VAN - Rapora tepki gösteren Mazlum-Der Van Şube Başkanı Yakup Aslan, Raporda yer alan "Kasıt Yok" ifadesine tepki göstererek, `Kasıt yok failler yok` peki, bu aklama neden? diye sordu.

 

Raporun Mecliste bulunanlar için utanç vesilesi olduğunu belirten Yakup Aslan, Daha önce de Şırnak`ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde bulunduğunu ve Bu konuda Mazlum-Der`in bir rapor hazırladığını belirterek, "Bu kadar vahim olan bir olayın sıradan bir trafik kazasıymış gibi gösterilmesi utanç verici bir durumdur. Roboski`yi hayatında bir defa görenler bile böyle bir şeyin tesadüfü olmayacağını bilir. Kaldı ki bunu iddia edenler yıllardır orada köylülerin kaçağa gidiş ve geliş güzergâhlarını çok iyi bilenler, bunun tesadüfü olamayacağını bilir. Bizler olaydan hemen sonra Mazlum-Der heyeti ile birlikte bölgeye gittik ve bölgeyi gördük. Köylülerinde söylediği gibi bu tamamıyla önceden planlanmış bir olaydır. Bu raporu hazırlayanların bunları görmemesi mümkün değildir" dedi.

 

Mahkemenin aklama merkezi olan Eskişehir`e verildiğini ve davanın güvenlik gerekçesiyle orada görüldüğünü aktaran Mazlum- Der Van Şube Başkanı Aslan, "Özellikle bu tür ciddi insan hakları ihlallerinin olduğu davaları güvenlik gerekçesi ile buralara alıyorlar ve bunu uzun bir sürece yayarak, bu failleri yüzde yüz bir şekilde aklıyorlar. Roboski de iki ihtimal aklımıza geliyor. Birincisi devlet yanlış haber aldı, PKK üst düzey yetkililerinin olduğu haberini aldı ve orayı bombaladı. İkincisi ise bunun uzun zamandan beri planlandığı ve hazırlıklar yapıldığı ve bu planın uygulamaya konulması şeklindedir. Köylülerin söyledikleri kadarıyla bu planlı bir durumdur" ifadelerini kullandı.

 

Roboski`li annelerin tek isteklerinin ve beklentilerinin faillerin ortaya çıkarılması olduğunu söyleyen Aslan, "Onların isteği birilerinin dediği gibi `tazminatsa tazminat` değildir kesinlikle. Adaletin uygulanması ve hükümetin özür dileyerek failleri ifşa etmesidir. Çünkü aileler bu katliamın müsebbiplerinden birisi olarak hükümeti görüyorlar. Bu güne kadar yapılan açıklamaların, basına getirilen sansürün katliamı gizlemesindeki rolünde bu rahatlıkla görünüyor ki Hükümet de müsebbiplerden biridir. Bundan dolayı hükümetin devlet adına özür dilemesidir. Tazminatlarda hiçbir zaman gözleri olmadı. Meclis İnsan Hakları Komisyonu`nun bu kararı aileleri tekrar umutsuzluğa sevk etmiştir" şeklinde konuştu.

 

Hükümetin baştan beri sergilediği tavırla ilgili olarak sorulan bir soru üzerine ise Aslan, "Bu olayda köylülerinde ifade ettiği ve ya benim şahsi kanaatim, hükümetin bu için içinde olmasıdır. Yani bu kararın alınmasında ve bombalama emri içerisinde hükümette var. Bundan dolayı ya işi sürece yaymak istiyor ya da işi sulandırarak unutturmak istiyor" tespitinde bulundu.

 

Roboski`li ailelerin acılarının hala taze olduğunu ve hala çocuklarının mezarlarının başından ayrılmadıklarını hatırlatan Aslan, " Bu ailelerimizin acılarına ortak olmak istiyorsak, Roboski`nin de bugüne kadar devlet eliyle işlenmiş cinayet ve katliamlar gibi örtbas edilmemesi için herkese iş düşmektedir. Raporda katliam gibi öyle planlarla yapılmış ki, kimse sesini çıkaramamakta, tamamıyla olayı hükümetin vicdanına bırakmaktadır" dedi.

 

Tüm STK ve insan hakları derneklerini göreve çağıran Aslan, "Bu saatten sonra yapılacak tek şey vardır. Roboski`nin İmralı sürecine kurban edilmemesi ve tüm STK ve insan hakları savunucuları bir baskı unsuru oluşturarak bu mazlumların yanında durulmalıdır. Mazlum-Der olarak bu güne kadar taraf oldu, mazlumdan taraf durdu. İnşallah bizler bunu sonuna kadar sürdüreceğiz" diye konuştu.