İSTANBUL - Hür Dava Partisinin (HÜDA PAR) üzerinde çalıştığı İslami Partiler Birliği fikri büyük bir heyecan oluştururken HÜDA PAR ziyaretlerine devam ediyor. Daha önce Mısır’da İslami parti ve cemaat liderleriyle görüşen HÜDA PAR heyeti geçen hafta da Irak Kürdistanı’na bir ziyaret gerçekleştirerek buradaki parti ve İslami cemaat liderleriyle görüştü.

 

Mısır’da olduğu gibi, HÜDA PAR’ın Irak Kürdistan’ında da İslami Partiler Birliği fikrine destek vereceklerini söyleyen liderler kendilerine düşen her türlü katkıyı sunmaya hazır olduklarını ifade ettiler.

 

İslami Partiler Birliği fikri ve HÜDA PAR heyetinin Irak Kürdistan’ındaki ziyaretleri ile ilgili açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Siyasi ve Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bahattin Temel, “Bu fikir, bugüne kadar görüştüğümüz tüm İslami partiler tarafından ilgiyle karşılandı” dedi.

 

 

 

Geçen ay Mısır’a gitmiştik. Bu ay içinde de Kürdistan Bölgesini ziyaret ettik. Şüphesiz bizim bu ziyaretlerimizin birçok diplomatik yönü mevcuttur. Ama bu görüşmelerde ön plana çıkarmış olduğumuz en önemli husus İslami Partiler Birliği konusu oldu. Bu fikir, bugüne kadar görüştüğümüz tüm İslami partiler tarafından ilgiyle karşılandı.

 

İslami Partiler Birliği düşüncesi parti programımızın Dış Politika bölümünde işlenmiş. Ancak burada bu konuya sadece vurgu yapılmıştır. Biz, bu hususla iki yıldan beridir ilgileniyoruz. Allah’ın yardımıyla bu düşüncemiz pratiğe dönüşürse inanıyorum ki sonraki aşamalarda İslam ümmetinin pek çok sorununu çözme ve yükünü hafifletme konusunda ciddi adımlar da atılır.

 

 

 

Doğrusu yeni kurulan bir partiyiz, uluslararası düzeyde böylesine iddialı bir projeyi pratize etmek için de uluslararası bir telahuk-ul efkâr ve destek zemini oluşturmak lazım. Tabiatıyla bu amaçla diğer ülkelerdeki partilere yönelik ziyaretlerimiz, belirlenmiş bir takvim ve program doğrultusunda devam edecektir. Programımız birbiriyle bağlantılı aşamalardan müteşekkildir. Üstad Şehit Hasan El-Benna’nın dediği şekilde başta tanışma, sonra anlaşma ve daha sonra da yardımlaşma şeklinde olacak. Yani programımızın özünü bu tarif teşkil ediyor diyebiliriz.

 

 

Malumdur ki Sosyalist Enternasyonal veya benzeri nitelikteki yapılar, fikirsel alışverişlerin yaşandığı organizasyonlardır. İslami Partiler Birliğinin bu tür organizasyonlardan çok daha farklı olacağını umuyoruz. Oluşacak bu birlik, belki gelecekte İslam ümmetinin kendi içindeki sorunlarını dış müdahalelere fırsat vermeden çözme kabiliyetine sahip olur. İnanıyorum ki bunun birçok yönüyle hayırlı adımları olacaktır. Şuanda fikri alışveriş aşamasındayız. Somutlaştıkça bunu kamuoyu ile paylaşacağız.

 

 

Elbette ki olacak. Ancak böylesi uluslararası bir düşüncenin öncelikli olarak bir kısım dış desteklerini aldıktan sonra, inşallah bu projemizi Türkiye’deki partilere de götüreceğiz. Ve daha sonra bu işin şekil kazanması için uluslararası nitelikte ciddi adımlar atılır.

 

 

HÜDA PAR’ın bugüne kadar İslam ümmetine bakışı ve bu konudaki beyanatları tamamen mutedil bir çizgidedir. Biz ne ifrat, ne de tefrit noktasındayız; bilakis tamamen vasat bir duruş sergiliyoruz. Biz, minimum düzeyde de olsa ittifakın sağlanabileceğine inanıyoruz. Bunun için aynı ilaha, aynı peygambere, aynı kitaba tabi oluş ve aynı kıbleye yönelişi üst kimlik şeklinde beraber olmak için yeterli görüyoruz.

 

Bu konuda Üstad Said Nursi`nin (ra) Uhuvvet Risalesinde ifade ettiği şekliyle: “Herkes, benim meşrebim haktır demek hakkına sahip olabilir, ama hak sadece benim meşrebim ya da mezhebimdir demek hakkına sahip değildir.” Bu çerçeveden bakılınca Asr-ı Saadet döneminde her bir kavmin kendisine has bir sancağı vardı, ama üst sancak ise Kelime-i Tevhid olan İslam bayrağıydı. Hiçbir kavim elindeki bayrağı ile kendisini diğer bir kavimden üstün görmezdi. Bilakis herkes kendisini Tevhid bayrağı altında eşit haklara sahip görürdü.

 

Buna göre ırkçılık nasıl meş’um ve kabul edilir değilse hakeza grup, cemaat, hizb, vb. milliyetçiliği de aynı şekilde meş’umdur ve zem edilmiştir.

 

Şayet Müslümanlar bu çerçevede birbirlerine bakarlarsa inşallah İslam ümmetinin sorunlarını çözme noktasında da ciddi adımları beraber atma kabiliyetine sahip olurlar.

 

 

Bu bir projedir, sonrası ileriki aşamalarda konuşulur, tartışılır. Müspet tüm kurum ve kuruluşlarla dayanışma içine girilebilir. Biliyorsunuz İİT bugüne kadar İslam ümmetinin derdine derman, yarasına merhem olamadı. İslam ümmetinin sorunlarına yeterince yönelmiş olsaydı, belki İslam coğrafyası bu kadar kan ve gözyaşına boğulmazdı. İİT, pek işlevi olmayan bir yapı konumundadır. İslami Partiler Birliği ile amaçladığımız hususlardan bir tanesi de işlevsiz yapılara işlev kazandırmaktır.

 

 

Irak Kürdistanı’na yapmış olduğumuz ziyaretle, karşılıklı istifadelerin sağlandığı kanaatindeyim. Hayırlı ve faydalı bir ziyaret oldu. HÜDA PAR heyeti olarak Kürdistan Bölgesi’ndeki altı tane parti başkanı veya yardımcılarıyla görüştük.

 

İslam referanslı partilerle görüşmelerimizin daha faydalı geçtiği inancındayım. Büyük bir ilgi ve yakınlık gösterdiler. Evimizdeymişiz gibi bir muameleye bizi tabi tuttular ve ağırladılar. İslami Partiler Birliği fikrimize oldukça sıcak yaklaştılar. Kendilerine düşen her türlü katkıyı sunmaya hazır olduklarını ifade ettiler.

 

Diğer partilerle de çok güzel ve müspet görüşmeler yaptık. Tabi ki bu bir tanışma görüşmesiydi. Bununla birlikte aynı coğrafyayı paylaşmamız hasebiyle benzer sorunları müzakere etme imkânımız da oldu. Bu görüşmelerimiz inşallah karşılıklı devam eder.    (Şükrü Gündüz - İLKHA)