MAZLUMDER Cezaevleri Komisyonu faaliyetleri kapsamında, Av. Kaya Kartal ve Av. Mehmet Ali Devecioğlu tarafından, 15 Temmuz`da Kandıra 1 No`lu F TİPİ Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda siyasi dosyalardan tutuklu veya hükümlü çeşitli mahpuslarla yaptığı görüşmelerin notlarını açıkladı.

 

Kamil Aşkın, Mehmet Beşir Varol, Abdülkadir Turan, Taylan Tanay ve Selçuk Kozağaçlı ile yapılan görüşmelerin 11.30 ile 17.00 arasında aralıksız devam ettiği belirtildi.

 

Görüşmelerde mahpusların hukuki sorunlarıyla birlikte güncel mevzular, cezaevlerinde tutulanların durumları ve gündemleri, cezaevlerinin genel durumu ve yaşanan problemler, F tipi uygulamasının nasıl bir tecrit ortamı hazırladığı ve en basit hak taleplerinin dahi nasıl bir güvenlik merkezli yaklaşımla görmezden gelindiği hususları üzerinde durulduğu ifade edildi.

 

Daha önceki görüşmelerde ve bu görüşmede en çok üzerinde durulan hususlardan birisinin de Kandıra 1 Nolu F tipinde, 6411 sayılı Kanunla getirilen Mahrem Eş Görüşmesi müessesesinin halen hayata geçirilmemiş olması bulunuyor.

 

MazlumDer tarafından, Kandıra Cezaevi Kampüsünün diğer cezaevlerinde hayata geçirilen Mahrem Eş Görüşmesi müessesesi uygulamasının 1 Nolu F Tipinde, fiziki şartlar sağlanmış olmasına rağmen hayata geçirilmemesi önemli bir ihlal olarak not edilmiştir.

 

Görüşmelerde dile getirilen ihlal alanlarının özetle şunlar olduğu kaydedildi:

 

Yeni yasal düzenlemeyle getirilen Mahrem Eş Görüşmesi fiziki şartlar oluşturulmuş olmasına ve kampüsteki diğer cezaevlerinde uygulanmasına rağmen, cezaevi müdürünün keyfi tutumu nedeniyle hayata geçirilmediği,

 

Cezaevlerinde insanların baskılanarak, sindirilip nesneleştirilmeye çalışıldığı,

 

Verilen yemeklerin çok az olduğu,

 

İdarenin belirlediği TV kanalları dışındaki kanallara teknik imkânlar yeterli olmasına rağmen ulaşamadıkları, istedikleri kanalları seyredemedikleri,

 

Tecrit uygulamasıyla tam bir işkencenin aralıksız sürdürüldüğü,

 

Operasyon şartlarından kaynaklanan yasa ve yönetmelik kısıtlamalarının halen devam ettiği,

 

Aile ve ziyaretçilerle görüşme sürelerinin çok kısıtlı olduğu ve ziyaretçilerle ancak teker teker görüştürüldükleri ve bu durumun görüş süresini böldüğü,

 

Sosyal faaliyetlerin ağırlaştırılmış müebbetlikler açısından 3 kişiyle müebbetlikler açısından 10 kişiyle sınırlı olmasının tam bir yalnızlaştırma yöntemi olduğu ve insan onuruyla bağdaşmadığı… (Murat Burtaş - İLKHA)