• DOLAR 32.555
  • EURO 35.056
  • ALTIN 2426.831
  • ...
Okumayı Verimli Hale Getirme`nin Yolları- 2
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Anlamayı ve okumayı güçleştiren sebeplerden birisi de kelime dağarcığı bakımından okuyucunun yeterli seviyede olmamasıdır. Okumanın asıl amacı anlamı kavramaktır. Anlamı kavramak için de kelime tanıma ve ayırt etme becerisini kazanmış olmak gerekir. Bir başka ifadeyle kelime dağarcığının geniş olması gerekir. Okuyucu, okuduğu metinde çok fazla anlamını bilmediği kelimeyle karşılaşırsa ana fikre ulaşamaz. Bir okuyucunun, kullandığı kelime hazinesinde bulunmayan kelimelerin olduğu metinleri okurken güçlük çekmesi kaçınılmazdır. Zira kişinin kelime hazinesinin yetersizliği anlamayı ve okuma hızını olumsuz yönde etkilemektedir. Hiç aşina olunmayan ve rastlanılmayan kelimeleri içeren metinlerde iyi bir okuma hızına ulaşılması imkânsızdır. Bu bağlamda iyi kavramak ve okuma amacına göre hızlı okumak ve de okumadan istenilen seviyede verim alınabilmesi için geniş bir kelime hazinesine sahip olunması gerekmektedir. Çünkü kelime hazinesinin zayıflığı anlama ve algılamayı olumsuz yönde etkilemektedir.

Sözcükler Tekrar Edilmemeli

İyi bir okuyucunun en belirgin özelliklerinden biri sessiz okuma yapmasıdır. Sessiz okurken kelimeleri seslendirerek, dudakları kıpırdatarak ya da içinden seslendirerek okumak hem okuma hızını düşürür hem de anlamayı olumsuz yönde etkiler. Bu okuma şekli, sessiz okuma becerisini geliştirememiş kişilerde gözükür. Sessiz okuma yapılırken içten sesli okuma veya dudakların kıpırdatılması okumada verimsizliğe yol açmaktadır. Bu alışkanlıktan kurtulmak ve okumayı verimli hale getirmek için; kelimeleri sesli biçimde tekrarlamak yerine daha hızlı okumaya çalışmak… Tek tek kelimeler yerine blok blok ya da sözcük gruplarını okumak...

Fısıltı ile okunduğunda dudakların arasına kurşunkalem koymak…

Konsantrasyon Sağlanmalı

Zaman zaman insan zihni okuma esnasında konu ile alakalı olmayan bir takım sorunlara takılarak metinden uzaklaşmaktadır. Dikkatin konu üzerinde yoğunlaştırılması bir takım çalışmalarla geliştirilen bir alışkanlıktır. Yoğunlaşma güçlüğü, psikolojik, ekonomik, zihinsel ve sağlık problemi nedeniyle görülebilir. Daha çok duygusal problem yaşayan kişilerde görülür. Aşırı heyecan yaşayan birisi, olmayan bir kelimeyi varmış gibi okuyabilir ya da kelimeye doğru başlayıp onu yanlış bitirebilir. Benzeri durumlar, sıkılgan yapıdaki kişilerde de görülebilir. Bazı okuyucular, okuma isteği duymalarına rağmen, bilinçli okuyucu olamadıklarından yahut kendilerini metne tam veremediklerinden ellerine aldıkları kitabın birkaç sayfasını okuduktan sonra okumayı bırakmaktadırlar, kimileri ise okumaya istekli olmalarına rağmen konuyla ilgisi olmayan hayallere ya da iç konuşmalara dalmakta, bir süre sonra da okumaktan uzaklaşmaktadırlar.

Sessiz Ortam Seçilmeli

Okumadan gerekli verimin alınabilmesi için sessiz bir ortamda okumanın yapılması gerekmektedir. Özellikle de, çok çabuk dikkati dağılan insanların okuması için olabildiğince sessiz ve gürültüsüz ortam sağlanmalıdır. Ayrıca dikkatin toplanabilmesi ve okunan metin üzerinde yoğunlaşılabilmesi için sessiz ortam gereklidir. İnsanın okumadaki amacı metni anlamaktır. Anlamak için de onun üzerinde yoğunlaşmak gerekmektedir. Uygun olmayan, gürültülü ortamlarda, yatak ve koltuk gibi insanı tembelliğe götürecek ortamlarda okumak insanın anlamasını olumsuz yönde etkilemektedir. Havasız, karanlık, çok sıcak, çok soğuk vb. ortamlar okuma kalitesini düşürür ve anlamayı güçleştirir.

Satır Uzunluklarının Etkisi Unutulmamalı

Okumanın sağlıklı ve verimli yapılmasında etkili olan diğer bir etken de satırların uzunluğudur. Uzun satırlar, gözün sıçrama hareketleri ve duraklama noktalarının karışmasına neden olur. Bu da okumayı ve dolayısıyla da anlamayı zorlaştırır. Bu durum satır üzerinde gözün daha fazla sıçramasını gerektirir ve gözü yorar. Yapılan araştırmalara göre en uygun satır uzunluğu, 6,5 ve 9 cm arasında olduğu belirtilmiştir. Satır uzunlukları da yaş düzeylerine göre okumayı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Göz sütun halinde oluşturulmuş metinleri daha hızlı algılamakta ve okuyabilmektedir. Satırların uzun olması göze daha çok enerji harcatmakta bu sebeple de okumayı olumsuz yönde etkilemektedir.

Doğru Zaman Ayarlanmalı

Okuma zamanının kötü seçilmesi okumayı kötü yönde etkilemektedir. İnsanın yorgun, uykusuz vaziyette yaptığı okuma verimi düşürür. Ancak kişinin dinlenmiş, rahatlamış, canlı olduğu bir zamanda yaptığı okuma istediği verimi elde ettirir. Okuma için ayrılan özel zaman dilimlerinde yapıldığında daha etkili ve sağlıklı olabilir. Gündelik uğraşlar arasına sıkıştırılmış zaman dilimlerinde yapılan okumadan istenilen verim alınamayabilir. Okuma da, yapılması gereken bir iş gibi düşünülüp gereken önem verilmeli ve okuma zamanları ona göre ayarlanmalıdır.

Ferdi Güvensizlik Duyulmamalı

İyi bir okuyucu, hiçbir zaman okuduğu kitaptan yeterince faydalanamayacağı endişe ve kaygısını taşımaz, okuduğunu anlamama düşüncesini aklına getirmez. Diğer taraftan doğru ve verimli okumanın yöntemlerini bilmeyen bir okuyucu ise, okuduğunu yeterice anlamama, faydasını görememe endişesini taşır ve güvensizlik duyar. Okuma yapılırken bu güvensizliğin ortadan kalkması için uygulanması gerekenler vardır. Bunlar: Yavaş ya da kötü okuyucu olarak düşünmekten vazgeçilmeli… İlerlemenin yeni yol olduğu bilinmeli… Sabırlı ve inançlı olunmalı… Okuma, doğal bir alışkanlık haline getirilmeli… Sürekli pratik yapılmalı… Okumaya başlamadan evvel konu hakkındaki eski bilgilerle beyin jimnastiği yapılmalı… Okuyarak önemli bilgiler edinileceğine inanılmalı… Hayatın diğer alanlarında olduğu gibi okumada da güvensizlik okuyucu üzerinde olumsuz bir etki bırakmaktadır.

Ez cümle; iyi bir okuyucu olmak ve okumayı sağlıklı, zevkli ve verimli hale getirmek için; yanlış ve yavaş okumaya neden olan faktörler ve bunları ortadan kaldırma yol ve yöntemleri öğrenilmelidir.

M. Akif TUNA/ SÖZ VE KALEM DERGİSİ

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir