İsviçre’nin Basel şehrinde faaliyet sürdüren Said-i Nursi Vakfı’nın Zürih yakınlarında ‘Dünya Müslüman Gençlik Haftası’ etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiği 3 günlük aktiviteler dizisinde gençlerle bir araya gelerek Avrupa’da Müslüman ve Gençlik üzerine bir sohbet gerçekleştiren Avrupa İslam Alimleri birliği üyesi Molla Yahya Yılmaz, gençlere yönelik tavsiyelerde bulunurken dikkat edilmesi gereken hususları da gerçekleştirdiği sohbette gençlerle paylaştı.

Konuşmasında Gençlerin imanlarını güçlendirerek Avrupa coğrafyasında ayakta kalmasından başka çarelerinin olmadığını belirten Yılmaz, İnsanlığın faydasına sunulacak ve insanı kurtaracak olan şeyin ise salih amel olduğunun altını çizdi. “Gençliğin güzelliği ve süsü ihlastır ve gençlere en çok yakışanda ihlastır” diyen Yılmaz, “İtaat, gençlerin İslam dairesi içinde kalması ve İslam’a hizmette tökezlememesi, toplu halde İslam’a ve insanlığa hizmet için olmazsa olmaz bir gereklilik” olduğunu söyledi. Yılmaz, Bilgi, Marifet, hikmet ve teknik alanlarda ihtisas sahibi olunması gerektiği ve bu alanlarda Müslüman gençlerin muhakkak surette gelişim sağlamaları gerektiğine de vurgu yaptı.

Gençler, İslami Çalışmalarda ve Hizmetlerde Bulunmalı

Müslüman gençlere yönelik tavsiyeleri sıralarken Yılmaz, Tekfircilikten, aşırılıklardan, ifrat ve tefritten uzak olan gençliğin hizmette aşama kaydedebileceğini söyledi. İnsanı muhafaza eden ve kötü olgulardan, şerden şeytandan koruyacak olan şeyin sağlam bir iman oluğunu anlatan Yılmaz, Müslüman gencin Avrupa’da imanını muhafazasının beklide mutlak suretteki gerekliliğinin İslami çalışmalarda ve hizmetlerde bulunulması ve İslam’a hizmette geri kalmayarak bir şeylerin yapılarak gayretlerin ortaya konması hususu olduğunu belirtti.

İnsan Fiziki ve Ruhi Boyutta Yaratılan Bir Varlıktır

Uhuvvet projesi Avrupa’da tesis edilmelidir diyen Yılmaz, “Modern dünya denilen şey, insanları bireyselleştirme, kendi başına bırakma ve onlardan olağanca istifade etme üzerine bina edilmiştir. İşte uhuvvetle, Müslümanlarla beraber olmakla ancak bunun üstesinden gelinebilinir. İslam dairesinde hizmeti, ihlası, samimiyeti, hakka bağlılığı ve itaati ancak güçlü bir imanla koruyabiliriz. İnsan fiziki ve ruhi olarak iki boyutta yaratılan bir varlıktır. Bedene gösterdiğimiz özen ve bakım kadar hatta daha fazlasını ruhi yapımıza göstermemiz gerekmektedir.” ifadelerini kullanarak uhuvvet akidesinin güçlenmesi için çaba ve gayretlerin had safhada olması gerektiğini sözlerine ekledi.

Sünnetlere Son Derece Dikkat Edilmeli

“Avrupa’da yani ateşin ortasında olan bir ortamda sünnetlere son derece dikkat ve riayet edilmelidir” diyen Yılmaz, “Avrupa’da yaşayan Müslüman gençliğin karşılaştığı sıkıntı ve zorlayıcı günah ortamlarını Allah görüyor ve o’nun karşılığını da buna göre verecektir. Öyle bir zaman ve dönem gelecek ki ümmetimin fesada ve delalete düştüğü bir dönem olacaktır. İşte o dönemde benim sünnetimin bir tanesini ihya edene Allah yüz şehidin ecrini verecektir.

İşte mücadele bu şekilde anlaşılmalıdır. Bizim şartlarımız koşullarımız diğer coğrafyalarda yaşayan Müslümanların şartları ile aynı değildir. Aynı olması da gerekmez zaten. İslam meseleye bir bütün olarak bakar. Yani savaşın ön safında yaralanan bir insan ile çadırlarda Müslümanlara soğan doğrarken, domates doğrarken, yemek yaparken bir insanın parmağının kanaması durumu Allah katında aynıdır ve iki kanı da Allah aynı görüyor.

Hz. Muhammed’in (s.a.s) o kutsal sünnetlerini evrensel sünnetlerini, bize hayat veren o sünnetlerini diriltmek, yaşatmak, her şeye rağmen bütün olumsuzluklara rağmen ateşin tam merkezinde oturmamıza rağmen bunu ihya etmeye çalışmak gerekir ve bu kutsi ruhun muhabbet ve sevgisini gençlerimize, çocuklarımıza, insanlarımıza anlatabilmeli ve aktarabilmeliyiz.” dedi.

Yılmaz son olarak, Said-i Nursi Vakfı’nın düzenlediği Gençlik Kampı organizasyonunun gençlerin, birbirleriyle daha yakından tanışması kaynaşması ve birbirlerinden istifade etmesi, yararlanması noktasında büyük bir fayda sağlayacağına inandığını ifade etti. (Muhammed Arslan – Hürseda Haber)