• DOLAR 32.568
  • EURO 34.871
  • ALTIN 2431.435
  • ...
Bu Ceza Peygamberi Seven Milyonlara Verilmiştir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MUŞ - Muş-Selam Der, Anadolu Gençlik Derneği, Eğitim-Bir-Sen, Has Der, Mukad Der yaptıkları ortak basın açıklamasıyla, Elazığ İhya Der yönetici ve üyelerine verilen 150 yıl cezanın Yargıtay`da onanmasını kınadı.
 

Operasyondaki keyfilik gibi yargılamada da keyfilik yapılmıştır
Elazığ ve Malatya çevresinde faaliyet yürüten İhya Der`e 27 Mayıs 2009 tarihinde düzenlenen operasyonlarda, 42 dernek üye yöneticisinin terörist muamelesine tabi tutularak gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, "Malatya ve Elazığ baskınları sonucunda açılan bu iki ayrı soruşturma dosyasından birisinin aynı mahkemece beraatla, diğerinin zalimane bir kararla rekor düzeyde cezalarla sonuçlandırılmış olması, tıpkı operasyondaki keyfilik gibi yargılamada da keyfilik yöntemine başvurulduğunu ortaya koymaktadır. Bu karar, geçtiğimiz 15 Haziran günü Yargıtay 9.Ceza dairesi tarafından onanmıştır. Bu hukuk skandalını şiddetle kınıyor ve tel`in ediyoruz." denildi.
 

Sadece niyet okumalarla ceza verildi
Beş-altı ay öncesinden her türlü teknik takip ve araştırmayla hazırlanan bu operasyon ve takiplerde hiçbir somut delil elde edilemediği vurgulanan açıklamada, kurulan tezgâh ile bir sivil toplum kuruluşunun yok edilmesinin amaçlandığı belirtildi.
 

Açıklamada, sadece niyet okumalarla insanlara ceza verildiği dile getirilerek, "Bugüne kadar yaptığı hiçbir faaliyeti soruşturmaya dahi konu olmayan bütün etkinliklerini yetkili makamlardan izin alarak yapmış, faaliyet ve etkinliklerinin hiçbiri toplumsal bir huzursuzluğa neden olmamış İhya-Der üyelerinin yargılanıp, cezalandırılmalarındaki hukuksuzluğun ve keyfiliğin göz önünde olduğunu görüyoruz." ifadeleri kullanıldı.
 

Yasal faaliyetler suç gibi gösterildi
Karanlık güçler tarafından tezgâhlanan bir komployla, Derneğin Merkezi`ne CD ve doküman bırakılmak suretiyle yasal faaliyetlerin suç gibi gösterildiğini ve kolluk-yargı paslaşması ile dernek üyelerinin insafsızca, haksız yere cezalandırıldıkları dile getirilen açıklamada, "Ergenekon operasyonlarında ele geçen irtica eylem planında İslami kurum ve kuruluşlara bu türden komplolar yapılacağı belirtilmişti. Akredite olan bazı yapılara yönelik bu türden komploların varlığını kabul edip, üzerine giden, bu komploları gören ve boşa çıkaran hükümet, nedense İhya-Der ve aynı paralelde çalışan derneklere kurulan komploları ve hukuksuz muameleleri görmüyor. Bu açık bir çifte standarttır. Bu durum kabul edilemez.
 

Suç sayılarak ceza verilen faaliyetler
"Açıklamada, mahkeme tarafından suç sayılarak ceza verilen faaliyetler şöyle sıralandı:
- Haftalık seminer toplantıları yapmak;
- Kutlu Doğum etkinliği yapmak;
- Hz. Hüseyin ve Kerbela tiyatro gösterimi yapmak;
- İsrail`den izin almadan Filistinliler için gıyabi cenaze namazı kılmak;
- Diyarbakır`daki Kutlu Doğum Etkinliğine bir grup arkadaşıyla katılmak;
- Filistin`e destek mitingleri düzenlemek;
- Mekke`nin Fethini kutlamak;
- Toplumsal bozulmayı önlemek için toplumun çeşitli alanlarına yönelik olarak komisyonlar oluşturmak."
 

Cezalandırılan dernek üyelerinin masumiyetine inanıyoruz
"İhya-Der yukarıdaki suçları (!) üye ve yöneticileriyle beraber işlemiştir. Bu suçlardan 150 yıl cezalandırılmışlardır. Bizden de bu zulme seyirci kalmamız, karara saygı göstermemiz bekleniyor. Zülüm karşısında susan dilsiz şeytandır, zulme rıza zülümdür. Bu zulme sessiz kalmayacağız ve rıza da göstermeyeceğiz. Cezalandırılan dernek üyelerinin masumiyetine inanıyoruz. Kendilerine ve ailelerine sabırlar diliyoruz." ifadelerinin kullanıldığı açıklamaya şöyle devam edildi:
 

Bu ceza Peygamberi seven milyonlara verilmiştir
"Bu ceza Sadece İhya Der`e verilmemiştir. Bu ceza tüm topluma verilmiştir. Peygamberi seven milyonlara verilmiştir. Bu ceza fakir ve muhtaçların ellerinden tutan, ekmeğini onlarla paylaşanlara verilmiştir. İsrail zulmüne karşı çıkan tüm insanlara verilmiştir. Ve aynı zamanda bu ceza bütün sivil toplum kuruluşlarına verilmiştir.
 

Herkes tarafından bilinsin ki; İslami camia, İslami sivil toplum kuruluşları; anlayışları, inançları ve yaşam tarzları ile bu toplumun, bu toprağın, bu ülkenin bir hakikatidir. Baskılar, hukuki cinayetler bunu değiştiremeyecektir."
 

Hükümet komployu ve komplocuları ortaya çıkarsın
Başta İslami basın ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkesin bu karar hakkında duyarlı davranması ve haksızlığın izalesi için tepki vermesi istenen açıklamada, "Tüm STK`ların çirkin bir komploya maruz kalan İhya-Der`e sahip çıkmaya ve yargının bu kararını kınamaya davet ediyoruz. Hükümeti de, Elazığ İhya-Der`e kurulan komployu ve komplocuları ortaya çıkarmaya, sorumluları hakkında yasal işlem yapmaya davet ediyoruz.
 

İstiyoruz ki artık Türkiye`de İslam`a göre ibadet olan şeyler suç sayılmasın. İstiyoruz ki başta sistemin herkese, her farklılığa tahammülü olsun.
 

Biz de, bu zalimane kararı şiddetle kınıyor, bu ucube kararın emsal teşkil etmemesi için STK`ları protestoya ve dayanışmaya çağırıyoruz" denildi.
 

Şeyh Said ve dava arkadaşları anıldı
Ayrıca 29 Haziran 1925`te idam edilen Şeyh Said ve 47 arkadaşına da değinilen açıklamada, şöyle denildi: "Âlim Mücahit Şeyh Said ve dava arkadaşlarını, şahadet yıldönümlerinde bir kez daha buradan rahmetle anarken, katillerini de kahhar ve züntikam olan Allah`a (cc) havale ediyoruz.
 

Şeyh Said İslam`ın hükümlerinin kaldırılmasına karşı sessiz kalmamayı, zulme ve zalime karşı mücadeleyi ve direnişi ceddinden bir miras olarak aldığı için 1925 yılında kıyam etmiştir. Tıpkı ceddi Hz. Hüseyin gibi, yenilgi ve şahadetin de en az kazanmak kadar başarılı olduğunu bize bu asırda yeniden öğretmiş yiğit bir Müslüman`dı. Çünkü O`nun inancı ve karakteri zillet altında yaşamaya tahammül edecek bir inanç ve karakter değildi. O, böylesi bir hayattansa ölümü kucaklamayı tercih etti. Kıyamın sonucunda 14 şehir, 700 köy, 9 bine yakın evin harabeye dönmüştür. 50 bin kişinin göç ettirildiği, yaklaşık 7 bin 500 kişinin zindanlara atıldığı, 660 kişinin idam edildiği ve yaklaşık 80 bin sivil insanın katledildiği bilinmektedir.
 

Mezarları ortaya çıkarılsın
Şeyh Said, Üstat Bediüzzaman, Atıf Hoca ve Seyit Rıza`nın naaşları geçmiş hükümetler tarafından bilinçli olarak gizlenmiştir. Mezarlarının biran önce ortaya çıkartılması gerekir. Bu vesileyle Şeyh Said ve arkadaşlarının idam edilerek şehit edilmelerinin 86. yıldönümünde rahmetle yâd ediyoruz." (Ercan Söz - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir