• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
97 yaşındaki yaşlı adam geçmiş dönemlerde yaşanan zorlukları anlattı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Cumhuriyetin ilanından bir yıl sonra doğan Şanlıurfalı Müslüm Başak, Cuma namazı kılmanın yasak olduğu ve ezanın Türkçe okutulduğu günleri hatırladığını ifade etti.

Görme yetisini kaybeden 97 yaşındaki Başak, oğlu ile birlikte kerpiç evde yaşamını sürdürdüğünü, eskiden hayvancılık ve tarımla uğraştığını, yaşadığı dönemin zor olduğunu belirtti.

Başak, İsmet İnönü zamanında ezan yerine "tanrı uludur, tanrı uludur" sözlerinin camilerde okunduğunu, yine İnönü döneminde Cuma namazı kılmanın yasaklandığını söyledi. 

Geçmiş dönemini anlatan Başak, "O dönemler çobanlık yapıyordum. Atlarımız, develerimiz ve büyükbaş hayvanlarımız vardı. 6 kızım, 3 erkek evladım var. Yüzden fazla torunum var. Evlenmeden önce benim ninem vardı. Ninem, o dönem yaşlı olduğu için onu yalnız bırakmamak için evlenmek istemiyordum. Nineme kıyamıyordum." dedi.

"Askerliğimi çok zorluk ve zahmetler içerisinde yaptım"

Askerlik yıllarından bir hatıra paylaşan Başak, "Benim askerlik yaptığım dönemler; askerlik çok zorlu ve zahmetliydi. Askerliğimi çok zorluk ve zahmetler içerisinde yaptım. Askeriğim bitmiş ve eve gelmiştim. Ahmedê Mıstê adındaki arkadaşım askerliğe geri dönmek için bana teklifte bulunmuştu. Kabul etmeyip teklifi reddetmiştim. Bir gün ikindi vaktinde elimdeki kürekle kerpiç yapıyordum. Bir komşumuz yanıma gelip 'kolay gelsin' dedi, ben de 'Allah razı olsun, hoş geldin' dedim. Yanıma gelen adam da beni askere geri çağırmıştı. Bende onunla askere gittim. Orada bir top mermi alıp yuvaya yerleştirdim. Daha sonra yanımdaki arkadaş ile birbirimizin halini hatırını sorup konuştuk. Arkadaşım, savaşları işaret ederek askere davet etti. Bende gidip gitmemek arasında kaldım. Arkadaşıma, 'geleyim mi?' diye sorunca, bana 'sen benden daha mı kıymetlisin? Gel tabii ki' dedi. Diğer arkadaşlar, derdimizi sorup neden askerliğe geri dönmediğimizi sordu. Bende askere gidenlerin yaşlarının büyük olduğunu gördüm. Onlara paramın olmadığını söyledim.  O zamanlar Osmanlı'dan olan birisi benim paramı karşılayacağını söyledi. Daha sonra da kolumdan tutup götürdü." ifadelerini kullandı.

 

Müslüm Başak

Ezan-ı Şerif'in Türkçe okutulduğu dönemlerini gördüğünü belirten Başak, "Mustafa Kemal ölünce İsmet İnönü ve askerleri kalmıştı. O dönemlerde İsmet İnönü ezanı kaldırmıştı. Ezan yerine minarelerden 'tanrı uludur, tanrı uludur' sesleri geliyordu. Cuma namazına nasıl gidiyorduk? Yine o dönemlerde Cuma namazı kılınmayacak diye emir verilmişti; ama kimse emre kulak vermemiş, Cuma namazını kılmıştı. Allaha hamd olsun." diye konuştu.

"Geçimimizi hayvancılık ile sürdürürdük"

Müslüm Başak'ın yaşadığı ev

Eskiden araç olmadığından dolayı yaya gittiklerini söyleyen Başak, "O dönemlerde araç yoktu. Araç olmadığından dolayı bir yere gitmek istense yürüyerek gidilirdi. Bugünkü insanlar 'o, bu iyi değil' diyor. Madem ki falankes iyi değil; bari sen iyi ol. Bu demek oluyor ki sen de onun gibisin. İnsanların kanları bazen birbirlerine ısınmıyordu. Osmanlı Devleti'nin her tarafı birdi. Biz o dönemlerde geçimimizi hayvancılık ile sürdürürdük. Yazın hayvanları yaylaya götürürdük. Yine eskiden ağalar vardı. Bazı ağalar, kendi halkına kendisi bakar ve onları beslerdi. Hükümet, Piran bölgesini Hanlı Beye, Dınan bölgesini Salih Bey'e ve Şev bölgesini de Aziz Ağa'ya verdiklerini hatırlıyorum." dedi.

"Teravih namazı kıldığımızı hatırlıyorum"

Şeyhlerinin sayesinde dinini öğrendiğini ifade eden Başak, "4 sene boyunca Suriye'de kaldığımızı hatırlıyorum. Evimiz yoktu. Çobanlık ile uğraşıyorduk. Zaman zaman Rakka'ya kadar gidebiliyorduk. Allah (Celle Celaluhu) bizlere nasip etti ve bizler Müslüman olduk. Hocalarımız ve şeyhlerimiz vardı. Onlar bizlere dinimizi öğretiyordu. Teravih namazı kıldığımızı hatırlıyorum." şeklinde konuştu. (İLKHA)













Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir