• DOLAR 32.371
  • EURO 34.964
  • ALTIN 2325.29
  • ...
‘Naziler’ Davasını Yabancı Gazeteciler de İzleyebilecek
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Doğruhaber / Dışhaber Servisi

Hatırlanacağı üzere cinayetler Hizbullah Cemaatinin üzerine atılmış ve Avrupa’da Müslümanlara yönelik baskılar artırılmıştı.

Almanya Anayasa Mahkemesi Cuma akşamı mesai saatinin bitimine bir kaç dakika kala ilgili kararını açıkladı.
Almanya‘nın en yüksek mahkemesi, Sabah gazetesinin Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi`nin basın mensupları için uyguladığı akreditasyon uygulamasına yaptığı itirazı değerlendirdi ve uygulamanın kısmen Alman anayasasına uygun olmadığına hükmetti.

Kararda, “NSU davasını görecek olan Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi‘nin uyguladığı akreditasyon yöntemi yüzünden duruşma salonunda Türkiye medyasına yer verilmemiş olmasının eşitlik hakkının ihlali anlamına geldiği“ vurgulanıyor.

17 Nisan`da başlayacak olan ve Almanya’da kimilerinin “Yüzyılın davası“ olarak nitelediği bu davaya Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi medya kuruluşlarına başvuru sırasına göre yer vermişti.

Başvuruların başına ayrılan koltuk sayısından çok daha fazla olması nedeniyle, sadece 3 saatlik bir zaman dilimine sıkışan akreditasyon süresinde Türkiye medyasının şansı yaver gitmeyince, duruşmaya Türkiye’den hiç başını yayın kuruluşunun giremeyeceği ortaya çıkmış ve Alman kamuoyunda yoğun bir tartışmaya yol açmıştı.
Nitekim davaya dair Türkiye’deki ilgi de Almanya’daki bu tartışmayla birlikte başladı.
 
Türkiye Medyası İçin Kura Çekilebilir
Zaten daha önce de Türkiye’nin Almanya’daki büyükelçisine de duruşma salonunda sabit bir yer ayrılmamış olması hayal kırıklığı yaratmış ama diplomatik girişimlerle konunun skandala dönüşmesi son anda önlenerek Türk büyükelçisine duruşma salonunda sabit bir yer ayrılmıştı.

8’i Türk, 1’i Yunan, 1’i Alman polisi 10 kişiyi, on yıllık bir zaman diliminde seri cinayet yönetimiyle katleden 3 kişilik Neonazi çetesine yönelik dava 17 Nisan’da başlıyor.

Ancak Almanya Anayasa Mahkemesi’nin, davayı yürütecek Münih Eyalet Mahkemesi’ni uygulamakla yükümlü tuttuğu “Türkiye medyasına en az 3 kişilik kontenjan ayrılması“ yönündeki kararının, nasıl gerçekleştirileceği henüz belli değil.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinin sorunu nasıl çözeceğini bu hafta sonunda açıklaması bekleniyor.

Ancak konunun uzmanları, mahkemenin halihazırda medya için basın tribününde ayrılmış toplam 50 koltuğa 3 ila 4 koltuğun daha ilave edilebileceğini, bu koltukların ise akreditasyon başvurusu yapmış Türk medya mensupları arasında kura çekilerek belirlenebileceğini söylüyorlar.

Bir ihtimal de basın akreditasyon işleminin tekrarlanması.
Ancak bu önümüzdeki Çarşamba günü başlaması öngörülen davanın ertelenmesi anlamına geleceği için, fazla ihtimal verilmiyor.
Bu arada Almanya Anayasa Mahkemesi’nin kararı Alman kamuoyunu fazlasıyla rahatlatmışa benziyor.

Kararın Almanya’da siyasetin tatile girdiği cuma akşamı mesai saatinden sonra açıklanmasına rağmen, Alman hükümetinden başlayarak, konuyla ilgili son günlerde görüş bildiren tüm siyasetçiler açıklama yaptılar ve Anayasa Mahkemesi kararının “Almanya yakın tarihinin yüzkarası Neonazi cinayetleri konusunda Alman adaletinin kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı güvenirliliği yeniden tesis ettiğini“ vurguladı.

Öte yandan Çarşamba günü başlaması beklenen Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü NSU davasında, aslında sadece bir asıl sanık ve örgüte çeşitli yollardan destek verdikleri iddia edilen dört sanık daha yargılanıyor.
NSU üyeleri Uwe Boehnhardt ve Beate Tschaepe.

Cinayetleri işleyen asıl 2 sanık yakalanmalarından kısa bir süre intihar etmişti.
Çarşamba günü hâkim karşısına, çıkacak olan ve tüm gözlerin üzerinde olduğu kadın sanık Beate Tschaepe yle ilgili olarak şu ana kadar sadece katil arkadaşlarına yardım ve yataklık ettiği ve iki bombalama ve 15 banka soygununa katıldığına dair sağlam deliller var.

Ancak savcılık ve maktul yakınlarının avukatları Beate Tschaepe’nin örgütün işlediği toplam 10 cinayette de parmağı olduğunu ispatlamaya çalışacaklar.

Sanık Beate Tschaepe’nin avukatları ise 2 buçuk yıl sürmesi beklenen davada müvekkillerinin hiç konuşmayacağını bildirdiler.
Şimdi tüm gözler savcılıkta.

Savcılık Beate Tschaepe’nin cinayetlere doğrudan karıştığını ispatlayabilecek mi?
Mahkeme katillere yardım ve yataklık ettikleri iddia edilen diğer sanıkların da suçunu ispat edip, gerek maktul yakınlarını gerekse kamuoyunu tatmin edecek cezalar verebilecek mi?

Özellikle maktullerin yakınları için zor günler başlıyor,

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir