• DOLAR 32.522
  • EURO 34.803
  • ALTIN 2420.516
  • ...
SON DAKİKA
`İslam Alimlerinin Mezarları Ortaya Çıkarılsın`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BATMAN - Hak ve Özgürlükler Platformu, İstiklal Mahkemeleri`nin yürürlükte olduğu süreç boyunca yaşanan hukuk cinayetlerinin aydınlığa kavuşturulması ve kabirleri gizlenen İslam âlimlerinin mezarlarının ortaya çıkarılması konusunda basın açıklamasında bulundu. Bugün saat 11.00 da Umut-Der binasında yapılan açıklamayı Hak Ve Özgürlükler Platformu dönem sözcüsü Abdurrahman Cens yaptı. İstiklal Mahkemeleri mahkeme olmaktan çıkıp infaz makinesine dönüştüğünü söyleyen Cens, "1920 - 1927 yılları arasında binlerce masum ve mazlum insanı idam eden ve adeta dönemin idam mekanizması haline gelen İstiklal Mahkemeleri`nde kararlar, hukuk normları içinde değil, tıpkı Elazığ İhya-Der`e verilen cezada olduğu gibi niyet okumayla, "Gözünün üstünde kaşın var!" bahanesiyle verilmiştir." dedi.

"Mahkeme Zabıtlarını Okurken Dehşete Kapılmamak Elde Değil"
İstiklal Mahkemesi zabıtlarını okurken dehşete kapılmamanın elde olmadığını söyleyen Cens, "Mahkeme heyeti; sanıkları azarlayarak, tehdit ederek ve hakaret ederek mahkeme yapmışlardır. Yargılama sürecinde de, infaz sürecinde de insani tüm değerler ayaklar altına alınmıştır. Eğer baba ile oğul idam cezası almışsa, önce oğul infaz edilip babaya seyrettirilmiştir." dedi.

Şark İstiklal Mahkemeleri`nce verilen idam cezalarının infazı için Büyük Millet Meclisi`nin onayı da gerekmediğini kaydeden Cens, "İstiklal Mahkemeleri`nin en temel özelliği, günümüz Yargıtay`ı gibi kararlarının temyiz edilemeyişi idi. Mahkemelerde yargılananların birçoğu aynı gün içerisinde yargılanmış, cezaları verilmiş ve idam edilmişlerdi. Ayrıca kayıtlara geçmeyen ve bildirilmeyen pek çok idam da olmuştur." ifadelerini kullandı.

"Tarihçiler Gerçeği Örtüyor"
Taraflı tarihçilerin kasıtlı olarak infaz edilenlerin sayısını az gösterdiğini vurgulayan Cens, "O dönemde yaşanan infaz vahşetinin boyutlarını küçük göstermek isteyen taraflı tarihçilerin, idam edilenlerin sayısını 2 bin civarında belirtmeleri gerçekleri örtbas içindir. Tarih, eninde sonunda hakikatleri ortaya çıkaracaktır. İstiklal Mahkemeleri, bazı kaynaklara göre 250 Bine yakın insanı darağaçlarında sallandırmıştır. 1920`lerde 15 Milyon nüfuslu Türkiye`deki bu idam sayısını bugünkü nüfusla orantıladığımızda bu, bugün 1 Milyonu aşmış bir Diyarbakır`ın idam edilmesi demektir." dedi

 "İstiklal Mahkemeleri Tam Bir Kıyım Yapti"
İstiklal Mahkemelerinin tam bir kıyım yaptığını söyleyen Cens, Sadece Birinci dönem İstiklal Mahkemesi, beş ay içinde 54 bin insanı yargıladığını söyledi. Cens, "Sadece doğu illerinde değil, diğer illerde de pek çok sayıda kişi idam edilmiştir. İstiklâl Mahkemesi hâkimlerinden biri olan Kara Ali; 1931 yılında bir gazeteye verdiği röportajda, İstiklal Mahkemesi`nin kararına istinaden kendisinin astığı insanların toplam sayısının 5.216 olduğunu itiraf etmiştir. O süreçte şehirler "insan mezbahasına" çevrilmişti. Her yerde idam, her meydanda ölüm, her ağaçta idam edilmiş bir mazlum vardı. İnsanlar sabah uyandıklarında, meydanların asılmış insanlarla dolu olduğunu görüyorlardı. İstiklal Mahkemesi hâkimlerinden Kel Ali, halk arasında "cellât" sıfatıyla anılıyordu. İşin garip yönü ise Kel Ali namındaki Ali Çetinkaya, hukuk eğitimi almamış olmasına rağmen hâkimlik yapmıştı." şeklinde konuştu.

 "Vefat Etmiş Âlimin Mezarını Açıp Naşını Darağacına Astılar"
Vefat etmiş âlimin mezarının açılıp naşını darağacına astıklarını söyleyen Cens, "İstiklal Mahkemesi, Erzincan`da bir alim olan İbrahim Hakkı Efendi`ye gıyabında idam cezası verdi. İbrahim Efendi, hakkında idam kararının alındığı günün ertesi sabahı namazını kılarken vefat etti. Ölüm haberinin doğru olup olmadığını araştırmak için köye gelen askerler, İbrahim Hakkı Efendi`nin kabrini açtılar ve merhumun naşını çıkarıp kefeni ile birlikte astılar. İskilipli Atıf Hoca`nın Şapka inkılâbından 1,5 Sene önce yazdığı bir kitap `Şapka Kanunu`na muhalefet` kapsamına alındı. İskilipli Atıf Hoca, yazdığı bu kitap yüzünden 4 Şubat 1926 tarihinde idam edildi." dedi.

"Şeyh Said`in Hareketi Dini Merkezli Bir Harekettir"
Şeyh Said`in hareketinin kesinlikle Kürt milliyetçiliği amaçlı olmadığını söyleyen Cens, Şeyh Said`in hareketinin İslam`ı bahane ederek bağımsız bir Kürt devleti kurma ve İngiliz destekli bir hareket olmadığını sözlerine ekledi. Cens, "Şeyh Said`in hareketi; Dini merkezli bir hareketti ve o zamanlar bölgedeki zulüm politikalarına ve İslam düşmanlığına karşı bir başkaldırıydı. Şeyh Said ve 46 yareni, 1925 Yılında 28 Haziran`ı 29 Haziran`a bağlayan gece idam edildiler. İsmet İnönü, Şeyh Said hadisesi ile ilgili olarak 1925 yılında bir gazeteye şöyle demeç vermiştir: "Şeyh Sait, hareket esnasında dini kurtarmak davasını açıktan ortaya atmış bulunuyor. "Hilafet kalkmıştır, din tehlikededir, dini kurtarmak lazımdır." davaları bu! Şeyh Sait, isyan hareketini böylece bütün memlekete milli bir hareket olarak değil, dini bir hareket olarak gösteriyor... Şeyh Sait isyanını doğrudan doğruya İngilizlerin hazırladığı veya meydana çıkardığı hakkında kesin deliller bulunmuyor." ifadelerini kullandı.

 "İdam Edilen Âlimlerin Mezarlarına Bile Tahammül Edilmedi"
İdam ettikleri İslam âlimlerin kabirlerine bile tahammül edilmediğini kaydeden Cens, "Zamanın zihniyeti; idam ettiği âlimlerin mezarlarına bile tahammül edemedi. Astığı âlimlerin kabrinden bile korktu. O dönem idam edilen pek çok İslam âliminin, Şeyh Said`in, 46 yareninin ve bunların dışında Bediüzzaman Said-i Nursi`nin kabirleri gizlendi. Halen de kabirlerinin nerede olduğu bilinmemektedir." dedi.

 "Genel Kurmay ve TBMM Arşivleri Tarihçilere Açılsın"
Kabirleri saklanan İslam âlimlerinin mezarları ortaya çıkarılmasını isteyen Cens, "Dönemin kayıtları dâhil ve arşivleri tarihçilere açılsın. Bizler; kalplerimizi kendilerine makber yaptığımız İslam âlimlerinin, gizlenilen kabirlerinin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. İstiklal Mahkemeleri`nin yürürlükte olduğu süreç boyunca yaşanan hukuk cinayetlerinin aydınlığa kavuşması ve idam edilen sivil insanların, âlimlerin, medrese hocalarının, imamların ve ilim talebelerinin sayısı ile neden idam edildiklerinin açığa çıkması için Genelkurmay arşivi ile TBMM arşivlerinin tarihçilere açılmasını istiyoruz." dedi.

M. Salih Özcan -İLKHA

Bu haberler de ilginizi çekebilir