• DOLAR 32.578
  • EURO 35.013
  • ALTIN 2431.08
  • ...
Şeyh Said İslam ve Kur`an İçin Mücadele Etti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR - Molla Fadıl Gülsever ile şehadetinin 86. Yılında Şeyh Said`i konuştuk. 77 yaşında olan Molla Fadıl Gülsever, Şeyh Said Kıyamına yetişmedi, ancak Seydalarının vasıtasıyla Şeyh Said ve Kıyamı hakkında hayli bir bilgi sahibi

Şeyh Said`in büyük bir âlim olduğunu ifade eden Molla Fadıl Gülsever, Şeyh Said`in İslam ve Kur`an için mücadele ettiğini vurgulayarak, idam edilmeden öncede bunu net bir dille ifade ettiğini ve bu yüzden "değersiz dallarda asılmama pervam yoktur" dediğini söyledi.

Kıyam Başarılı Oldu, Ancak
İslam ve Kur`an-ı Kerim`in ayaklar altına alındığı dönemde Şeyh Said`in büyük bir fedakârlık gösterdiğini belirten Gülsever, zillet yerine izzeti tercih ettiğini söyledi. Gülsever sözlerini şöyle sürdürdü, "Şeyh Said, zengin bir aileden geliyordu ve kendisi büyük bir tüccardı. Suriye`nin Halep şehrine koyun, keçi götürüp, satardı. Paraya ve dünya malına ihtiyacı yoktu. Şeyh Said, ticaret yaparak medreselerde talebe yetiştirirdi, fakirleri, miskinleri, yetimleri korur, gözetirdi. Tüm bunlara bakacak olursak, Şeyh Said, ne mal, ne de mülk için kıyam yaptı. Kürtçülük içinde yapmadı, peki niçin yaptı? Bakınız, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yeni bir süreç başlatıldı. Bu süreçte Müslümanların dini duyguları zedelendi, Kur`an-ı Kerim ayaklar altına alındı. Şey Said, bunun yanlış olduğunu birçok defa Cumhuriyetin kurucularına söyledi. Ama kulak arkası edildi. Son Çare olarak halkı önce bilinçlendirip, daha sonra da kıyamı başlatmaktı. Ancak bunu fark eden Cumhuriyet, kışkırtmalarla kıyamın patlak vermesine sebep oldu.

Zamanından hayli erken kıyama başlayan Şeyh Said, büyük ölçüde başarılı oldu. Elazığ, Bingöl, Diyarbakır ve birçok yeri aldı, ancak yakınının ihaneti sonucu kıyam bitirilemedi. Şeyh Said`in bacanağı olan Binbaşı Kasım`ın ihaneti sonucu esir düştüler. Daha sonra Şeyh Said ve arkadaşları Diyarbakır`a getirildi. 29 Haziran 1925 sabahı Ulu Camii önünde idam edildiler. Şeyh Said idam edilmeden önce mücadelesini şu cümlelerle özetliyordu; Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkak ki Mücadelem Allah ve İslâm içindir."

Korkudan Naaşları Bilinmeyen Yerlere Gömüldü
Sadece Şeyh Said değil, Üstat Bediüzzaman`ın naaşının da bilinmeyen yerlere götürüldüğünü hatırlatan Gülsever, bunun nedenini de şöyle anlattı; "Şeyh Said olsun ve Üstat olsun, o zamanlar talebeleri, sevenleri çok idi, Üstat Urfa`da hakka yürürken, tüm sevenleri oraya akın etti. Bu manzarayı gören hükümet, korkuya kapıldı ve naaşını alıp sakladı, unutulması için Ama unutuldu mu? Hayır."

Camilerimiz Atlar İçin Ahıra Çevrildi
Şeyh Said`in idamının ardından dine, dindarlara karşı büyük zulümler başladığını belirten Gülsever, camilerin atlar için ahıra çevrildiğini söyledi. Korkudan Seydalarının mağaralarda ders işlediklerini belirten Gülsever, yakalananların ise tutuklandığını, infaz edildiklerini söyledi. Bu zulümlerin Adnan Menderes zamanına kadar sürdüğünü ifade eden Gülsever, kendisinin de o dönemde ilim okuduğunu söyledi.

1925 yılından buyana hadsiz zulümlerin yaşandığını hatırlatan Gülsever, şimdiki hükümetin halelleşmekten bahsettiğini ve eğer halelleşme yapılacaksa 1925 yılından başlanılmasını istedi.

Çarşamba Günü İnşallah Batıkent Meydanındayım
Mustazaf Der Diyarbakır Şubesi`nin 29 Haziran Çarşamba günü saat: 16.30`da Batıkent Meydanında Şeyh Said ile ilgili bir etkinlik düzenleyeceğini hatırlatan Gülsever, tüm Müslümanları bu etkiliğe davet etti. Gülsever, "İnşallah ben de Çarşamba Günü Batıkent Meydanında olacağım" diyerek konuşmasını bitirdi.

M. Salih Keskin - İLKHA

Bu haberler de ilginizi çekebilir