Show TV’de yayınlanan bir programı şüphesiz tansiyonunuz yükselerek izlemişsinizdir: Benzemez Kimse Sana.
Efendim bu programda ünlü ya da ünsüz katılımcılar tanınmış şarkıcıların kılığına bürünerek, onların en meşhur şarkılarını seslendiriyor. Yani bir tür taklit programı. Buraya kadar her şey normal, anormallik jüride başlıyor. Birinci jüri üyesi hafif Türk müziği sanatçısı Erol Evgin. Sayın Evgin, yanlış hatırlamıyorsam bir mimar, aynı zamanda ve mazbut aile yaşantısı, efendiliği, bu piyasanın kirlerine bulaşmamış özel hayatı ile tanınıyor. İkinci jüri üyesi ise tiyatro sanatçısı Demet Akbağ. Evgin için söylenenler onun için de geçerlidir. Gelelim üçüncü jüri üyesine Seyfi Dursunoğlu nam-ı diğer Huysuz Virjin. Bu adam yıllarca kadın kılığına girip “Huysuz Virjin” adı ile yaptığı sahne şovları ile tanınıyor.

Daha doğrusu bu programlarda yaptığı iğrenç, belden aşağı esprilerle yeni nesillere pislik akıtan bir mecra olmayı, pespayeliği bir sanat olayı gibi sunması sonunda RTÜK’ü de harekete geçirmiş ve vaktiyle yaptığı bu şovlar yüzünden Kanal D’ye kapatma cezası verilmiş. Biliyorsunuz dünyanın her yerinde nesilleri korumak için bu tür önlemler alınıyor. Yani bu yasaklamalar sadece Türkiye’de değil, ABD ve Avrupa ülkelerinde de yürürlükte. Türkiye’de de bu tür programları kontrol yetkisi kanunla RTÜK’e verilmiş. Onlar da yattıkları kış uykusundan uyanabildiği zaman görevlerini yapıyorlar. En çok sığındıkları şey ise Alo 178 RTÜK şikâyet hattı... “Efendim millet oraya şikâyet ederse, tepkinin çokluğuna göre biz de harekete geçiyoruz” diyorlar. Şimdi gelelim Seyfi Dursunoğlu’na kadın kılığında çıktığı programları yasaklanınca Seyfi Dursunoğlu olarak ekranlara yeniden dönen ve “Benzemez Kimse Sana” programının üçüncü jürisi olan Seyfi Dursunoğlu, sözümüz onadır. Gerçekten benzemez kimse sana. Çünkü sen müptezellikte sınır tanımayan bir adamsın.

Üstelik 81 yaşına gelmiş, bir ayağı çukurda bir insanın son günlerinde bile çirkefe bulanmış bir halde yaşamayı ve bunu da bir kanalda yaparak bu pisliğini insanlara bulaştırmayı hüner sanmasını anlamak mümkün değil.

Öylesine edepsizce ve belden aşağı espriler yapıyor ki iki saatlik program boyunca program bipleniyor. Bir kere kanal bunu yaparak seyircisine diyor ki “Burnunuzu kapatınız, şimdi burada lağım akacak.” Allah aşkına söyleyiniz bunun başka izahı var mı? Bir programda yüzün üstünde, üstelik uzun uzun bipleme olur mu? İşin bir başka tuhaf yanı da jüri arkadaşları ve programın sunucusunun tavırları. Dursunoğlu, o iğrenç esprileri yaparken edep timsali Erol Evgin de gülüyor ve ona laf yetiştiriyor. Sayın Evgin, yıllardır kazandığınız hafızalarımızdaki o temiz kimliğinizi nasıl bozuk para gibi harcıyorsunuz? Siz her şeyiyle örnek gösterilen bir insandınız.

Bir ara Dursunoğlu, utanmaktan söz açınca Demet Akbağ kahkahayı basıyor:
- Siz ve utanmak!

Yani utanmanın insani bir haslet olduğunu söylüyor Demet Akbağ ve Dursunoğlu’na yakıştıramıyor.

Adam, sahneye çıkan bir kıza “Güzelsin, programdan sonra bana gel” diyor ve salondan alkış alıyor. Şaşırıyorum, ruhuma kramp giriyor adeta. Bu kadar mı hayatiyetimizi kaybettik?

Seyfi Dursunoğlu, sahneye çıkıp programın sunucusuna birkaç kırıtma hareketi yaptırıyor. Sunucu da erkek ve “Seni Tarlabaşı’nda satacağım” deyiveriyor.
Bu sözleri bipleniyor, ama seyirci o sözleri zihninde tamamlıyor. Anlaşılmaması mümkün değil. Sunucu da gülüyor. Sahi sanat böyle bir şey mi ya da para! Erol Evgin gibi çok düzgün bir adamı bile kör ve sağır etme gücü mü var paranın?

Geçenlerde zabıtalar şikâyet üzerine bir eve baskın yaptılar ve çöp evden tam 10 kamyon çöp çıkardılar. Evin sahibi tıpkı Seyfi Dursunoğlu’nun yaşında yıllarca çöp yani pislik biriktirmiş, atmamış. Görevli zabıtalara direniyor adam. Dursunoğlu da 81 yaşında ve bu yaşa kadar tıpkı o çöp biriktiren adam gibi çöp, pislik biriktirmiş ruhunda ve bunları da kanallarda sergiliyor.

Lütfen siz de bu programı çoluk-çocuğunuzu dışarı çıkararak seyredin ve burnunuz pis kokulara dayanamazsa “Alo 178 RTÜK şikâyet hattı”nı arayın.
“Benzemez Kimse Sana” müptezellikte!

..........

Lütfen bu yazımı en az beş dostunuza, aynı şeyi onların da yapması ricası ile e-mail olarak atınız.

Fatih Uğurlu / Habervaktim