Allah, Hadi sıfatıyla bu endişeden uzak olanlara da hidayet etsin.

Evet, Aziz ve muhterem gönüldaşlarım! Bilhassa özgür mekanlarda hayatlarını idame eden dostlarım, bu hitap ve serzenişim sizedir. Bir çoğunuz şu an içinde bulunduğumuz mekanlardan geçmişsiniz, muzdarip olduğumuz konuların benzerlerinden. Sizler de muzdarip olmuşsunuzdur o vakit, belki kendi kendine keşke benim şu esaret olmasaydı da şu muzdarip olduğum konuları elimden geldiğince bertaraf etseydim diye hayıflanmışsınızdır.

Alın size fırsat. Allah lutfetti ve esaret hayatınız son buldu. Öyle ise daha dün hayıflandığınız konulara el atın, gayret edin ki muzdarip meseleler bir bir yok olup gitsin sizin gayretiniz ve çabanızla.

Acaba bugün gençlerimiz ömür sermayelerini nerelerde ve nasıl tüketiyorlar? Şayet bahsettiğimiz o muvvahid gençler gibi İslami endişe içerisinde her an ve zamanını geçiriyorlarsa ne âla. Yok, sadece dünya ve nefs-i emmarenin dürtüleri doğrultusunda bir yaşayış ile geçiriyorlarsa vay hallerine.

Gençlerimiz; Allah ve Resulünün isteyip razı olduğu şekilde sıhhatlarına dikkat edip bu büyük lütuf olan sağlığını korumalı, sağlığına halel getirecek şeylerden de kaçınmalıdır. Çünkü Allah-u Tealâ bu bedeni bizlere emanet olarak vermiş, bize düşen bu bedeni mantıkî olanın yolunda kullanmaktır.

Nereden kazanıp nereye harcadığımızdan mutlaka sorulacağız. Bunun için İslam’ın meşru gördüğü işlerde ve meşru kazanca da dikkat edeceğiz. Kazandığımızı da Allah’ın razı olacağı şekilde ve yerlere harcamalıyız. Malımızda ve kazancımızda fakir, yetim ve miskinlerin hakkını da gözetmeliyiz ki hesap gününde bize yük olmasın.

İlim konusunda Allah (cc) şöyle buyuruyor: ‘Sorun bilenlerden eğer bilmiyorsanız…” Bu ayetten de anlaşılacağı gibi ilim ehli olan yani herhangi bir konuda bilgi ve tecrübesi olandan sorup öğreneceğiz, öğrendiğimizi de pratize ederek başkalarına aktaracağız ki Allah’ın bize bahşettiği bilgi ve tecrübelerimizle toplumu manevi yönden irşad edelim. İmam Ali (ra) şöyle diyor: “İnsan malını korur, ilimse insanı korur, mal harcandıkça azalır, ilimse harcandıkça çoğalır” İşte asıl meselemiz de bu ilim konusudur. Bugün bir çoğumuzun muzdarip olduğu meseleler de buna bağlıdır.

Çünkü bir çoğumuz esaret, muhacerat, şehadet ve benzeri durum ve hallerden dolayı çoluk çocuğumuzla gereği gibi ilgilenemedik veya ihmal ettik. Bu yüzden bugün bir çok gencimizden beklediğimiz verim ve semereyi alamıyoruz, bu da biz babaları üzüyor. Siz değerli gönül dostlarımdan ricam ve tavsiyem vakit ve ilminizi bu geleceğimiz olan genç evlat ve kardeşlerimize vermenizdir. Yalnız bir konu var ki zaman zaman ben bazı gönül dostlarımdan duyuyorum, diyorlar ki çağırıyoruz gelmiyor, bizden kaçıyorlar. Gelmesin kardeşim! Onlar gelmezse biz gideriz, eskiden olduğu gibi peşlerinden biz koşacağız. Zaten eğer o genç çağırdığın vakit gelecek şuurda olsa kendisi arar, araştırır, bulup öğrenir. Bu şuurda olmadığı için siz şuurlu abi ve kardeşlerime düşen görev onları yakından takip edip alâkadar olmanızdır. Gerekirse peşlerinden koşarak okullarına, işyerlerine, arkadaş çevrelerine hatta evli kardeşler eşlerini de alıp aile ziyaretlerine gidip durumlarını yakından takip etmeliler. Bu da sadece maddi olarak değil, bilakis manevi açıdan her hangi bir sorun sıkıntıları var mı, yok mu? Varsa o eksikleri giderme noktasında gayret ve çaba sarf ederek o sorun ve sıkıntıları ortadan kaldırmalıyız.

Eğer bu konuda her mesuliyet sahibi Müslüman mesuliyetinin gereğini yerine getirmezse Allah indinde sorumlu olur.
Değerli gönül dostlarım! Geleceğimizin teminatı olan körpe genç evlatlarımıza gereği gibi bir ilgi alâka gösterelim ki yarın İslam davasına birer hizmetçi ve tebliğci olsunlar, olsunlar ki omuzlarımızdaki yük biraz hafiflesin.

Bu vesileyle siz gayretkeş İslam hizmetçilerinin görev ve sorumluluklarını hatırlatıyor ve hizmetlerinizden dolayı Allah yar ve yardımcınız olsun diyorum. Allah’a emanet olun. Amin, velhamdülillahi rabbil âlemin.

M. Emin Akyüz
Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi