• DOLAR 32.548
  • EURO 34.923
  • ALTIN 2430.686
  • ...
Mescid-i Haram`da Neler Oluyor?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
ARAŞTIRMA - Kur`an-ı Kerim`de on beş yerde geçen "El-Mescidü`l-Haram" tabiriyle Mekke`de Kâbe`yi kuşatan ve ibadet için kullanılan alanın yanı sıra Mekke veya Mekke Haremi kastedilir. İslam öncesinde Mekke şehir planı Kâbe merkezli olarak gerçekleştirilmiş, siyasi ve içtimai hayatın bütün fonksiyonlarının yerine getirildiği bir merkez olarak Kâbe`nin bulunduğu alana geçişi sağlayan kapılar konulmuştu.
 
Mescid-i Haram
Yeryüzünde bilinen ilk Mescid olan Mescid-i Haram, Resul-i Ekrem (A.S.) ve Hz. Ebu Bekir zamanında herhangi bir değişikliğe uğramadan kullanılmaya devam edildi. Hz. Ömer döneminde çevresindeki bazı evler istimlak edilerek büyük oranda genişletildi ve etrafı göğüs hizasında bir duvarla çevrildi. Hz. Osman zamanında yeniden genişletilen ve 4482 m2`lik bir alana ulaşan Mescid-i Haram`a ilk revak bu genişletmede yapıldı. Bundan sonra birçok kere gerçekleştirilen genişletmelerde Mescid-i Haram`ın merkezindeki Kâbe`nin yer aldığı açık avlu korunmuş ve bütün faaliyetlerde Kâbe`nin merkezde bulunmasına özen gösterilmiştir.
 
Mescid-i Haram, Abbasi halifelerinden Muktedir-Billah zamanında 918`de gerçekleştirilen ıslahat ve genişletme sonunda 27850 m2`lik bir alana, kapı sayısı da on dokuza ulaştı. Abbasilerden Suudiler zamanına kadar gerçekleştirilen faaliyetler Mescid-i Haram`ın iç düzenlemesiyle ilgili olup bu alan ve yapı korunmuş, Mescid-i Haram mimari açıdan kesin şeklini Osmanlı padişahlarından II. Selim ve III. Murad zamanında almıştır. 1576`da klasik dönem Osmanlı mimari üslubuna göre düzenlenen Harem-i Şerif`in eski düz ahşap çatısı yerine çok sayıda konik kubbe inşa edildi. Bu sırada avlunun açık bir alan olması özelliği korunurken ikinci bir avluya bir dizi revakla geçen küçük çaplı müzehhep âlemli kubbeler kullanıldı.
 
Kanuni Sultan Süleyman zamanında başlanan tavaf alanı (metaf) ile ana kapıların bulunduğu yerlerin mermerle döşenmesi işi III. Murad (1574-1595) zamanında tamamlandı. Şimdi biz Mescid-I Haram`ın dönem dönem uğradığı değişiklikleri burada yazmaya başlarsak konu uzayacaktır. Asıl demek istediğimiz şey, ilk değişiklik çalışmasının Hz. Ömer ile başlamış olmasıdır.
 
Peki, bugün Suudi Arabistan yetkililerinin yaptığı nedir?
Kâbe`de son yıllarda özellikle Umre`ye gidenlerin sayısının artmasıyla Ramazan ve Hacc mevsimindekine benzer bir yoğunluk yaşanıyor. Bu demektir ki Müslümanlar dini vecibelerine riayet ediyor. Her sene Umre`ye ve Hacca gelenlerin sayısı artmaktadır. Hacc döneminde mahşeri kalabalığa benzeyen Mescid-i Haram`da hacılara daha iyi bir hizmet ve rahatça Hacc ve Umre ibadetlerinin yerine getirilmesi için Suudi Arabistan yetkilileri buna bir çare bulmak zorundalar.
 
Bu nedenle Mescid-i Haram çevresindeki alanın genişletilmesi kararı alındı. Bu, Arabistan yetkilileri "Osmanlı mirasını kaldırmak" için bu çalışmaları başlatmışlar demek değildir. Suudi Arabistan meseleye bir yatırım olarak yaklaşıyor. Ne kadar hizmet verilirse o kadar para kazanılıyor. Genişletme çalışmaları için kurulan yaklaşık 50 büyük vincin görüntüsü, Kâbe`yi dini bir alandan çok inşaat alanına dönüştürmüş olsa bile çalışma bittikten sonra herkes daha rahat ibadetini yapabilecek.
 
Öncelikle tavaf alanının kuzey bölgesinde bulunan revaklar yerlerinden sökülerek özel paketlerle numaralandırılıp kaldırılıyor. Bu kaldırma işlemi nedeniyle Kâbe`nin zemin katında bulunan tavaf alanı daralmış görünüyor. Özellikle tavaf sırasında Rükn-i Yemani ile Hacerü`l-Esved`in bulunduğu tavafa başlama bölümünde, inşa çalışmaları sürdüğü için yoğunluk yaşanıyor. Suudi Arabistan yetkilileri genişletme çalışmaları sırasında ortaya çıkan tozların Umre ziyaretçilerini etkilememesi için de her türlü tedbiri almış bulunuyor. Ancak, inşaat çalışmaları nedeniyle bugünlerde Kâbe`yi tavaf sırasında büyük izdihamlar yaşanıyor.
 
Mekke`deki dönüşüm 2020`de son bulacak
Kâbe`nin dört aşamalı genişletme projesi için yaklaşık 80 milyar dolarlık yatırım yapılacağı ifade ediliyor. Peki, Osmanlı döneminde yapılan revakları kaldırmak için bu kadar para harcanır mı? Hayır, tabi ki. Projeye göre, Kâbe`nin etrafına iki minareli yeni bir kapı eklenecek. Böylece Kâbe`nin toplam minare sayısının 11`e ulaşacağı iddia ediliyor. Kâbe`nin tavaf alanı genişletme çalışmaları sırasında ise kuzey ve kuzey doğusunda, 400 bin metrekarelik yeni inşaat çalışmaları yapılacak.
 
Bu bölgede şu anda 7 katlı binaların kaba inşaatı bitmiş durumda. Kâbe`de halen üç kat yüksekliğinde tavaf ve sa`y alanı bulunuyor. Çalışmaların tamamlanmasından sonra Kâbe`nin ana tavaf alanı ve genel görünüşü dairesel hale getirilecek. Arabistanlı yetkililer, Kâbe`de bugün 770 bin kişi tavaf ve ibadet edebilirken yeni projenin 2020 yılında tamamlanmasıyla bu sayının 1 milyon 600 bin kişiye çıkacağını belirtiyorlar. Yeni projenin bütün aşamalarıyla devreye girmesiyle birlikte Hac kapasitesinin 4 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. Bu demektir ki ülkelere verilen kontenjan sayısında da artış olacaktır. Yıllarca Hacca gitmek için bekleyenler için yeni fırsatlar doğacak. Suudi yetkililer, projenin bitmesi sonrası Mescid-i Haram`ın dünyanın en görkemli ve en güvenli yeri olacağını söylüyorlar.
 
Kâbe çevresini genişletme projeleri devam ediyor
Kâbe`nin çevresi ve etrafında bulunan bölgenin 2020 yılında tamamlanmasıyla Mekke, bambaşka bir görüntüye bürünecek. Kâbe`nin etrafında 5 tepe bulunuyor. Bu tepelerde önümüzdeki 7 yılda yapılacak olan ve içinde çok katlı binaların, otellerin, alış-veriş merkezlerinin bulunacağı inşaat çalışmalarından sonra ortaya bambaşka bir Mekke çıkacak. Kâbe etrafında çok katlı 100 otel binasının yapımı halen devam ediyor. Kâbe etrafında bulunan Ömer Tepesi`nde daha önce bulunan 3 ile 10 katlı yüzlerce eski bina, önce satın alınarak yıkıldı. Tepe kırılarak yol seviyesine indirildi.
 
Burada 39 gökdelenden oluşan ve içinde binlerce kişinin Hacc ve Umre zamanı kalabileceği binalar, rezidanslar ve alış-veriş merkezleri inşa ediliyor. Suudi yetkililer Hacc ve Umre`ye büyük gelir getiren kazançlı bir alış-veriş olarak baktıkları için bu yatırımları yapıyor. Bu binaların çoğunun inşası Türkiyeli inşaat şirketleri tarafından yapılıyor. Kâbe çevresini genişletme projesinde bir değişiklik olmazsa Cidde`den Mekke`ye gelen Hacc yolcuları hızlı tren ile doğrudan Mekke`ye gelebilecek. Kâbe`nin etrafındaki eski Şamiye bölgesinde bulunan binlerce bina ve dükkân, Kâbe Vakfı tarafından satın alındı ve Kâbe`nin genişletme çalışmaları için yeniden inşa ediliyor. Asıl bu haberin gündem olmasının sebebi, Mimar Sinan tarafından yapılan revakların durumu ne olacak sorusudur. Bu durumun da bazı siyasetçiler tarafından puan toplamak adına gündeme taşındığı görülüyor.
 
Kâbe`deki Osmanlı mirası da, Filistin`dekiler değil mi?
Kâbe çevresinde yapılan yeni düzenlemeler sırasında, Mimar Sinan tarafından ele alındığı kabul edilen revakların taşınacağı kararının alınmasının ardından Türkiye Dış İşleri Bakanlığı, Suudi yetkililerle görüştü ve heyetler göndererek yerinde incelemelerde bulundu. Revakların Türkiye`ye getirilmesi bile gündeme getirildi. Başbakan Erdoğan`ın Suudi Arabistan Kralı Abdullah ile yaptığı görüşmenin ardından da revakların yıkılmayarak korunması ve yeni projede yer alması sağlandı. Peki, Osmanlının mirası Kâbe`de bulunan revaklardan mı ibaret? Kafkaslarda, Balkanlarda, Kırım`da, Filistin`de, Suriye`de, Ürdün ve diğer yerlerdeki her gün yıkılan Osmanlı mirası ne olacak? Asıl Türkiye`de yok olmakta olan Osmanlı mirası ne olacak? Bizler onu düşünelim, Kabe`nin zaten bir Sahibi var.
(Riyad Makaev - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir