• DOLAR 32.376
  • EURO 34.97
  • ALTIN 2325.65
  • ...
Hicapta Ziynet - 1
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

“Mümin kadınlar gözlerini haramdan çevirsinler, ırzlarını korusunlar! Ziynetlerini (süslerini) açığa vurmasınlar; kendiliğinden görünen kısmı müstesna.” (Nur / 31)

Kâinatın aklı olan Kur’an, sonsuz rahmet sahibi olan Allah’ın kullarına yol gösteren en büyük lütuflarındandır. Bu nedenle Kur’an yolunu doğru tespit etmek ve huzur içerisinde hem bu dünyada hem de ahirette mahcup olmamak için Kur’an-ı Kerim, akıl sahiplerinin yol haritasıdır. Bunu esas alarak tesettür konusuna yaklaşmak doğru ve isabetli bir yaklaşım olacaktır.

Nur Suresi’nin ilk ayetine bakıldığında dikkat çekici bir başlangıç görülür. Cenab-ı Allah şöyle buyurur: “Bu, indirip hükümlerini farz kıldığımız bir suredir. Öğüt alırsınız diye onda apaçık ayetleri indirdik.”

Merhum Seyyid Kutup, bu ayet için şu ifadeleri kullanmıştır:

“Bu surede geçen her hususu aynı derecede alıp kabullenmek kastedilmektedir. Yani burada eğitim ve ahlak farziyeti, ceza ve ukubat farziyetiyle aynıdır… Bütün sure, terbiye mihveri etrafında dönmektedir…”

Yine bu sure için Hz. Ömer, halifeliği döneminde Kufelilere mektup yazarak, “Kadınlarınıza Nur Suresi’ni öğretin” diye buyurmuştur.

Buradan da anlaşılıyor ki bu mübarek surenin, kadınlara hitabı ve iltifatı vardır. O halde hanımlar bu suredeki ahlak, terbiye ve hayâ ruhuna dikkat etmelidir. Mevdudi’nin, Nur Suresi’nin giriş kısmında sarf etmiş olduğu şu cümle konuyu anlamamız için manidardır:

“Küfür ehli, İslam’ı savaş alanında mağlup edemeyeceğini anlayınca yöntem değiştirip çatışmayı sürdürmek için ahlaki yozlaştırma cephesini açtılar.”

Müslümanlar, şeytan ve dostlarının tuzaklarına karşı dikkatli ve uyanık olmalı! Bu tespit, İslam ahlakının korunmasına dikkatlerimizi çekmekte ve Nur Suresi’nin ahlak cephesini güçlendirmeye yönelik yapısını göz önüne sermektedir. Özellikle, Müslüman kadınlar olarak Nur Suresi’nin tesettür ayetlerinin mahiyetini iyi kavrayıp fiili olarak hayatımıza yerleştirmemiz ve amel etmemiz gerekir.

Tesettürle ilgili ayet de Allah (CC)’nun kesin hükümleridir. Namaz ve oruç nasıl ki farzdır; örtünmek de Müslüman kadın için aynı farziyete sahiptir. Bu minvalde Nur Suresi’nin 31. ayetinin 3. hükmünü irdeleyelim inşallah.

Ayette ‘ziynetlerini açmasınlar’ emrindeki kasıt şunlardır:

Kadın için ziynet iki kısma ayrılır. Birinci kısmı yaradılıştan olan ziynet; ikinci kısım ise satın alınan ziynettir. Öncelikle dört mezhep imamlarının konuyla ilgili görüşlerini ele alalım. Bu konuda İmam Malik ve İmam Hanefi’nin görüşleri aynıdır: El ve yüzün ziynet olmadığını, bunun dışında bütün vücudun ziynet olduğunu söylüyorlar. Delil olarak “Bunlardan görünen kısmı müstesna” ifadesinde, yüz ve ellerin açık olması zaruri olduğundan bu ayet, buraların ziynet sayılmayacağına işaret eder, görüşünü benimsemişlerdir.

Nitekim Sait bin Cubeyr (RA) da ayetteki bu ifadeden maksadın ‘yüz ve eller’ olduğunu söylemiştir. Ata ve Dahakk’tan da buna benzer bir rivayet yapılmıştır. (İbni Cevzi Tefsiri)

İkinci delilleri: Esma (R.Anha)’nın ince bir elbise ile Resulullah (AS)’ın yanına gelmesi ve Resulullah’ın onu görünce yüzünü çevirerek, “Ey Esma! Kadın buluğa erdi mi (yüz ve ellerini bileklerine kadar işaret ederek) şu ve şunun haricinde kadının vücudunun görünmesi haramdır” buyurmasıdır. (Ebu Davut)

Üçüncü delilleri ise namaz ve ihramda el ve yüzün açık olmasıdır. Eğer el ve yüz ziynet olsaydı namaz ve ihramda açık bırakılmaları mubah olmazdı. Çünkü avret mahallinin örtülmesi farzdır. Bu sebeple namazda avretin açık olması namazın sıhhatini bozar.

Konuyla ilgili Şafii ve Hambelilerin delilleri ise şunlardır:

‘Ziynetlerini açmasınlar’ ayeti, el ve yüzün açılmasını haram kılmıştır. Ziynet iki kısma ayrılır. Birinci kısmı, yaradılıştan olan ziynet; ikinci kısmı ise satın alınan ziynet. El ve yüz, yaradılıştan olan ziynettir. Hatta güzelliğin aslı ve fitne-fesadın kaynağıdır. Satın alınan ziynet ise güzel elbise, takılan süs eşyaları; yüzük, küpe, gerdanlık, halhal, sürme, ele yakılan kına gibi şeyler ki bunlar kadınların yaradılıştan olan güzelliğiyle birleşince daha çok dikkat çeker. Satın alınan ziynet, kadının üzerinde olmadan bakılırsa bir beis yoktur. Fakat kadının el ve yüzüne takıldıktan sonra ziynet hükmüne girer.

Ayet-i kerime, kayıtsız şartsız kadınların erkeklere karşı uzuvlarını ve ziynetlerini açmalarını yasaklayarak haram kılmıştır. Şafii ve Hambelilere göre ayette ‘bunlardan görünen kısmı müstesna’ ifadesindeki maksat, kasıtsız olarak kendi kendine açılan kısımdır. Mesela rüzgârın kadının örtüsünü açması veya kadının istem dışı baygınlık geçirmesi… Bu gibi elde olmayan sebeplerden dolayı ziynetlerin açılmasında bir vebal yoktur. Ama bunun kasıtlı olarak açılması halinde onlara muaheze edilmez. Öyleyse yüz de el de açılması haram olan ziynetlerdendir.

Celile b. Abdullah’tan şöyle rivayet edilir: “Resulullah (AS)’a ani olarak yabancı bir kadına bakma hususunda sordum. Bana gördüğümde gözlerimi çevirmemi emretti.”

Diğer bir hadiste ise süs ve ziynetlerini yabancı erkeklere gösteren kadınlar, kıyamet gününün karanlığında kalacak ve aydınlığa kavuşmayacaktır. (Tirmizi)

Selam ve dua ile...

Nurten Özer / Nisanur Dergisi - Haziran 2013

Bu haberler de ilginizi çekebilir