• DOLAR 32.512
  • EURO 34.566
  • ALTIN 2491.999
  • ...
Eğitimde Metod
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile... "(Resulüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik." (Furkan, 56)


Şüphesiz Yüce Allah doğru söylemiştir… Kur’an-ı Kerim’in birçok ayeti kerimesinde Hz. Muhammed Aleyhisselatu Vesselam’ın gönderiliş gayesinin uyarma ve müjdeleme olduğu belirtilmiştir. Bu ayetlerin bir kısmının Mekki(Hud, 2) bir kısmının da Medeni(Fetih, 8) olması Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın gerek Mekke gerekse Medine yaşantısında uyarma ve müjdeleme metodunu kullandığını göstermektedir. Eğitimin, Tebliğin ve İslam davasının temel prensibi olan uyarma ve müjdeleme metodunun hangi zamanlarda kimler için nasıl kullandığını anlamak için Kuran’ı Kerim’e, Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın hayatına ve iki dünya saadetinin temel anayasası olan İslam şeriatına bakarak anlayabiliriz.

Kur’an-ı Kerim’in çeşitli ayetlerinde Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın görevinin uyarma ve müjdeleme olduğu belirtilmiştir. Bu uyarma ve müjdelemenin inananlara ve inanmayanlara karşı yapıldığını “(Resulüm!) Biz Kur`an`ı, sadece, onunla Allah`tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık(Meryem, 97)” ayetinden anlıyoruz. Bununla beraber Kur’an kendi üslubuyla da sıklıkla uyarma ve müjdeleme metodunu kullanmıştır. Kur’an’da kötü işler yapanların, inanmayanların, Allah’a karşı gelenlerin cehennem ateşiyle, azab çeşitleriyle uyarılması ve korkutulması uyarma metoduna delil olarak gösterilebilir. Hakeza iyi işler yapanların, Allah’tan sakınanların, iman edenlerin de cennetle, iki dünya saadetiyle, nimetlerle mükâfatlandırılması müjdeleme metoduna delildir. Çünkü insanların yaratıcısı olan Allah; şüphesiz insanları en iyi tanıyandır. Bu sebeple insanlara hidayet yolunu göstermek için uyarma, bu yolda sabit kalmalarını sağlamak için de metodu kullanılmıştır.

Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın kutlu ve değerli yaşantısına baktığımız zaman gerek Mekke gerekse Medine dönemlerinde uyarma ve müjdeleme metodunu sürekli kullandığını çeşitli siyer kitaplarından okumuşuzdur. Malumunuz ilk inen ayetlerden (Alak, 1–5) sonra nazil olan Müdessir süresinde Allah, Resul’üne ilk olarak kavmini uyarmayı emretmiştir. Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam’da inanmayan ve şirk içinde olan kavmini müjdelemeden önce onları bir araya toplayarak cehennem azabı ile uyarmış ve korkutmuştur. Şöyle ki; “Ey Sabahah” diye haykırarak halkı tepenin önünde topladıktan sonra kendisinin “Emin” sıfatını halka tasdik ettirir ve akabinde inanmadıkları ve şirk içinde kalmaya devam ettikleri takdirde Allah’ın azabının geleceğini onlara bildirmiştir. Bununla beraber kendisine inananları ve Salih amel işleyenleri ise daima müjdelemiştir. Şöyle ki; Allah için işkenceye maruz kalanları ve öldürenleri sabır, zafer, şehadet ve cennet ile müjdelemiştir. Aynı şekilde akabede kendisini koruyacaklarına söz veren Medinelileri cennet ile müjdelemiştir. Hülasa Kuran’ın pratiği olan siyer-i Nebi de Kuran gibi inanmayanları azab ile uyarmış, inanları ise cennet ile müjdelemiştir. Şüphesiz asr-ı saadet bu uyarma ve müjdeleme metodu ile asırlar boyu kendilerinden bahsedilen, örnek ve önder kabul edilen bir toplum olmuşlardır.

İslam şeriatının hükümlerine genel olarak baktığımız zaman, temelde “iyiliği emr, kötülükten men etme”nin var olduğunu göreceğiz. Buda bize kötülük yapanların cezalandırıldığını böylece kötülüğün engellendiğini yani uyarma ve korkutma metodunun kullanıldığını gösterir. İyilik yapanlarında mükâfatlandırıldığını böylece iyiliğin teşvik edildiğini yani müjdeleme metodunun kullanıldığını görmekteyiz. Şöyle; İslam şeriatında hırsızlık yapanın elinin kesilmesi, zina edenin recmedilmesi, içki içene dayak atılması, münker işleyenlerin hapsedilmesi gibi had cezaları uyarma metoduna delildir. Aynı şekilde İslam şeriatına göre namazı cemaatle kılmanın 27 kat sevabının olması, tebessümün sadaka yerine geçmesi, başa gelen musibetlere sabredildiği takdirde günahlara kefaret olması ve dereceyi yükseltmesi, salih ve halis olan bir niyetin amele geçmesi engellense dahi salih amel olarak kaydedilmesi gibi teşvikler ve mükâfatlar müjdeleme metoduna delildir. İslam şeriatı öyle bir anayasadır ki uyarma ve müjdeleme metodu ile halkı ıslah etmekte ve refah seviyesini yükseltmektedir. Nitekim kötülük yapanların, caydırıcı cezalar ile karşılaşacağını bilmesi kötülüğü işlemenin önünde bir engel olarak çıkar ve kişiyi kötülüklerden uzak tutar. İyi işler yapanların ise mükâfatlarla karşılaşacağını bilmesi iyilik yapanların sayısını arttırır. İslami hükümlerle yönetilen ve yönetilmeyen toplumlar arasındaki suç ve iyilik oranlarını karşılaştırmak buna en güzel delildir.

Görüldüğü üzere uyarma ve müjdeleme metodu hem Kur’an’i hem Nebevi hem de İslami bir eğitim metodudur. Şüphesiz bu metodda biz müminler için önemli hikmetler vardır. Özellikle davetçi kimliğine sahip Müslümanlar uyarma ve müjdeleme metodunu her daim kullanmaları gerekir. Nitekim Allah; eğitimde, Peygamber; tebliğinde, İslam ise şeriatında bu metodu kullanmıştır. Bizlerde her türlü eğitim, tebliğ ve anayasalarda bu metodu kullanmalıyız ki her iki dünya saadetine erişebilelim. Allah’a; inanmayan, şirk koşan, isyan eden bir topluma tebliği götürmek ve onları bunlardan vazgeçirmek istiyorsak uyarma metodunu kullanmamız gerekir. Aynı şekilde Allah’a; inanan, itaat eden bir toplumun bu hal üzere kalmasını istiyorsak müjdeleme metodunu kullanmamız gerekecektir.

Asr-ı Saadet’ten kıyamete kadar müminlere örnek ve önder olan Hz. Muhammed Aleyhisselatu Vesselam’ın sadece müjdeleyici yönünü alırsak hata etmiş olacağımız gibi sadece uyarıcı vasfını örnek almakta bizleri hata içinde hataya sürükleyecektir. Uyarma ve müjdeleme metodunun kimlere ve nasıl yapılacağını özetle izah etmeye azmettik.

Bizlere düşen Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’ı sadece bir yönü ile değil tüm yönleri ile kabul etmek ve yaşamaktır. Nitekim Hakikat bir bütündür parçalanamaz, parçalanırsa hata edilmiş olur.

Uyarma metodu hakikatten bir parçadır. Bu sebeple uyarma metodunu inkar etmek hata olacağı gibi uyarma metodunu tek başına kullanmakta bir hatadır.

 

Aynı şekilde müjdeleme metoduda hakikatten bir parçadır. Bu sebeple müjdeleme metodunu inkar etmek hata olacağı gibi müjdeleme metodunu tek başına kullanmakta bir hatadır.

Rabbim bizleri maksadı doğrultusunda uyaran ve müjdeleyen kullarından eylesin İnşallah…

 

Muhammed İhya / Diyarbakır - Yaş: 24

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir