• DOLAR 32.365
  • EURO 35.043
  • ALTIN 2325.366
  • ...

Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Savunma Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

S-400 konusunda çeşitli soruların geldiğini söyleyen Akar, S-400'ün bir savunma sistemi olduğunu, bunun ne ABD ne de başkaları tarafından tenkit edilebileceğini belirtti.

Uzun menzilli bölge, hava ve füze savunma sistemini tedarik çalışmalarının hiçbir gizli gündem olmadan, açık şekilde yapıldığını dile getiren Akar, "Türkiye'ye bir hava taarruzu oldu da biz S-400'ü kullanmadık mı? Savunma sistemi bu. 'Nerede kullanacağız bunu?' Bu bir askeri konu, savunma, güvenlik konusu. Her şeyi pencere önünde, sahnede yapacak halimiz yok. Birtakım tedbirlerimiz, çalışmalarımız var. Gerektiği yerde ve zamanda kullanılacağını da herkesin bilmesi lazım. Bu konuda bir geri adım yok. Dolayısıyla bazı şeyler gizli, ülkelerin kendi milli sırlarıdır." ifadelerini kullandı.

- "Bu sene 6 Fırtına obüsü imal edildi"

Tank Paleti Fabrikası mülkiyetine yönelik sorular üzerine de Akar, fabrikanın mülkiyetinin tamamıyla Hazine'ye ait olduğunu, bunda hiçbir değişikliğin olmadığını vurguladı.

Bu konuda Danıştaya üç kez itirazda bulunulduğunu ve hepsinin de reddedildiğini anlatan Akar, fabrikada bu sene altı Fırtına obüsünün imal edildiğini, bunun dışında da imalat, bakım, onarım gibi çalışmaların devam ettiğini bildirdi.

Motor tedariki için çalıştıklarını belirten Akar, "Hepimiz aynı gemideyiz. Bildikleriniz, görüşleriniz varsa söyleyin; o yönde çalışalım. Ayrıca yurt içinde motorun imali için çalışmalar da sürüyor. Çok yönlü bir çalışma var." dedi.

Hulusi Akar, motoruyla, transmisyonuyla bir an önce tank üretimi yapılabilmesi için çalıştıklarını kaydetti.

"Adı konulmamış ambargolarla karşı karşıyayız." diyen Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece askeri, savunma sanayi konularında değil, aynı zamanda diğer sivil üretim konuları da dahil, dost bildiğimiz bazı müttefiklerimizden dahi istenilen cevapları alamıyoruz. Bunlar, herhangi bir şekilde 'ambargo' adı konulmadan, 'Daha sonra, daha sonra...' şeklinde uzatmalarla gidiyor. Fakat bütün bunlara rağmen bu eksiklerin, noksanlıkların önlenebilmesi için elimizden gelen gayret neyse bunları yaptık, yapmaya devam ediyoruz."