• DOLAR 32.56
  • EURO 35.016
  • ALTIN 2434.696
  • ...
`İsrail`e karşı açtığımız davalardan vazgeçmeyiz`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İsrail`in, 31 Mayıs 2010 tarihinde Akdeniz`in uluslararası sularında, yükü ve yolcuları sivil olan insani yardım gemisi Mavi Marmara`ya yönelik gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin dilediği "özür" ve iki devletin mutabakata varmaları üzerine, sivil toplum kuruluşları konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu.

ÜNSAL: YARGI BAĞIŞIKLIĞI ANAYASAYI ÇİĞNEMEKTİR

MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, özür ve tazminat karşılığında İsrailliler hakkında yargı bağışıklığı sağlamanın anayasayı ve uluslararası sözleşmeleri açıkça çiğnemek olduğunu söyledi. "Son günlerde kamuoyunda ve basında, iki devletin karşılıklı anlaşması yoluyla faillerin ceza yargılamalarından bağışık tutulacağı haberleri yer almaktadır" diyen Ünsal sözlerinin devamında şunları söyledi: "Bilinmelidir ki, Mavi Marmara baskını sırasında saldırganın gerçekleştirdiği fiiller, Türkiye`nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve yine Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre insanlığa karşı suç niteliğindedir. Mağdurlar adına hareket eden avukatlar da zaten bu suçlamalarla Lahey`deki Uluslararası Ceza Mahkemesi`nde ve Türkiye Mahkemeleri nezdinde davalar açtılar. Her iki ülke hükümetinin yapacağı `Tazminata karşılık yargı bağışıklığı` anlaşmasının parlamentolardan geçirilerek uluslararası antlaşma formatına sokulacağı, böylece Anayasa 90. maddesine atfen faillerin yargı bağışıklığı kazanmak suretiyle cezasız bırakılacağı iddia edilmektedir. Bu, ne evrensel hukuk kurallarıyla ne anayasanın kendisiyle ne de ceza hukukunun temel ilkeleriyle bağdaşmaktadır."

SÖNMEZ: İSRAİL`İN AMACI DAVALARI DÜŞÜRMEK

İHH Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Sönmez, İsrail`in tek isteğinin askerler hakkında açılan davaların düşürülmesi olduğunu söyledi. "Bu noktanın üzerinde iyi durmak lazım" diyen Sönmez, "Bu davalar ise tüm dünyanın gözünün üstünde olduğu, hukuk fakültelerinin inceleme konusu olarak aldığı, 37 ülkeden insanın hakkını aradığı en önemli hukuki imkan. Türkiye ise bir yandan oldukça başarılı bir siyasi diplomatik tavır ve kazanımla özür sürecini yönetirken bir yandan da meseleyi tazminata indirgedi" dedi. İsrail`in ablukanın kalkması konusunda zerre kadar adım atmak istemediğini kaydeden Sönmez, üstelik dava kıskacından da kurtulmak istediğini belirtti. Davaların Filistinliler için çok önemli bir emsal olduğunu hesaba katarsak aslında bir yandan askerlerini kurtarırken bir yandan da bu davaların düşmesi ile Kudüs, Mescidi Aksa ve Filistin topraklarındaki işgali tehdidinden kurtulmak istiyor.

"ZOR DURUMDA OLAN İSRAİL"

Sönmez; "Mavi Marmara gemisinin yolcuları ve bu Filoyu organize edenler olarak Türkiye hükümetinin bu olayın tarafları ile herhangi bir görüşme yapmadan bu süreci tazminat meselesi olarak yürütmesini ve hızlı bir şekilde bitirmeye çalışmasını anlamakta güçlük çekiyoruz. Acelesi olan İsrail. Zor durumda olan İsrail. Filistin mücadelesinin örnekliği bizim örnekliğimizdir. Biz abluka kalkmadan Filistin halkı ve Kudüs özgür olmadan, katiller yargılanıp cezasını bulmadan herhangi bir adım atılması taraftarı değiliz. Elbette ki verdiği zararı tazmin edecek ödeyecektir. Ancak katillerle oturup bir anlaşma hele hele davaların düşmesi karşılığında bir anlaşma kabul edilemez. Bu şehitlere dokunur, bu yetimlere dokunur, bu tüm insanlığın onurunun temsili olan Mavi Marmara`ya dokunur" diye konuştu.
Gülden, şöyle devam etti: "Mavi Marmara misyonuyla, yüküyle, yolcularıyla, davasıyla her şeyiyle Türkiye`nin ümmete bir hediyesidir. Şehitleri Türkiye`nin değil tüm ümmetindir. Hepimize düşen bu onuru layıkıyla yeryüzünün her yerinde ve her zamana taşımaktır."

Yeni Akit

Bu haberler de ilginizi çekebilir