• DOLAR 32.372
  • EURO 34.964
  • ALTIN 2325.233
  • ...
Çocuğun Anne-Baba Üzerindeki Hakları - 1
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bismillah!

Bizler birer ebeveyn olarak hayırlı nesiler yetiştirmek istiyorsak ilk önce sünnet-i seniyyeye uygun bir evlilikle bu işe başlamalıyız. Bu noktada eşlerin birbirine denk ve uygun olması gerekir. Bu uygunluk hem İslami hem de ahlaki yönde olmalıdır. Seçilen eşlerin ırsi bir takım hastalıklarının olup olmadığı araştırılmalıdır. Çünkü ebeveynlerin taşıdığı genetik özellikler doğacak çocuğa geçmektedir.

İslam âlimlerinden Ebu Esved ed-Dübeli çocuklarına; “Küçüklüğünüzde, büyüklüğünüzde ve doğumdan önce size iyilik ettim!” deyip, doğumlarından önce kendilerine nasıl iyilik ettiğini soran çocuklarına, “Size, sövülmeyecek bir anne seçtim” cevabıyla övünürmüştür.

Uygun eşler seçilip evlilik olayından sonra eşler, çocuk sahibi olmadan kendilerini en iyi şekilde yetiştirmelidirler. Ana rahimde yumurtanın döllenmesiyle artık orda canlı bir varlık söz konusudur. Ve bu andan itibaren anne ve babanın sorumluluğu başlamıştır. Anne ya da baba olmak, insan yaşamının en önemli aşamalarından biridir. Her anne - baba çocuklarını İslam’ın çizdiği sınırlar dâhilinde en iyi şekilde yetiştirmek için hiç bir fedakârlıktan kaçınmamalıdır. Çünkü doğacak her çocuk İslam fıtratı üzerine doğacaktır, onu bu şekliyle korumak ise biz anne - babalara düşmektedir. Anne - babalar çocuklarına Allah’ın verdiği bir emanet nazarıyla bakmalı ve kıyamet gününde çocuklarından dolayı hesaba çekileceklerinin bilincinde olmalıdırlar.

“Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem ateşinden koruyunuz.” (Tahrim / 6)

Çocuğun eğitimi daha ana rahminde başlar. Allah-u Teâlâ, ana rahmini çocuğu en iyi şekilde büyüyecek ve tüm gereksinimlerini karşılayacak şekilde yaratmıştır. Anne adayının günlük yaşantısının ana rahmindeki çocuğun şahsiyetinin oluşmasında büyük etkisi vardır. İlerde çocuğun mümin veya münkir olması da ana rahminde başlar. Onun için binanın sağlam olması için temelin sağlam olması gerekir.

Resullulah Efendimiz (SAV), “Herkesin saadet ve bedbahtlığı ana rahminde yaşadığı zamanla başlar” buyurmuşlardır.

Bu hadis ışığında hareket etmesi gereken anneler, günlük hal ve hareketlerine çok dikkat etmelidir. Hamilelik sürecinde manevi ortamları tercih etmelidirler. Özelikle beslenme konusunda son derece duyarlı olup haram ve şüpheli yiyeceklerden kesinlikle kaçınmalıdırlar. Çünkü çocuğun yiyeceği, annenin yediği ve içtiği şeylerden temin edilir.

Resullulah (SAV), “Hamile kadınlar çocuklarının iyi ahlaklı ve sabırlı olmalarını istiyorlarsa hamileliğin son aylarında hurma yesinler” buyurmuştur. Bilimsel araştırmalarda da hurmanın bir kalsiyum fosfor deposu olduğu kanıtlanmış ve annenin kendisi için gerekli olan kalsiyumu, günde yiyeceği birkaç hurmayla karşılayacağı ispatlanmıştır.

Başka bir hadislerinde de “ayva ve kavun yemelerini” tavsiye edip bu besinlerin çocuğun zekâlı ve güzel ahlaklı olmasında etkili olduğunu bizlere bildirmiştir.

Hamileliğin ilk üç ve altıncı aylarında bebeğin zihinsel gelişimi başladığında, annenin günlük heyecanına bağlı olarak bebeğin etkilendiği belirtiliyor. Bundan dolayı anne adayı attığı her adımda veya yaptığı fiili hareketlerde bebeğini düşünerek hareket etmelidir. Ve yine hamileliğin üç ve altıncı aylarında bebeğin anne sesini ve anadilini algılamaya başladığı söylenir. Öyle ise hamilelik döneminde konuşurken ana dilimizi tercih etmeliyiz. Yapılan araştırmalarda da bebeklerin anadilini ana rahminde öğrendikleri söylenir.

Bebekler beşinci aydan sonra anne sesini tam olarak algılamaya başlarlar. Bundan dolayı anne adaylarının günün belli saatlerinde yüksek sesle Kur’an okuyup veya dinletmesi onun ileriki yaşlarda Kur’an’a aşina olmasını sağlayacaktır. Neden bebeğimizin ilk duyacağı lafızlar Allah’ın kelamı olmasın ki? Ayrıca günlük yaşamımızda izlediğimiz görüntülerin veya dinlediğimiz müziklerin bebeğin ruhsal ve zihinsel gelişimini etkilediğini düşünerek elimizden geldiğince seçici olmalıyız. Vurdulu, kırdılı, ahlaki yönden sakıncalı şeylerle vaktini geçiren anne adaylarının çocukları ileriki yaşlarda sinirli, hırçın ve ahlaki yönden sorunlu olduğu gözlenmiştir. Görselliğin bu kadar önemli olması sebebiyle büyüklerimiz, “Çocuklarınızın güzel olmasını istiyorsanız güzel insanlara bakınız” demişlerdir.

Altıncı aydan itibaren anne rahmindeki bebeğin hissetmeye başladığı dönemdir. Anne adaylarının bu dönemde bebeğiyle konuşmaya başlaması, yaptığı fiili hareketleri onunla paylaşması gerekir. Mesela günde beş vakit abdest aldığında, ‘haydi bebeğim Allah’ın rızasını kazanmak için abdest alalım’ demeli ve sanki beraber abdest alıyormuş gibi davranmalıdır. Ayın şekilde düzenli kılınan namazlar da çocuğun ilerde salih ameller işlemesine, düzenli ve tertipli olmasına vesile olacaktır inşallah.

Bebeğimiz yavaş yavaş dünyaya gelmeye hazırlanmaktadır. Allah’ın bizlere bahşettiği bu tohum, bizim ellerimizde filizlenip fidana ve bir ağaca dönüşecektir. O ağacın dallarının bütün dünyaya yayılıp meyve vermesini istiyorsak, tertemiz bir fıtratla doğacak bebeğimizi Allah’ın koyduğu kaideler ve sünnet-i seniyyeye uygun bir şekilde yetiştirmeliyiz.

Allah-u Teâlâ bütün Ümmeti Muhammed’e ve bizlere de mahşer-i kübrada övüneceği nesiler nasip etsin inşallah! Âmin.

Sultan Demir / Nisanur Dergisi - Mayıs 2013
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir