• DOLAR 32.537
  • EURO 34.78
  • ALTIN 2496.072
  • ...
Dicle Bahane, Amaç İslam’a Hakaret
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
DOĞRUHABER

Dicle Üniversitesi’nde geçtiğimiz hafta yaşanan olaylar sonrasında Hür Dava Partisi (HÜDA PAR)’ın yaptığı sükûnet çağrısına birçok sivil toplum kuruluşu da destek verdi. Yaşanan olayların Kürt halkına hiçbir fayda sağlamayacağı belirtilen açıklamalarda herkesin birbirinin düşünce ve fikrine saygı göstermesi veya tahammül etmesi gerektiği vurgulandı. Hizbullah Cemaati tarafından yapılan açıklamada da, “Biz çatışma taraftarı olmadığımız gibi en ufak bir gerginliğin yaşanmasını ve halkımızın rahatsız olmasını istemeyiz.” denilirken açıklamada şu uyarı da dikkat çekti: “Ancak varlığımıza ve İslami mücadelemize kasteden, inancımıza göre yaşamamıza tahammül etmeyenler de bu coğrafyada rahat bir şekilde yaşayamayacak ve varlığını sürdüremeyeceklerdir”


KCK tarafından yapılan açıklamada ise kamuoyunu manipüle eden cümleler sarf edildi. Açıklamada “Amed’de polisin koruması altında partimiz PKK aleyhine sloganlar attırılması ve olayların yaydırılmak istenmesi oldukça manidardır” denilerek PKK/BDP/KCK yanlılarının yaptığı eylemler sanki Bilge Gençlik Kulübü öğrencileri tarafından yapılmış ve saldırıyı gerçekleştirenler de bu öğrencilermiş gibi lanse edilmeye çalışıldı. KCK’nın yaptığı açıklamada hakikatler gizlenip çarpıtılırken açıklama “Bu kadar da olmaz” dedirtti.


İşte geçtiğimiz hafta yaşanan olaylar sonrasındaki gelişmelerin ayrıntıları…


EĞİTİMİN İLK GÜNÜ OKULDA BOMBA BULUNDU

Dicle Üniversitesi’nde olayların büyümesinin ardından üniversite rektörlüğü eğitime 3 gün ara vererek ortamın yatışmasını sağlamaya çalıştı. Ancak olaylardan sonra ilk Pazartesi günü PKK/BDP yandaşı öğrenciler basın açıklaması yapmak istedi. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı okulda, 4 el yapımı bomba ele geçirildi. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi toplu taşıma durağındaki bir halk otobüsünün içindeki şahıslardan şüphelenen polis, aracı durdurunca aracın camından refüj kısmına 2 bayan çantası atan 1’i kadın 4 şahıs kaçmaya başladı. Kısa bir kovalamacadan sonra 1’i kadın 4 şahıs yakalanırken attıkları çantanın içerisinden el yapımı olduğu öğrenilen parça tesirli 5 bomba ele geçirildi.


GÖZALTINA ALINANLAR KCK’LI

Ele geçirilen 5 el yapımı bombayla ilgili Diyarbakır Valiliği bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, üniversite öğrencileri tarafından provokatif eylem amaçlı olarak Dicle Üniversitesi’ne sokulan 5 el yapımı patlayıcının ele geçirildiği belirtildi. Yapılan açıklamada, yakalanan 4 şahsın Dicle Üniversitesi öğrencisi oldukları, iki şahsın daha önce de 10.12.2012 tarihinde KCK/PKK adına eylem ve faaliyetlerde bulunduğu belirtildi.


STK’LARDAN SAĞDUYU ÇAĞRISI

Diyarbakır’daki 49 STK bir araya gelerek bir basın açıklaması düzenledi. STK’lar adına açıklamayı okuyan İbrahim Gökdemir, ulus devlet sürecinde sistemin Kürt halkına karşı uyguladığı inkâr ve asimilasyon politikasıyla birlikte özellikle mütedeyyin kesimlerin daha fazla baskıya maruz kaldığını söyledi. PKK/BDP’li provokatörlerin Dicle Üniversitesi’nde çıkardığı olaylara değinen Gökdemir, “Süreç ile birlikte silahların bırakılıp müzakere ortamına geçildiği bu günlerde, Dicle Üniversitesi öğrencileri arasında meydana gelen ve süreci baltalamaya yönelik olarak çatışmayı ve şiddeti doğuran bu olayları geleceğimiz için atılmış tehlikeli bir adım olarak görüyoruz” dedi.


OLASI BİR FİTNEDEN HERKES ETKİLENİR

Olayların sükûnetle sonuçlanmaması halinde önü alınamaz bir olaylar zincirinin fitilinin ateşleneceğini ifade eden Gökdemir, şunları söyledi: “Bunun önüne geçilmezse bölgemizi kasıp kavuracak bir fitne ateşinin körüklenmesine sebebiyet verecektir. Bölgemizde yaşayan her kesimi olumsuz şekilde etkileyecek, barış ve huzur ortamını dinamitleyecektir.”


‘DEĞER ASİMİLASYONUNA ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’

İslam’ın ve Müslümanların kutsal değerlerine ‘Kahrolsun Şeriat’ sloganları ile İslam’a hakaret eden, haddini bilmeyen kişi ve kesimleri nefretle kınadıklarını ve lanetlediklerini belirten Gökdemir, bu tür olaylarla amaçlanmak istenen ideolojik dayatmalar ve yapılmak istenen değer asimilasyonuna, hassasiyet sahibi dindar kesimin asla müsaade etmeyeceği uyarısında bulundu.


OLAYLAR DÜ İLE SINIRLI KALMADI

DÜ’de yaşanan provokatif olayların ardından birçok üniversitede gözaltına alınan sol görüşlü öğrencilerin serbest bırakılması için eylemler yapıldı. Ancak yapılan eylemler amacını aştı. Üniversitelerde bir araya gelen sol görüşlü öğrenciler İslam’a ve İslam’ın şiarlarına hakaretler yağdırdı. Eylemlerin yapıldığı üniversitelerde sol görüşlü öğrenciler “Kahrolsun şeriat” şeklinde sloganlar atarak İslami hassasiyeti olan öğrencileri bir anlamda kışkırtmaya çalıştı. Genel itibariyle üniversitelerde herhangi bir kargaşa yaşanmazken İstanbul Üniversitesi bu üniversiteler arasında istisna oldu. İstanbul Üniversitesi’nde DÜ’deki olayları protesto eden ve İslam’a hakaret içerikli afiş asmak isteyen sol görüşlü öğrencilere Müslüman öğrenciler müdahale etti. “İslam’a, Şeriat’a ve Hizbullah’a laf söylettirmeyiz” diyen Müslüman öğrenciler ve sol görüşlü öğrenciler arasında kavga çıktı. Olaylarda her iki taraftan da gözaltılar yaşanırken İÜ’deki gerginlik yaklaşık bir haftadır devam ediyor.


ÇARPIK, YALAN İÇERİKLİ KCK AÇIKLAMASI

Olayların hemen ardından KCK provokatif ve toplumu manipüle eden bir açıklama yaptı. Açıklamayı okuyanlar “Bu kadar da olmaz” dedi. Yapılan açıklamada “3-4 günden bu yana Dicle Üniversitesi’nde gerçekleşen olayların gerçekliği açığa çıktıkça, yaşananların sıradan bir olaylar dizisi olmayıp ciddi bir tertip olduğu da anlaşılmaktadır” denilerek sanki saldırıya uğrayan taraf PKK/BDP’li öğrencilermiş gibi lanse edildi. Açıklamadaki çarpıklıklar bununla da bitmedi.

Bıçaklananlar, Müslüman öğrenciler olmasına rağmen sanki PKK/BDP’li öğrenciler bıçaklanmış gibi bir tavır sergilendi ve geçmişle ilgili de doğru olmayan bilgilere şöyle yer verildi: “Amed’de polisin koruması altında partimiz PKK aleyhine sloganlar attırılması ve olayların yaydırılmak istenmesi oldukça manidardır. 1990’larda polis ve devlet desteğinde tetikçi olarak kullanılan ve belleklerden silinemeyecek düzeyde gaddar ve sadist yöntemlerle yurtseverleri katleden bir grubun bugün farklı bir biçimde ortaya çıkıp geçmişteki kontra pratiğini anımsatan tarzda girişimlerde bulunması ve polisten güç alarak yurtsever-demokratik gençlikten insanları bıçaklaması çok tehlikeli bir duruma işaret etmektedir.”


“YANLIŞ ANLAŞILMA OLMASINI İSTEMEDİK”

KCK’nın yaptığı bu açıklamanın ardından Hizbullah Cemaati de bir açıklama yaptı. Olayların daha da büyümemesi ve lokal bir olay olarak kalması, ayrıca herhangi bir yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için günlerce açıklama yapmayıp olayları gözlemlediklerinin belirtildiği açıklamada, “Son günlerde Dicle üniversitesi’nde yaşanan olayları ibretle ve sükûnetle izlemekteyiz. Olayın öğrenciler arasında yaşanan, istenmeyen bir durum olduğunu düşünerek ve bu olayın sivil kuruluşlar arasında yaşanan diyaloglarla aşılacağını bekleyip yanlış anlaşılmaması ve başka tarafa çekilmemesi için bugüne kadar açıklama yapmadık” denildi.


“DUYARLI MÜSLÜMANLARI TEBRİK EDİYORUZ”

Açıklamada, olayların tırmanmaması için çabalayan, samimi bir şekilde sağduyu çağrısı yapan herkese ve her kesime tutumlarından dolayı teşekkür edilirken ayrıca olaylarda İslami değerlere yapılan saldırılardan dolayı tepki gösteren duyarlı Müslümanlar da tebrik edildi.


“HALKIMIZ FAİLLERİ ÇOK İYİ BİLMEKTEDİR”

Yaşanan olayların KCK–PKK’nin uzantısı olan unsurların saldırıları neticesinde geliştiği ifade edilen açıklamada, “Bu olayların tek nedeni İslam ve Müslümanlara olan tahammülsüzlüktür. Başka hiçbir nedeni yoktur ve halkımız bunun böyle olduğunu çok iyi bilmektedir” denildi.


KCK’nın yalan ve iftira içerikli bir açıklama yaptığı belirtilirken, “KCK–PKK’nin; sistemle barışmak için canla başla çalıştığı bugünlerde, Kürdistanlı Müslümanlar ve onların örgütlü güçleri söz konusu olunca 90’lı yılların yalan, iftira ve itham edebiyatıyla sorumsuz ve tahrik edici bir açıklama yapması üzerine böyle bir beyanat verme ihtiyacı doğdu” ifadeleri kullanıldı.


“BİZİ SAHNEDEN SİLEMEZLER”

“Tarihten ders ve ibret alınsaydı tarih tekerrür etmezdi. Öyle görünüyor ki bazı beyinsiz unsurlar söylem ve eylemleriyle 90’lı yılların yeniden tekerrür etmesine bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde hizmet etmektedirler” denilen açıklamanın devamında şiddetin hiç kimseye bir fayda sağlamadığı söylenirken şu cümlelere yer verildi: “Bugüne kadar İslam ve Müslümanların varlığına tahammül etmeyen ve yok etmek amacıyla zor ve şiddeti dayatan tarafların hiç biri bu girişimlerinden bir fayda görmediler. Bundan sonra da zor ve şiddetle bir yere varacaklarını ve bizi sahneden silebileceklerini düşünüyorlarsa sadece kendilerini aldatıyorlar. Bu onların ham hayalinden başka bir şey değildir.”


İSLAM’A SALDIRANLAR RAHAT BİR YAŞAM SÜRDÜREMEYECEK
Hizbullah Cemaati olarak hiçbir zaman çatışmanın tarafı olmadıkları belirtilen açıklamada, “Sabır ve tahammülümüzü son sınırına kadar zorlayıp bu tutumumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. Ancak varlığımıza ve İslami mücadelemize kasteden, inancımıza göre yaşamamıza tahammül etmeyenler de bu coğrafyada rahat bir şekilde yaşayamayacak ve varlığını sürdüremeyeceklerdir” uyarısında bulunuldu.


“YAŞANAN OLAYLARIN SORUMLUSU BİZ OLMAYACAĞIZ”
Açıklamanın sonunda herkes sağduyuya davet edilirken bundan sonra yaşanacak olayların kamuoyu ile şeffaf bir biçimde paylaşılacağı vurgulandı. Açıklamanın sonunda şu ifadelere yer verildi: “Biz çatışma taraftarı olmadığımız gibi en ufak bir gerginliğin yaşanmasını ve halkımızın rahatsız olmasını istemeyiz. Herkesi sağduyu ve aklıselime davet ediyoruz. Bütün bu ısrarlı çağrılarımıza rağmen istenmeyen gelişmeler olursa bundan hiçbir şekilde sorumlu olmayacağımızın bilinmesini isteriz.


Bilgilendirme ve olayları halkımızla paylaşma açısından zaman 90’lı yıllar devri değildir ve Hizbullah, o dönemin şartlarına göre hareket etmeyecektir. Yaşanan ve yaşanacak süreci çok açık ve şeffaf bir şekilde halkımızla paylaşacağımızın bilinmesini isteriz.”

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir