• DOLAR 32.513
  • EURO 34.951
  • ALTIN 2438.846
  • ...
`Hizbullah konusundaki endişeler tamamıyla yersizdir`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
 
Doğruhaber / Haber Merkezi

Geçtiğimiz hafta yayımlanan Akil İnsanlar raporu kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. “Olumlu bir rapor” olarak nitelendirilen raporda Hizbullah Cemaati’nin bölgenin bir gerçeği olduğu ve Mustazaflar Hareketi’ne yönelik tutuklamaların ise haksız tutuklamalar olduğu vurgusu yapılmıştı. Ancak satır aralarında, “Hizbullah hareketinin bir yandan kolayca yeniden şiddete eğilim gösterme ihtimalinden ürküldüğü gibi, o yönden gelecek bir baskı ortamının da diğer İslami gruplarda endişeye neden olduğunun altını çizmek gerekmektedir” ifadeleri yer almıştı. Biz de bu ifadeleri bölgeyi yakından bilen ve bölge halkı üzerinde etkili kanaat önderlerine sorduk. Hizbullah Cemaati’ne karşı endişelerin yersiz olduğunu vurgulayan kanaat önderleri, “Kesinlikle Hizbullah Cemaati’nden endişemiz ve çekingenliğimiz yoktur” dediler.

KANAAT ÖNDERLERİ NE DEDİLER?
Molla Zeki Bilgin: Tüm Müslüman cemaatlerine karşı benim sevgim ve münasebetim mevcuttur. Hiçbir Müslüman cemaatin diğer Müslüman cemaate karşı tepkili olmaması gerektiğini söylemek isterim. Mademki Kur’an gölgesinde kendilerini gölgelendirmeye çalışıyorlar, hepsi de aynı nispette birbirlerinin kardeşleridirler. Bunların birbirlerinin aleyhlerinde konuşmaları İslam’a karşı bir cinayettir. Bir Müslüman cemaati eleştirmek büyük bir hatadır. Batıla, zulme, küfre ve dine karşı olan insanlara karşı mücadele etmek de elbette ki bütün Müslümanların üzerine farzdır. Bir insan İslam’a, Kur’an’a karşı saldırılarda bulunursa herkes bundan sorumludur. İslam’a karşı mücadele edenlerle mücadele etmek farzdır. Hizbullah Cemaati’nden olan kardeşlerimiz bu mücadeleyi yapmışlar ve Allah onlardan razı olsun. Bunu yaparken başka Müslüman gruplara karşı mücadele ettiklerini kendim müşahede etmedim. Batman’da yaklaşık 30 yıldır kalıyorum ve elbette ki her Müslümanın, her ferdin ve her cemaatin mutlaka bir kısım hataları vardır. Fakat Hizbullah Cemaati’nin bu bölgedeki İslam’a hizmetlerini, çocukları yetiştirme hususunda ve çocukları Kur’an’a kazandırma konusunda büyük çalışmalar içerisinde olduklarını görüyoruz. Hizbullah Cemaati’nden İslami cemaat ve STK’lara saldırı yapılacağını söyleyenlere hayret ediyorum. Onlara da bağlı değilim. Diğer İslami cemaatlerle de aynı şekilde münasebetim vardır. Fakat ben vicdani bir muhasebe yapıyorum. Vicdani bir muhasebe ve İslami bir sorumluluk içerisinde olduğum için söylüyorum, kesinlikle Hizbullah Cemaati’nden endişemiz ve çekingenliğimiz yoktur. Tüm İslami STK’ların İslam’a karşı mücadele edenlere karşı mücadele etme hususunda kendilerini feda etmeleri lazımdır ve Hizbullah Cemaati de öyledir.

Mustafa Çelik: Türkiye coğrafyasında Müslümanlar bir bütündürler. Güneydoğu’da da Doğu Anadolu’da da Müslümanlar vardırlar ve bu Müslümanlar muhtelif meşreplere sahiptirler. Bu toplumda yaşayan, yazan ve konuşan biri olarak 2000 yılından bu yana gördüğüm kadarıyla bu coğrafyada yaşayan Müslümanlar geçmişe göre birbirilerine daha yakındırlar. Yani şiddetten arınmışlardır, İslam’ın evrensel dili olan barışı öne çıkarmışlardır ve insanları İslam’ın ilkeleri etrafında birleştirmeye gayret etmektedirler. Yani gönül köprüleri birbirine açılmış Müslümanlar, farklı düşünseler de farklı iş yapsalar da birbirilerine tahammül gösteriyorlar. Bütün Müslümanların niyeti Kur’an’ı hayata hâkim kılmaktır. Ben Müslümanları potansiyel tehlike olarak görmüyorum. Bugün Müslümanları birbirine rakip görmek, birbirine düşman görmek, potansiyel düşman olarak göstermek bu Müslümanlara hakarettir; bu Müslümanların varlığını görmemektir. Bu, gerçeği ve doğruyu görme konusunda bir körlüktür. Gerçekten bu Müslümanları görebilseler bu coğrafyada İslam’a olan yönelişi Müslümanların İslam’ı hayata amil kılma hassasiyetlerini göz önünde bulundursalardı böyle bir şey demezlerdi. Ama bir gün, genelde İslam coğrafyasında özelde Türkiye coğrafyasında yükselen değerin İslam olduğunu ve bu ülkede barışı sağlayacak olanın Müslümanlar olacağını göreceklerdir.

Emin Güneş: Hizbullah’ın silah bırakıp bırakmadığı ya da yeniden silaha sarılıp sarılmayacağı konusunu gündeme getirenlerin çok da iyi niyetli oldukları kanaatinde değilim. Çünkü aradan geçen yıllar içerisinde bu camiaya yönelik gerek PKK’dan gelen gerekse derin devletten gelen provakatif eylemler, bu camianın şiddet konusundaki yaklaşımını test etmiştir. Merhum Ubeydullah DURNA’nın şehadeti bardağı taşıran son damla olmasına rağmen bu durum İslami cemaatin sabrını taşırmaya yetmemiştir. Bu camia sabrı direnişin ve ibadetin bir parçası olarak gördüğünden ve başından beri şiddeti çözüm olarak kabul etmediğinden kanaatimce endişeler yersizdir.
 
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir