ŞANLURFA - Viranşehir, Diyarbakır ve Mardin üçgeninde bulunan ve halk arasında Karacadağ yöresi olarak bilinen bölgede yüzlerce köy bulunmaktadır.  Köylüler ise hayvancılık yaparak geçimlerini sağlıyor. Ancak hayvancılığın can çekişmesiyle özellikle gençlerin şehirlerde çalışmaya başladıkları belirtildi.

 

 

Karacadağ’ın Subaşı (Zok) köyünde yıllardır hayvancılık ile uğraşan Veysi Dursun, geçen sene bin 300’den aldıkları hayvanların çiftini bu yıl 500’e verdiklerini söyledi.

Arpanın kilosunu 750 kuruştan ve samanın kilosunu da 700 kuruştan aldıklarını belirten Dursun, “Bir çobanın aylığı 2 bin TL’dir. Çünkü gecede Hayvanları otlatmaktadır. Suyun litresi bir TL iken, sütün litresini 800 kuruşa veriyoruz.  Geçen sene buzağıların çiftini 5 bin TL’ye satarken bu sene 2 bin TL’den bile satamıyoruz.  Canlı hayvan ve et ithalatı bizi bitirdi. Şimdi 400 TL’ye aldığımızı iki ay sonra 200 TL’ye satıyoruz.   Biz ne yapacağımızı şaşırdık.  Hayvanlarımızın para etmemesi nedeni ile sermayemizi bile kaybettik.  Ben bu sene 72 bin TL masraf yapmama rağmen ben 50 bin TL kazandım. Ben 22 bin TL açığımı nasıl karşılayacağım. Tarım ve Hayvancılık Bakanı bu bölgenin insanı olmasına rağmen derdimiz ile ilgilenmiyor. Bu sıkıntıları oda biliyor.  Bu yanlış uygulama bizi bitirdi. Hükümet bize sahip çıkmalı ve bize bir çare bulmalıdır. Bu şartlarda bu hayvancılığı sürdüremeyiz. Yaz kış bu perişanlığı yaşamamıza rağmen elde var sıfır. Hayvancılığı bu gidişle sürdüremeyiz. Çocuklarımız bile bizi bırakıp batıya gitmektedir” dedi.

 

Bölgede hayvancılık ve çobanlık yapan Ali Dursun ise “Biz gece gündüz çöldeyiz. 15 kişilik bir aileyiz. Hayvanlar para etmiyor. Emeğimiz boşa gidiyor. Bu gidişle hayvancılığı bırakmak zorundayız. Sadece biz değil Karacadağ yöresinin bütün besicileri kan ağlamaktadır” diye konuştu.

 

Menderes Derin ise “Geçen seneden bu yana hayvancılık yüzde yüz geriledi. Durumumuz iyi değil. Çektiğimiz bu çileye rağmen sermayemizi bile kaybettik” dedi. (Sabri Acet-İLKHA)