Feyzullah Zerey

Kur’an-ı Kerim’i okumak, dersini vermek ve anlamaya çalışmak, onunla amel etmek ile ilgili nice hadis-i şerifler mevcuttur. Bu hadislerden bir kısmı şöyledir:

Kur`an-ı Kerim dersi için bir araya gelmek
Ebu Hureyre radiyallahu anh’den Resulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Allah evlerinin birinde toplanıp Allah’ın kitabını okuyan ve aralarında ders veren hiç bir topluluk yoktur ki üzerlerine sekinet nazil olmasın, rahmet onları örtmesin, melekler onları çevrelemesin ve Allah Teâla onları nezdindekiler arasında anmasın.”

Kur’an dersi vermek
Hazreti Osman (ra)’dan Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam’dan rivayet ettiği şu hadis zikredilmektedir: ‘En hayırlınız Kur’an’ı öğrenip öğretendir.’ Ebu Abdurrahman es-Sülemi (rh) der ki: “Beni şu oturduğum yerde oturtan işte bu hadistir.” Bu zat Hz. Osman zamanından ta Haccac zamanına kadar Kur’an dersini vermeye devam etmiştir.

Kur’an’ı başkasından dinlemek
Efendimiz aleyhisselatu vesselam başkasından dinlemek üzere Kur’an’ın okunmasını emrederdi. İbn-i Mesud’a emretmiş ve “Ben başkasından işitmeyi severim” buyurmuştur. Hz. Ömer (ra) de hem kendisi hem de yanındakilerin dinlemesi için bazen Ebu Musa’ya bazen de Ukbe bin Âmir’e Kur’an okumasını emrederdi.

Kur’an okumak için bir araya gelmek
İbn-i Abbas(ra) der ki: “Kur’an okumak veya zikir yapmak için bir araya gelen topluluk bu hal üzere kalıp başka bir konuşmaya dalmadıkça Allah Teâla’nın misafiridirler.”

Kur’an’ın her harfine karşılık bir hasene
“Kim Kur’an-ı Kerim’den bir harf okursa ona bir hasene vardır. Her bir hasene de on misli ile katlanır. (elif, lam, mim) bir harftir demiyorum ancak (elif) bir harftir. (lam) bir harftir. Ve (mim) bir harftir.” (Ebu Davud)

Kur’an insanı yüceltir
“Kıyamet gününde Kur’an sahibine şöyle denir: Oku ve yukarıya doğru çık. Okurken dünyada okuduğun gibi tertil ile (ağır, ağır) oku. Zira senin derecen son ayeti okurken vardığın yerdir.” (Ebu Davud, Nesei, Tirmizi)

Kur’an okuyanın anne-babasına tac giydirilir
“Kur’an’ı okuyup onun içindekiler ile amel eden kimsenin kıyamet gününde ana ve babasının başlarına öyle bir tac giydirilir ki şayet güneş, dünya evlerinizin içine girseydi bu tacın ışığı o güneşin ışığından daha güzel olurdu. O zaman onunla amel edenin kendisi hakkında ne düşünürsünüz?” (Ebu Davud) Yani Kur’an-ı Kerim’in içindekileri ile amel edenin anne ve babasına bu mükafat varken bizzat kendisine ne kadar mükafat olduğunu siz düşünün!

Kur’an-ı Kerim okuyanların üzerlerine sekinet nazil olur 

Bera bin Azib’den rivayet edilmiş ki: “Bir adam yanında atı da bulunduğu bir sırada Kehf Sûresini okuyordu. Bu arada bir bulut belirip üzerini örttü. Bulut kendi etrafında dönüp yaklaşıyordu. Atı ise bundan ürküp yerinde duramıyordu. Sabah olunca Peygamber Aleyhissalatu vesselam’a gelip durumu  anlattı. Peygamber Aleyhissalatu vesselam buyurdu ki: “O sekine idi, Kur’an için nazil olmuştu.” (Buhari, Müslim)