• DOLAR 32.563
  • EURO 35.023
  • ALTIN 2434.268
  • ...
WSJ :Mısır`da `Derin Devlet`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğruhaber / Dışhaber Servisi

Görüşmelerde üzerinde durulan mesaj şuydu: Muhalefet yeteri kadar protestocuyu sokaklara dökebilirse ordu sürece müdahale ederek başkanı devirebilirdi.

Görüşmelere katılan muhalif kanada mensup kişilerden birkaçı ile yakın ilişkilere sahip olan Ahmet Samih, "Muhalefetin, orduya sorusu çok basitti: Tekrar bizim yanımızda yer alacak mısınız?" Samih`in verdiği bilgiye göre ordu bu soruya olumlu yanıt verdi.

30 Haziran tarihinde Mursi`nin görevi bırakmasını isteyen milyonlarca Mısırlı sokaklara dökülmüş bundan yalnızca üç gün sonra da ordu yasal cumhurbaşkanını  devirmişti.

Generallerin muhalefet liderleri ile görüşmeleri Mısır`da "derin devlet" olarak bilinen yapının çalışmalarını da göstermiş oluyor. Ordu sözcülerinden Yarbay Ahmet Ali, "Ordunun, önceden tanışıklığa pek sahip olmadığı kişileri biraz daha yakından tanıdığı bir süreçti" diyerek bu durumu kabul etti.

Arap Baharı, 2011 yılında Mısırlıların Hüsnü Mübarek`i devirmesi ile ülkede doruk noktasına ulaşmıştı. Müslüman Kardeşler`e mensup Muhammed Mursi`nin geçtiğimiz yıl seçilmesi, Mısır`ın inişli çıkışlı da olsa demokrasiye geçiş sürecinde ilerleme kaydedildiğini düşündürmüştü. Ancak Muhammed Mursi`nin devrilmesi bu süreci tehdit ediyor.

Ordu ile laik muhaliflerin gizli görüşmeleri, Mursi`nin koltuğundan edilmesine öncülük eden siyasi satranç oyununun çok önemli bir hamlesi. Görüşmeler, uzun zamandır anlaşmazlık içinde olan Mısır muhalefeti ile Mübarek rejiminden arda kalanlar arasında yeniden dostluk oluştuğunun da bir göstergesi. Tarafların düşmanlığı, muhalefeti bastırmak için gücünü kullanan Mübarek`in 30 yıllık diktatörlüğüne dayanıyor. Bugün ise durum tersine dönmüş durumda. Muhalefet ile Mübarek dönemine ait güçler birlik halinde. Mursi`yi ve onun İslamcı Düşüncesini bir tehdit olarak görüyorlar.

Muhammed ElBaradey liderliğindeki Ulusal Kurtuluş Cephesi üyelerinden biri olan Amr Musa`nın üst düzey yardımcıların biri, "30 Haziran`ın bir karşı devrim olma tehlikesi var mı? Evet ancak aynı zamanda demokratik geçiş sürecini yeniden başlatmak için elimize geçen değerli bir fırsat da olabilir" dedi.

Mursi`nin devrilmesinden günler önce Müslüman Kardeşler`e karşı başlayan şiddet dalgası, Mübarek döneminde yapılan bir önceki seçimlerde rejim adına başvurulan şiddet olayları ile benzerlik gösteriyor.

Saldıranları, nelerin kışkırttığını tam olarak belirlemek çok zor. Mısır`daki birçok kişiye göre bu olaylar, rejim yanlılarının Mübarek döneminde kullanılan yöntemlerle Mursi`yi devirme çabalarıydı.

Muhammed Mursi`nin Kasım ayında kendine çok güçlü yetkiler vermesinin ardından Mısır`da muhalefet ile Mübarek dönemi yetkilileri, aralarındaki bağları onarmaya başladı. Muhalif partiler Muhammed ElBaradey`in Ulusal Kurtuluş Cephesi çatısı altında toplanmaya başladı.

Mübarek`e sadık olan kesim uzun zamandır ElBaradey`e güvenmiyordu. Ancak Mursi`nin kendine verdiği yetkilerin ardından buzlar eridi. Aralarında Mübarek rejiminin nüfuzlu kişilerinden biri olan Ahmet Ezz`in avukatlığını yapan Hristiyan Kıpti Hany Sarie Eldin`in de yer aldığı etkili Mübarek dönemi figürlerinden bazıları ElBaradey`e katıldı.

Kahire Amerikan Üniversitesi`nden siyasi bilimler profesörü Rabab el-Mahdi konu ile ilgili olarak, "Eldin`in de ElBaradey`e katılması, devrime ve ElBaradey`e şüphe ile yaklaşan kişilere onlara güvenebilecekleri mesajını verdi" diye konuştu.

Mübarek dönemi figürleri  hem ciddi bir maddi güce hem de bürokrasi üzerinde önemli bir etkiye sahipti.

"Bu figürlerden bazıları, derin devlet yöntemlerini uygulamaya devam edenlerdendi" diyen profesör Mahdi sözlerine, "Bu kişiler, seçimleri yönlendirenlerin kimler olduğunu ve onları kendileri ile çalışmaya nasıl ikna edebileceklerini biliyorlardı" diye devam etti. Ayrıca Mahdi`ye göre bu kişiler, çalışanları üzerinde nüfuza sahip olan kamu sektöründe görevli yöneticileri de tanıyordu. Mursi`nin devrilmesi yaklaştıkça görüşmeler de sıklaştı.

Mübarek`in devrilmesinden bu yana parti tabanında yer alan ve sokak gösterilerini örgütleyen aktivistlerin durumu son derece vahimdi. Ancak Nisan ayının sonlarında önceleri pek de bilinmeyen Tamarud(isyan)  isimli bir grup Mursi`ye karşı ayrı bir hareket başlattı. Grup kurucuları, sekiz haftadan az bir süre içinde 22 milyon imza topladıklarını söyledi. Rakamı doğrulamak mümkün değil ancak hem devlet hem de özel medya-ki her ikisi de Müslüman Kardeşler karşıtı- rakamın büyük oranda gerçekliği yansıttığını belirtti.

İçişleri  İbrahim, Mübarek dönemi yetkililerinin baskısı ile karşılaştı. Mübarek tarafından atanan son başbakan olan ve seçimlerde Mursi`nin en büyük rakibi olan Ahmet Şefik 24 Haziran tarihinde televizyona verdiği bir röportajda bakanı Müslüman Kardeşler`e destek vermemesi için uyardığını söyledi.

Şefik televizyonda, "Bakana, destek vermesi halinde gelecek günlerin kendi tarafında olmayacağını ve bu günlerin çok yakında olduğunu söyledim" dedi. Şefik`in Müslüman Kardeşler`e mesajı ise `onları kara günlerin` beklediğiydi.

Yalnızca günler sonra Şefik`in uyarısı gerçeğe dönüştü ve silahlı genç adamlar ülke çapında Müslüman Kardeşler ofislerini yağmalamaya başladı.

WALL STREET JURNAL

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir