

Buranın fethini hazırlayan en önemli neden yukarıdaki fetih gerekçelerinden olarak saydığımız Müslüman fatihlerin İslam’ı Endülüs’e taşımak istemesidir. Ancak bu sırada İspanya’da karışıklık vardı. Rodrigo diye bilinen ve hanedandan olmayan birinin Kral Vitiza’ya darbe yapması karışıklığın başlıca nedeni idi. Sebte Valisi Julien ile bu şahıs arasında da anlaşmazlıklar vardı. Bu hususta İbn’ul Esir’de çok çarpıcı bir bilgi geçmektedir. Rodrich (Yukarıda Rodrigo diye yazılan kişi) Tuleytula’da (Toledo) krallığını ilan eder. Bölge valileri kız olsun erkek olsun çocuklarını süregelen âdete göre Toledo’ya Kralın hizmetine gönderirlerdi. Rodrigo hizmet için kızını gönderen Sebte Valisi Yulyan(Julien)’in kızana tecavüz eder. Bu şahıs da Müslümanların Kuzey Afrika Valisi Musa b. Nusayr’dan yardım ister.

Vali Musa, durumu Şam’a bildirir. Şam’dan gelen cevap temkinli hareket edilmesi yönündedir. Musa ilk önce bir keşif kolu gönderir. Gelen bilgiler buraların fethedilebileceği yönündedir. Musa azatlı kölelerden olan Tarık b. Ziyad komutansında yedi bin kişilik bir ordu gönderir. Tarık b. Ziyad, ordusunu gemilerle daha sonra ismi Cebel-i Tarık olacak olan boğazdan karşıya geçirir. Bu iş için ticari gemiler kullanıldığı için pek dikkat çekmez. Kendisi de geçip ordusunun başına geçince güvenliğin temini için uygun bir yerde surlar yaptırır. Tarık b. Ziyad çok temkinli davranıyordu. Savaşın bütün kurallarını en ince ayrıntısına kadar uyguluyordu. Çünkü yapılacak en ufak bir hata geri dönülmez olaylara sebebiyet verebilirdi. Bu nedenle tedbiri elden bırakmıyordu. Bütün tedbirleri aldıktan sonra bazı rivayetlere göre “Gemileri yakın” emrini verdi. Bu da artık geri dönüşün olmadığı ve yaşamak için buralarda kalıcı olmanın gerektiğinin belirtisiydi.

VE FETİH
Tarık b. Ziyad’ın ülkesine ordu ile girmesine sinirlenen Rodrigo hayli kalabalık bir ordu hazırladı. Ordunun bunca kalabalık ve tam donanımlı olması, Tarık’ın yardım istemine sebep oldu. Durumu hemen Vali Musa b. Nusayr’a bildirdi. Vali, beş bin kişilik bir yardım kuvveti gönderdi. Böylece Tarık b. Ziyad’ın ordusundaki asker sayısı 12 bin kişi oldu. Ancak yine de kendisinden kat be kat fazla olan bir ordu ile savaşmak durumundaydı.

Komutan Ziyad, ordusunu savaşa hazırlamak için meşhur bir konuşma yaptı:

“Ey Müslümanlar!
Arkanızda deniz, önünüzde düşman var ve kaçacak hiçbir yeriniz yok! Sabretmekten başka yapacak şeyimiz yok! Düşman bütün gücüyle üzerimize geliyor. Bizim, kılıçtan başka silahımız ve düşmanın elindekinden başka alacak yemeğimiz yok! İyi biliniz ki ben de sizin gibi emniyetsizim. Yine iyi biliniz ki sabrederseniz daha müreffeh bir hayat yaşayacaksınız. En ucuz malın can olduğu bu pazarda önce sizi değil, bilakis kendi canımı ortaya sürüyorum!”

İki ordu karşı karşıya geldi. 20 Temmuz 711’de başlayan savaş sekiz gün sürdü. Yine İbn’ul Esir’e göre Rodrigo’nun sağ ve sol kol komutanları eski kralın oğullarıydı ve Kral’a olan kızgınlıklarından dolayı işi ağırdan aldılar. Onların amacı İspanyolların yenilmesi, Müslümanların ise ganimetleri alıp gitmesi ve sonuçta kendilerinin başa geçmesiydi. Bu şekilde Müslümanlar savaşta galip geldi. Başta Tuleytula (Toledo) olmak üzere birçok İspanyol kenti teker teker düştü. Neticede 711 yılının Temmuz ayının sonunda fetih gerçekleşti.

Aslında savaştan sonra Musa b. Nusayr, Tarık’a ordunu bir yerde tut, beni bekle demişti. Fakat bu çok tehlikeli olabilirdi. Çünkü böyle bir hareket İspanyolların tekrar toparlanmasına fırsat verebilirdi. Onun için ileri harekâta devam edilmeliydi. Tarık b. Ziyad da öyle yaptı. Şahsi bir çekememezlikten de kaynaklandığı iddia edilen Musa’nın bu talimatı uygulansaydı fetih akamete uğrayabilirdi. Durumun nazikliğini fark eden Tarık, kendi başına kararını verdi ve fethe devam etti. Böylece düşmanın toparlanma imkânı ortadan kalkmış oldu.

SONUÇ BURUK OLDU
Böyle parlak bir zaferden sonra İspanya coğrafyasından hareketle, Avrupa sınırları Müslüman cihad erlerine açılmış oluyordu. Aynı Yermuk savaşından sonra Suriye’nin, Kadisiye ve Nihavend savaşlarından sonra İran’ın ve Malazgirt savaşından sonra Anadolu’nun kapılarının açılması gibi. Ancak burada saydığım fetihlerin sonucu ile İspanya’nın fethi arasında çok önemli bir fark vardır. Çünkü Müslümanlar Suriye, İran ve Anadolu’da kalıcı oldular. Ancak İspanya’da kalıcı olamadılar.

Aslında bu durum başlı başına bir inceleme sorusu. Acaba neden Müslümanlar Suriye, İran ve Anadolu’da kalıcı fetihler yaptılar da İspanya’da çok uzun bir süre kalmalarına rağmen burada bir İslamlaşma yaşanmadı? Bir kere Avrupalılar için burası bir giriş yeri idi ve buranın Müslümanlar tarafından ele geçirilmiş olması her zaman için kıtaya tehlikeli bir kapının açık olması anlamındaydı. Onun için Müslümanların bu bölgeden çıkarılması gerekirdi.

Fakat 711 ile 1492 yılı arasında 781 yıl buraya hükmeden bir İslam devletinin varlığı söz konusu. Buna rağmen bugün o bölgede İslam’ın esamesi okunmuyorsa bunda Müslüman davetçiler için çarpıcı dersler olmalıdır. Genel olarak şu tespit yapılabilir: Müslümanlar İspanya’nın coğrafyasını fethetmekle birlikte burada yaşayan ahalinin gönlünü fethetmekte başarısız olmuşlardır. Hâlbuki İslami fetihlerden sonra devreye giren davetçiler, dervişler, gönül erleri gönül fetihlerine çıkarlardı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir