• DOLAR 32.59
  • EURO 34.832
  • ALTIN 2495.732
  • ...
Suriye krizi için kolay bir çözüm yok
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mehmet Özcan / Doğruhaber
 
Suriye`de devam eden iç savaş neredeyse hiç bitmeyecek gibi devam ediyor. Kaosun devam etmesi için adeta avuç ovuşturan haçlı zihniyetli işgalci Batı dışında neredeyse tüm taraflar çözümü belli kördüğümü maalesef çözemiyor. Ülkeden her gün ölüm, katliam haberleri eksik olmuyor. Yaşananlar çok acı, vahim bir boyutta. Topyekûn ümmet imtihan olunuyor adeta. Konu ile ilgili görüştüğümüz Marmara Üniversitesi Öğretim Üyelerinden SETA Dış Politika Direktörü Prof. Dr. Talip Küçükcan önemli açıklamalarda bulundu. Görüştüğümüz bir diğer konu da Türkiye`nin Mavi Marmara için özür dileyen Siyonist işgalci İsrail`den beklediği Gazze ambargosunun kaldırılması meselesi ve ABD Dışişleri Bakanı Kerry`nin Türkiye ziyaretleri oldu. İsrail için eskisi kadar korunaklı bir Ortadoğu`nun olmadığını belirten Talip Küçükcan ambargonun bir an önce kaldırılması gerektiğini vurguladı.
 
Görüştüğümüz bir diğer isim ise, Gazze`den Dr. Salah Rantisi oldu. Rantisi, "Ambargo devam ediyor" dedi.
 
Bölgesel ve küresel aktörlerin çatışması
Suriye`de iç savaşın devam etmesi ve sorunun iki yıldır ABD, Avrupa, İran ve Rusya`nın da etkisiyle bir türlü çözüme kavuşamamasını nasıl yorumluyorsunuz?
 
Suriye krizinin çözümlenememesinin başlıca nedenlerinden biri bu çatışmanın aslında bölgede etkinlik ve rekabeti sürdüren devletlerarasında bir arka plan / vesayet savaşına dönüşmesidir. Yani Suriye`de iç içe girmiş çatışmalar ve mücadeleler var. Birincisi, halk ile Esed iktidarı arasında gittikçe mezhep aidiyetlerinden daha fazla beslenme potansiyeli taşıyan çatışma... İkincisi ise soğuk savaş sonrasında değişen bölgesel düzen ve bölgesel/küresel aktörlerin rol kapma, etkinlik alanlarını genişletme mücadelesinden doğan bir çatışma… Bu arka plan çatışması çözülmeden ya da ABD ve Rusya başta olmak üzere (İran ve Çin de dâhil) güç dağılımında anlaşamaz iseler Suriye krizi uzayabilir ve maliyeti artabilir. Kısacası bölgesel ve küresel güçler arasındaki güç yarışı, iç çatışmayı önlemek için başlatılan girişimleri akamete uğratmaktadır. Bu da çatışmaların şiddetlenmesine ve genişlemesine neden olmaktadır.
 
Suriye krizi için kolay bir çözüm yok
Peki, Suriye için çözüm nedir sizce?

Suriye krizi için kolay bir çözüm yok. Siyasi kutuplaşma, can ve mal kaybı, istihbarat ve güvenlik ve bürokrasinin acımasız uygulamaları derin yaralar açmıştır. Rejim elindeki tüm imkânları kullanarak iktidara tutunmaya çalışıyor. Muhalefet ise hâlâ uluslararası meşruiyet ve tanınma arayışında. Uluslararası aktörler (bilhassa ABD ve Rusya) doğrudan müdahale etme riskine girmiyor çünkü Suriye bu ülkeler için aşırı derecede stratejik önemi olan bir ülke değil. Çözüm girişimlerinin yine hukuki meşruiyet çerçevesinde bölge ülkelerinden gelmesi daha makul ve sonuç alıcı olabilir. Ancak son tahlilde çatışan taraflar arasında güç dengesizliği uçurumu var. Muhalifler derme çatma silahlarıyla organize ve profesyonel bir ordu ile karşı karşıya. Güç dengesizliğini giderecek önlemlerin alınması durumunda adil bir mücadele olabilir.
 
Camp David çökerken İsrail ancak ittifakla ayakta kalabilir
Türkiye`nin İsrail`den beklediği üç şarttan ambargonun kaldırılması, zor gibi görünüyor. Çünkü İsrail`in aksi yönde faaliyetleri var. Sizce İsrail bu şartı yerine getirir mi? Yerine getirmezse ne olur?
 
Türkiye ambargonun kaldırılması konusunda ısrarlı. İsrail ayak diretebilir ki bu İsrail`in sık başvurduğu bir yöntemdir. Artık İsrail halkı, Filistin sorununun sürmesinden dolayı yorgun ve bitkin. Onlar da isteyecektir Türkiye ile iyi geçinilmesini, çünkü artık İsrail için eskisi kadar korunaklı bir Ortadoğu yok. Camp David düzeni çökerken ancak ittifaklar kurarak ayakta kalabilir İsrail. Ayrıca ABD de aracı olduğu için İsrail üzerindeki baskısını sürdürecektir. Son tahlilde abluka kalkmaz ise Türkiye uluslararası camiada konuyu yine gündeme taşır. Aslına bakılırsa bu konu ne kadar gündemde olursa Filistin sorunu da o kadar uluslararası kalmaya devam eder.
 
ABD`nin isteklerine karşı Türkiye`nin ortaya koyduğu ilkeler var
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry 20 Nisan`da (bu kez Suriye meselesi için) üçüncü kez Türkiye`ye geliyor. Siz bu ziyaretleri nasıl okuyorsunuz? Türkiye`yi etkileme veya yönlendirme çabası olduğunu düşünüyor musunuz?
 
Türkiye ve ABD müttefik ülkeler. Bu defalarca beyan edildi. Bu bağlamda görüşmeler normal, gerekli, hatta zorunlu. Kuşkusuz her iki ülkenin beklenti ve planları yüzde yüz örtüşmeyebilir. ABD şunun farkında: Türkiye, bölge ile konuşabilen ve iletişim kurabilen özellikle yeni siyasi aktörler ile yakın temasta olan bir ülke. ABD, Türkiye`nin bu gücünden yararlanmak isteyecektir. Ancak bu konuda Türkiye temel ilkelerini ortaya koydu. Demokratikleşme, sivilleşme, refah, siyasal istikrar ve ekonomik entegrasyon. Bu konularda Türkiye geri adım atmaz. Eğer ABD de bu ilkelerin hayata geçtiği bir bölgesel düzen istiyorsa Türkiye`nin tercihlerini desteklemek durumundadır. Kerry`nin Türkiye`ye bir başka geliş nedeni de Türkiye`nin kriz ve çatışmalardan en çok etkilenen sınır ülkesi olmasıdır. Kerry`nin Yunanistan ve Bulgaristan`a gitmesi için neden yok, Türkiye`ye gelmesi için ise çok.
 
Son kararı ABD değil, Türkiye verir
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Patrick Ventrell tarafından yapılan bir açıklamada, ABD`nin Başbakan Erdoğan`ın Gazze`ye ziyaretine sıcak bakılmadığı ifade ediliyordu. ABD`nin Türkiye Cumhuriyeti başbakanının Gazze`ye yapacağı ziyarete müdahalesi ne derece doğrudur?
ABD de İsrail`in olası tepki göstermesi ve Türkiye ile başlayan yakınlaşma sürecinin zedelenmemesi için dolaylı müdahil oluyor. Ayrıca Türkiye`nin Hamas ve El-Fetih arasında arabuluculuk girişimleri var. İsrail ve El-Fetih içinde bazı gruplar bundan rahatsızlık duyuyor. Bir de ABD, Hamas`ı meşru bir temsilci olarak kabul etmeme eğiliminde. Erdoğan`ın ziyareti Hamas`ın meşru siyasi bir hareket olduğu imajını güçlendirecektir. Bütün bunlardan dolayı ABD çekincelerini iletiyor. Ancak son kararı veren ABD değil, Türkiye.
 
Savaş sürüyor, kan ve gözyaşı durmuyor
Suriye`de zalim Esad rejimine bağlı ordu ile muhalifler arasında devam eden çatışmalar köy, ilçe ve şehirlerde tüm şiddetiyle sürüyor. İki taraftan da hemen her gün onlarca can kaybı oluyor. Ancak devam eden iç savaşta en çok can kaybı sivillerden oluyor. Sosyal medyada paylaşılan katliam görüntüleri insanın kanını donduruyor.
 
Halk ise çatışmalardan dolayı yiyecek içecek gibi insani ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Çoğunluğu Türkiye`den giden yardımlar çatışma bölgelerinde halka dağıtılıyor. Savaştan dolayı ülkeyi terk eden Suriyelilerin sayısı iki milyona yaklaşırken sadece Türkiye`de bu sayı 200 bini aşmış durumda.
 
Esad yine af ilan etti
Ülke içinde tüm bunlar olurken koltuğu bir türlü bırakmayan Suriye`nin zalim Devlet Başkanı Beşar Esad, 16 Nisan`dan önce işlenen suçlar için yeni bir af ilan etti. Af ilanını Suriye Resmi Haber Ajansı SANA duyurdu.
 
Halep`te bir günlük ateşkes
Öte yandan bu hafta Suriye`nin Halep kentinde muhaliflerle Esad`a bağlı güçler arasındaki çatışmalara bir gün ara verildi. Bunun nedeni, sokak çatışmalarında ölenlerin cenazelerinin toplanması olarak ifade edildi. Ateşkesle birlikte Suriye Kızılayı, Halep`in El-Sakur semtinde 31 ceset topladı. Bir kısmı çocuk olan kurbanların keskin nişancılar tarafından vurulduğu gözlendi. Çatışmalar nedeniyle kent sokaklarında vurulanlara aylardır ulaşılamıyordu.
 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir