Zahran el-Luş, İstanbul`da bir otelde gerçekleştirdiği basın açıklamasında, Suriye`de yaşanan çatışmalardaki son durum hakkında bilgi verdi. Hatay`ın Reyhanlı ilçesinde gerçekleşen bombalı saldırılardan Esad yönetiminin sorumlu olduğunu ileri süren Luş, saldırıların Suriye muhalefeti ile Türkiye`nin arasını açmak gerçekleştirildiğini iddia etti.

Maddi imkansızlıklara rağmen 2 yıldır çetin bir mücadele verdiklerini ifade eden Luş, sadece Esad ordusuyla değil birçok gruba karşı savaştıklarını ileri sürdü.

Çatışmalarda 900 kayıp verdiklerini bin 200`e yakın üyelerinin yaralandığını anlatan Luş, en büyük başarılarının, birçok katliama imza atmış Esad`a bağlı "Saray Muhafızları Tugayı"nın tamamen ortadan kaldırılması olduğuna dikkati çekti.

Zahran el-Luş, Suriye İslami Kurtuluş Cephesi`nin "kurtarılmış bölgeler"de 5 ayrı merkez açtığını, belediyecilik hizmeti vermeye çalıştıklarını, İkra okulları adında 30 okul açarak ilköğretimden liseye eğitim hizmeti verdiklerini kaydetti. Grubun klinikler açarak imkansızlıklar içinde sağlık çalışmaları yaptığını da ifade etti.

Luş sözlerine şöyle devam etti:
"Dün Şam`ın Zamelka banliyösü 900 füze ile vuruldu. Rejim 2 stratejiyle savaşıyor. Rusya`nın Çeçenistan`da yaptığı gibi yakıp yıkıyor. İkincisi stratejik bölgeleri birbirinden ayırıyor, elektrikle suyu kesip yavaş yavaş saldırıyor. Hedefleri halkı ezmek ve Suriye`yi bölmek. Suriye rejimi karışık şehirlerde Sünnileri çıkarıp Alevi şehirler oluşturmak istiyor bunun tipik yansıması Banyas katliamıdır."

Uluslararası toplumun Suriye krizinde ikili oynadığını iddia eden Luş, sözkonusu ülkelerin konuşmaktan başka bir iş yapmadığını, kırmızı çizgi olarak ilan edilen kimyasal silahların Esad yönetimi tarafından kullanılmasına rağmen uluslararası toplumun harekete geçmediğini belirtti.

İsrail`in Suriye`ye saldırısına da değinen Luş, saldırının stratejik bir silah deposunun muhaliflerin eline geçmemesi için yapıldığını savundu.

"Şayet İsrail depoyu vurmasaydı elimize çok sayıda uçaksavar geçecekti" diyen Luş, İsrail ile Esad yönetimi arasında bir fark olmadığını sözlerine ekledi.