• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
Hafif otizm erken tanıyla tamamen ortadan kalkabiliyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Çocuk - Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Mert Beşenek, otizm ile ilgili değerlendirmede bulundu.

Beşenek, otizmin "sosyal iletişim ve etkileşimde problemler ile birlikte tekrarlayıcı basmakalıp hareketlerin çocukta bulunup bulunmadığına göre tanı alan nörogelişimsel bir bozukluk" olduğunu belirtti.

Yeni psikiyatrik tanı sisteminin kullanıma girmesi ile birlikte otizmin, "kategorik" bir tanı olmaktan çıkarılarak, "sprektrum" yani süreklilik arz eden bir "yelpaze" haline getirildiğini söyleyen Beşenek, "Bu yelpazenin bir ucunda hafif, diğer ucunda ağır otizm tanısı vardır ve saptanan sorunlar ve bulguların şiddetine göre çocuklar bu doğru üzerinde bir yere konumlanır." dedi.

Kendi dünyalarında vakit geçirirler

Otizmin belirtilerine de değinen Beşenek, göz temasında kısıtlılık, ismine bakmama, ilgi paylaşımında kısıtlılık (örneğin ilgisini çeken bir şeyi göstermeme veya gösterilen bir şeye bakmama), özellikle bebeklik döneminde sosyal gülümsemenin olmaması, dil gelişim basamaklarında gerilik, kendi dünyasında vakit geçirme, empati becerisinde sorunlar, karşılıklı oyun oynamama, dili sosyal bağlamında kullanmakta zorluklar, özellikle ileri yaşlarda arkadaş edinmekte ve diğer kişilerle iletişim kurmakta problemler, kendini ifade etme güçlükleri görülebilen sosyal iletişim ve etkileşim problemlerinden bazıları olduğunu söyledi.

Dönen şeylere aşırı ilgi gösterirler

Beşenek, ileri geri sallanma, parmak ucunda yürüme, özellikle sevindiği zamanlarda kanat çırpma, dönen şeylere aşırı ilgi gösterme, oyuncakları amacına uygun kullanmama (örneğin arabaları sürmek yerine dizme), kısıtlı ve garip özel ilgi alanlarıyla aşırı uğraşma ise basmakalıp hareket örüntülerinden olduğuna dikkat çekti.

En erken tedavi önemlidir

Beşenek,  "Otizmde özellikle de belirtiler hafif düzeyde ise en olumlu tedavi sonucu için en önemli faktör erken tanı ve erken tedavidir. Çocukluğun erken döneminde beynin gelişiminin en hızlı olduğu süreçlerde yapılacak tedavi girişimleri en yüz güldürücü sonuçları vermektedir. Bu nedenle aileler, daha önce belirtilen bulgulardan şüpheleniyorlarsa ve/veya doktor veya öğretmen gibi üçüncü bir kişi tarafından bu şüphe dile getirilmişse hiç vakit kaybetmeden çocuk psikiyatriye başvurmalıdırlar." uyarısında bulundu.

Eşlik eden psikiyatrik hastalıklar da göz önünde bulundurulmalıdır

Otizmde uygulanan tedavi yöntemlerine ilişkin de bilgi veren Dr. Ali Mert Beşenek, şunları söyledi:

Otizm şüphesi olan olgular ayrıntılı değerlendirme süreçlerinden geçerek bu tanıyı alırlar ve değerlendirmeler sırasında çocuğun hangi alanlarda sorunları olduğu (örneğin dil alanı, sosyal beceriler, problem çözme, sorunlu davranışlar) da detaylıca ortaya konulmalıdır. Bu değerlendirme sonuçlarına göre çocuklar eksik olan alanların düzeltilmesine yönelik özel eğitim ve terapiler almalıdır. Bununla birlikte otizme eşlik eden başka bir psikiyatrik hastalık varsa mutlaka onu da kapsayan bütüncül bir tedavi planı oluşturulmalıdır. Çocukta ek olarak yıkıcı davranışsal sorunlar, uyku problemleri, kaygı, depresyon gibi bulgular da mevcut ise; tedavinin daha sağlıklı ilerleyebilmesi için bunları hedefleyen ilaç tedavileri de eklenebilmektedir.

Başka rahatsızlıklarla karıştırılabiliyor

Otizmin zaman zaman başka sorunlarla karıştırılabildiğini de ifade eden Beşenek, "Sosyal kaygı bozukluğu, yaygın kaygı bozukluğu, depresyonu veya dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda da göz temasında kısıtlılık ve sosyal etkileşimde bozulmalar görülebilmektedir. Dil bozukluğu olan, ailede geç konuşma öyküsü olan veya elektronik şeyler/ekran karşısında çok vakit geçiren çocuklarda da dil gelişim basamaklarında gecikmeler görülebilmektedir." dedi.

Hafif otizm erken tanıyla düzelebiliyor

Erken tanı ile birlikte erken uygulanacak uygun özel eğitim ve terapiler sonucunda hafif otizmi olan çocuklardaki problemlerin tamamen ortadan kalkabildiğini belirten Beşenek, "Bu çocuklar örgün öğrenime devam edebilmekte, tam bağımsız bir hayat sürebilecek kapasiteye gelebilmektedirler. Yaşıtlarının yapabildiği her şeyi yapabilirler, hatta kısıtlı ilgi alanları varsa bazı konularda daha üstün bile olabilirler." ifadelerini kullandı. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir