• DOLAR 32.583
  • EURO 34.827
  • ALTIN 2501.793
  • ...
Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

DOĞRUHABER / Hasan Işık - Analiz

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 19'dan yüzde 18'e indirdi. TCMB böylece Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun başkanlık döneminde ilk kez faiz indirimine gitmiş oldu.

Merkez Bankası’nın bundan önceki son faiz indirimi 22 Mayıs 2020'de gerçekleştirilmiş ve dönemin Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'ın başkanlık ettiği PPK, politika faizini yüzde 8.75'ten 8.25'e indirmişti.

Tabii faiz indirim kararının alındığı gün 8,63 seviyesinde başlayan Dolar/TL kuru 8,80'i daha sonra ise 8,85’i de aşarak rekor kırdı. Peki, ama niye? Neden faiz indirimi yapılınca dolar fırlıyor?

Aynı gün ABD Merkez Bankası (FED) faiz kararını açıkladı. Federal Açık Piyasa Komitesi üyeleri faizleri oybirliğiyle değiştirmeme kararı aldı ve politika faizi yüzde 0-0,25 aralığında sabit kaldı. Düşünebiliyor musunuz faizin anavatanı olan ülkede faiz sıfır! Ve bu ülkenin merkez bankası faizi artırmayıp sıfırda sabit tutunca hiçbir şey olmuyor ama aslında faize kökeni itibariyle karşı olan bir ülkede faiz %19 gibi korkunç bir rakamdan sadece bir puanlık indirim ile %18’e düşürülünce piyasa şahlanıyor, döviz fırlıyor, uluslararası faiz lobisinin yerli borazanları feryat etmeye başlıyor…

NE DİYORLAR?

Uluslararası faiz lobisinin yerli borazanlarına göre:

“Piyasalar açısından sürpriz olan faiz indirimi kararı, küresel belirsizliklerin arttığı bir dönemde Türkiye ekonomisini önemli risklerle karşı karşıya bırakabilir” miş.

Efendim, Reuters anketine katılan 19 kurumun 18'i, Anadolu Ajansı'nın anketine katılan 20 ekonomistten 18'i ve yine Bloomberg HT anketine göre ise sadece Uluslararası Finans Enstitüsü 50 baz puanlık bir faiz indirimi bekliyormuş muş…

Efendim, enflasyonun yüzde 20'ye dayandığı, dış borcun yüksek, döviz rezervlerinin negatif ve de FED'in bir gün önce sıkı para politikası verdiği bir ortamda faiz indirimi için alan bulunmuyormuş muş…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Haziran ayı başında enflasyonu düşürmek için faiz indirilmesi gerektiği yönündeki görüşlerini tekrarlamasının ardından da Dolar/TL kuru 8,80'i aşmış ve tüm zamanların en yüksek düzeyini görmüş müş…

Analistler(yerli borazanlar) o dönem, Erdoğan'ın sözlerinin Dr. Şahap Kavcıoğlu üzerindeki siyasi baskının bir tezahürü olduğunu ve bunun da liraya satış getirdiğini söylemişlermiş…

Ve daha neler neler…

“FAİZ İSTERÜK” DİYE FERYAT EDİYORLAR

Faiz lobisinin bu yerli sözcülerine göre faizler indirilirse enflasyon artarmış… Dolayısıyla enflasyonu düşürmek için faizleri artırmak gerekiyormuş!

Neden?

Çünkü uluslararası faiz lobisinin paralarının Türkiye’ye gelebilmesi için onlara yağlı bol faiz vermek gerekiyormuş.

Mantığa bakar mısınız, on yıllardır bu ülkeyi hep böyle sömürdüler…

‘Aman aman dış yatırımcı kaçmasın’ ayaklarıyla bu ülke ekonomisini adeta bir inek gibi sağdılar ve hala da sağmaya devam etmek istiyorlar. Çünkü bu güruhun görevleri bu.

Bakın geçen haftalarda ABD’nin Türkiye’de fonladığı yerli basın yayın gündem olmuştu. Bakınız o basına, hepsi koro halinde yukarıda ifade etmeye çalıştığım cümleler eşliğinde “faiz isterük” diye feryat ediyorlar.

“ASIL İŞ FAİZİ DÜŞÜRMEK SURETİYLE ENFLASYONU AŞAĞIYA ÇEKMEKTİR”

Peki, bu ülkenin ekonomi tarihinde hangi dönem faizler artınca enflasyon düştü? Var mı böyle bir bilgi? Yok! Hepsi yalan-dolan… 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ocak ayında İstanbul'da ekonomiyle ilgili yaptığı bir konuşmada, "Bana yatırım lazım, istihdam lazım, üretim lazım, ihracat lazım. Eğer bu dört başlık yoksa hiçbir şey yok, biz bununla övüneceğiz. Asıl iş faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağıya çekmektir" dedi.

Yanlış mı? Hayır.

Bir ülkede ekonomi güçlendirilmek isteniyorsa yapılacak iş faizin beline darbe vurmak ve üretimi, ihracatı, istihdamı artırmak olmalıdır. Aksi takdirde bu ülkede faizleri %100’e de çıkarsanız enflasyon düşmez, düşmez, düşmez…

Faiz nedir? “Sana 100 TL veriyorum, şu zaman sonunda bana 110 TL ver” demektir. Yani hiçbir şey yapmadan, taş atıp kolu yorulmadan 10 TL kazanacağım demektir. Peki, bu ekonomik bir gerçeklik midir? Yani birisi “sen ne yaptın da 10 TL kazanacaksın; ne ürettin, ne sattın, ne emek verdin de bu 10 TL’yi kazanıyorsun?” dediğinde bunun cevabı nedir? Hiç…

Faiz, sıfır risk ile havadan para kazanmak değil midir?

Faiz, bir emek sömürüsü değil midir?

Faiz, aslında reel ekonomi anlamında bir “hiç” olan asalak, kan emici bir kazanç değil midir? 

BİR PUAN NE Kİ?

Merkez Bankası faizleri 1 puancık indirdi diye böyle feryat figan ediyorlarsa artık gerisini siz düşünün…

Eski başkan Naci Ağbal görevde kaldığı dört ayda faizleri %10,25'ten alıp %19'a yükseltme performansı göstermişti. O zaman da bu sayfalardan defalarca ”faizi yükseltirseniz enflasyon da yükselir” demiştik.

Ne oldu? Enflasyon geldi %20 sınırına dayandı...

Şimdi faiz düştü diye ağlayanlar aslında 1 puancık düştü diye ağlamıyorlar. Göreceksiniz banka faizleri düşürdükçe enflasyon da düşecek ve millet de bunu görecek diye ağlıyorlar. Yoksa 1 puan dediğin ne ki?

İsteriz ki faize öyle bir darbe vurulsun ki bu ülkede bir daha asla telaffuz bile edilemesin.

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız